Antrakt 46
《Can》İlgi, bar, su, bağcık
"Bana sorarsan başlarda sadece seni gözlemlemek için yanındaydı fakat şu an sana olan ilgisi hoşlantıya dönmüş olabilir diye düşünüyorum."
İnanç oturduğumuz barda garsonluk yapan Mehmet'i izlerken dediği şeyler bunlardı.
İnanç'ın evinde beleş yaşamak yerine babamın gönderdiği dolar bazında parayı kira ödemek, geçinmek ve psikolog ödemelerinde kullanıyordum. Birde keyif?
Aylar çok zor geçiyor diye düşünüyordum ama öyle olmuyordu. Yaşadıktan sonra geriye döndüğünde o kadar olmuş mu diyordun.
Gece uyuyamama, arada tutan krizler, uzak durduğum her hatıra ile yavaş yavaş yüzleşiyordum ama bu beni zorluyor olmalıydı.
Psikolog fobimi birazda Mehmet'in psikiyatrist olacağım ben diye tutturup bana önce Psikolog sonra hocası olan bir psikiyatristi önermesiyle aşmış sayılırdım.
Yine hoşlanmıyordum fakat yine de aşmak için tek başıma savaş verecek gücümün bazen tükeniyor gibi hissettiğim anlarda iyi geliyordu.
"Saçmalama." Diyerek kulağına doğru konuştum. Önümde duran fıstığı ufalayıp ağzıma atarakan arkasında biradan yudumladım. Isınmıştı.
İnanç dediklerimi yapmacık bir baş sallaması ile onaylayıp sabahtan beri izlediği kızı tekrar süzdü.
Elimde tuttuğum fıstığı suratına atarak bakışlarını tekrar kendime çektim."Sapık gibisin."
İnanç omuz silkti. "İstemeden kayıyor gözüm oğlum." Ardından tekrar kafasını çevirmemek için zor duruyor gibi görünsede önünde duran alkolsüz kokteyli dikip ona attığım fıstığı düştüğü masadan alıp yedi.
"Başlayacağım şimdi senin gözünün bebeğine."
Omuz silkip elini çerez tabağına daldırıp leblebiyi eli ile itekleyip kajuyu parmakları arasında döndürdü. O an gözleri arka masama kaysada geri bana baktı.
"Can, ciddiyim. Mehmet'in sana adım atması çok yakın. Kaç aydır kanka ayağı güdüyor ama bak görürsün senden azıcık bir ışık alsa varyaaaa. Neyse."
Onun dediklerini az çok ben de hissediyor olsamda henüz beni nereden tanıyor olduğunun cevabını alamamıştım ve artık daha az merak ediyordum.
Bir süredir daha fazla temas ediyor daha fazla çat kapı geliyordu. Bakışlarını sürekli yakalıyordum. Bazen sen seversin diyip sevdiğim tatlıdan alıp geliyordu, bazen ortak zevk edinmeye çalışıyor gibiydi.
Bir şeyler farklılaşıyordu fakat hayatımda hiç flört etmemiş ya da bunu istememiş biri olarak buna hazır değildim.
Dahası gerçekten bir şeyler olsun istiyor muydum emin değildim. Bir şeyleri başkası ile hayal edip, bambaşka bir insanla gerçekleştirmek istemiyordun.
"Bilmiyorum İnanç. Bir şeyler istiyor muyum emin değilim."
İnanç dediklerim ile dudaklarını büzüp omzuma destek olur gibi sıktı. "Denesen peki? Böyle unutulmaz ki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entracte
RomansaCan yıllardır İlkeyi seviyordu, İlkeyi sevmeyi bile seviyordu. İlke ise Can'ın varlığından rahatsız olduğunu söylüyordu. Ama sonuç olarak; Can pek iyi biri sayılmazdı... İlke'de öyle. ~melodram • • b x b • • 04.07.22