Antrakt 34》Bu Kadar mı Zor

891 72 32
                                    

Antrakt 34
《Can

Mesaj, Kafa çarpması, Pijama, Park, Salıncak.

Can: Beni siktikten sonra beş dakika oyalansan bana aşık olduğunu düşünmeyeceğim.

İlke: İşim vardı.

İlke: Hem ne alaka, beş dakika fazladan durmak zorunda mıyım?

Can: Değilsin ama yine de beraber gidebilirdik.

İlke: Babamın ofisi otelin karşısında, nereye beraber gidiyoruz Can?

Can: Baban sikiştiğimizi bilmiyor ya, restorantta yemeğe geldiğimizi söyleyebilirdik.

İlke: O da bunu yer zaten|
Sikeyim, duysa beni öldürür|
Ne alaka, neden yemeğe seninle gideyim diye sorgular daha çok.

Can: Baban senin yakın arkadaşın olduğumu düşünüyor, bu yüzden absürt bir durum olmazdı.

İlke: Aynen kesin öyle biliyordur|
Senin hakkında neler düşündüğünü bilsen bir daha yüzüne bakmazsın|
Her neyse beraber görünmezsek mutlu olurum, en azından burada.

Can: Sana yapışık değilim zaten.

İlke: Aynen bende ondan bahsediyorum.

Görüldü

Telefonu sinirle kenara attığımda ekranda dönen çizgi filmden oldukça uzaktım. Tan bir kaç sefer beni denemiş sonra vazgeçmiş olmalıydı ki artık benimle muhabbet oranını gözle görülür biçimde azaltmıştı.

Elinde meyve tabağı ile gelen anneme tersçe bakmaya devam ettiğimde bakışlarımdan haber bir rahatsızlıkla koltuğa oturup tabaklardan birini oturduğum koltuğun kenarına koyarak konuştu. "Meyve ye, sevdiklerinden."

Diyerek diğer tabağı bekletmeden Tan'ın önüne koydu. "Sende ye."

"Şeftaliii yok muu? Ben ondan yiycem."

Tan mutsuzca söylenirken kenarda duran tabağı almaya tenezzül etmemiştim. "Yok, çilek ve muz ye"

Kollarımı kavuşturup bacaklarımı kendime çekerek, koltuğun kenarına başımı koydum. Şeftali kelimesi bile ürperiyordum.

"İstemiyorum."

"Tan, lütfen tabağındakileri ye"

Annem onu ikna etmeye çalışıyor fakat ikna edemiyordu. "Onu da terapiye götür."
Cümlem ile duraklayarak bana bakındı. Kaşları gergin duruyorken gözleri ona laf attığım için oldukça şaşkın gibiydi. "Efendim?"

"İstediği olana kadar mızmızlanıyor diye götür. Doktor bu yaşlarda bu normal diyecektir pek tabii ama sen hasta olduğunu düşünmeye devam edebilirsin. İlk kez yaptığın şey değil sonuçta."

Hırslıydım. Kaç doktor gezmiş, hepside bunun bir hastalık olmadığını anlatamamıştı ona. Hayatımda gördüğüm en homofobik kişiydi, kendi çocuğuna bile acımamıştı.

"N-ne?"

Gözlerimi kapatıp onunla göz kontağını  kestim, keyifle nefes aldım. "Senin isteğin olmuyor diye bizi kalıplara sok diyorum. Biz senin şekillendireceğin bir oyun hamuruyuz sonuçta, şekil almazsak kurudu diyip atabileceğin."

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin