Antrakt 39
《Can》Yalvarma, fotoğraf, kırık çerçeve,bel altı ve kaybedilen dostluk
Vakit bir şekilde geçiyordu, beni zorluyor ve üzsede geçiyordu fakat işlerin bir dağ olup üzerime yıkılacağından habersiz.
Peşinden koştuğum isteğin beni nerelere sürükleyeceğini bilsem tekrar bu işe girişir miydim, hatta Taylanı buna zorlar mıydım bilmiyordum.
Pembe saçlı ve mühendislikte, yanından geçtiği masanın ortamında, en az bir kez; bak bu da ibneymiş diye duyduğum o çocuk.
O gün onun parlak pembe saçları ile utançla koşturması ve ardından ettiğimiz sohbette konunun oraya gelmesi sonucunda bir iddianın kucağına düşmüştü.
İşin aslı, onu düşürdüğümüzü sanarken her şeyin bizim ayağımıza dolanacağı gerçeğinden o anlarda habersizdik.
Her şey o kadar basitti ki. Taylan Sarp denilen o çirkin ibne çocuğu tavlayacak ve aşkını itiraf ettirecekti. Bunun sonucu ise İlke sadece sikmek ve gösteriş için yanında tuttuğu Özgeden ayrılacaktı. Çünkü lafta Taylan'ın Özgeye ilgisi vardı.
Bu sikik yalanlar anlık gelişmişsede bir şekilde bir şeyler dolanmıştı boynumuza. Özgeden ayrılsaydı düzelecekti. O yaza dönecektik belki, yine salıncağı sallayacak belki arada bir nezaketini bahşedecekti. Şimdiki gibi boşaldıktan sonra bazen uyutup, bazen de uyutmadan kaçmayacaktı. Belki iyi bile davranır, kendini kabullenirdi. Sonuçta bir erkekle birlikte olduğunu itiraf etmek öyle kolay değildi.
İlkeyi anlıyordu, kendini kabullenmek bir yere insanlara bunu söyleyemeyecek biriydi.
Az kalmıştı zaten, her şeye çok az kalmıştı. İlke gittikçe bana daha hırçın olurken Taylan ve o ibne yakınlaşıyorlardı.
Olayları yakından takip etmesemde ikinci dönemin sonlarına gelmiştik işte. Her şey mükemmeldi en azından kapıma dayanan Taylan'a kadar ben öyle sanıyordum.
"Can, yalvarıyorum." Diye kükredi."Lütfen."
Son zamanlarda olan ve görmezden geldiğim bir değişimi şimdi yüzüme yüzüme vuruluyordu.
İddia'nın sonuna gelmişken bitirmek istiyordu. Böyle imkansız bir teklifi bana diretiyordu.
Olumsuzca başımı salladım."Kafan karışmış senin." direttim. "Bir erkekle yakınlaşman kafanı karıştırmış, aşk sanıyorsun. Seninkisi sadece merak."
Taylan'ın asla erkeklere ilgisi olmamıştı, ya da ben öyle sanıyordum. Onu gerçekten tanıyor muydum? Onun ne zaman yanında olduğumu düşünmek için zihnimi yokladım ama sonra vazgeçtim.
İrice açılan gözleri, hayal kırıklığı ile yumuldu. Sinirden titreyen elleri sıkıca yumruk oldu."Yazıklar olsun." Fısıltısı içime otururken, akan göz yaşımı hızla sildim. Böylece pes edemezdim. İlke'den nasıl vazgeçerdim? Nasıl.
Keskince baktı suratıma, gözleri hayal kırıklığı ile dolup taşıyordu."Sana birini sevdiğimi söyledim." Dedi.
Hırsla ayağa kalktı ve ne yapacağını bilmez gibi volta attı."Sana ilk defa birini sevdiğimi söyledim. Can sana ilk defa senden başka birine kıyamadığımı söyledim. Bana bu mutluluğu, seni yıllardır görmezden gelen biri için nasıl görmezden gelirsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entracte
Roman d'amourCan yıllardır İlkeyi seviyordu, İlkeyi sevmeyi bile seviyordu. İlke ise Can'ın varlığından rahatsız olduğunu söylüyordu. Ama sonuç olarak; Can pek iyi biri sayılmazdı... İlke'de öyle. ~melodram • • b x b • • 04.07.22