Antrakt 18》Yavaş Yavaş Alışalım

1.2K 95 41
                                    

Anktrakt 18
《Can》

Beceriksiz Öpücük, Sevgili, İlgisiz, Heveslenmek, Başımın Belası

Dudaklarım beceriksizce onun dudakları üzerinde duruyordu. Öpüşmeyi bilmezdim ben. Yumuşakça bastırdım sadece. Sonra usulca bekledim. Bir şeyler olmasını mı bekledim bilmiyordum ama İlke kollarımın arasından sertçe çekildi ardından sert bir yumruk yüzüne bocalandı.  Bayık bakışlarımla olanları izlerken bir süre olayları kavrayamadım.

"Sen kimi öpü-" İnanç'ın tanıdık sesi bir anda İlkenin yüzünü görünce kesildi. Yanlış bir şey yaptığının bilincininde dudaklarını ısırdı ve saçlarının arasına parmaklarını geçirdi. İlke kendini tutamaz gibi aynı şekilde İnanç'ın üzerine atlayarak yere düşürdü ve yüzüne yumruklarını geçirmeye başladı. Bedenim duvara yaslı şekilde yere doğru kayarken en son kalçam yeri buldu ve ayaklarım yerde yatan İnanç'ın ayakları dibine kadar uzandı.

Neler olduğunu idrak edemeyen bedenim hafif bir kıkırtıyla olanları izlerden müzik susmuş, Insanlar İlkeyi ayağa kaldırıp uzaklaştırmaya çalışıyordu. "Sen kimsin de bana vuruyorsun piç." Sinirli sesi kulaklarımı tırmalarken ses çıkarmadan hıçkırdım. "İnanç'a vurma." Dedim mırıltı ile. İlke onu tutan kollardan kurtulduğunda sertçe bana baktı.

İnanç sorun yok der gibi tek elini sallarken diğeri ile kanayan burnunu tutmuştu. "Sorun değil." Dedi mırıltı ile. Sonra usulca bana doğru gelip boşluğu izleyen beni sarstı. "Can."

Cevap vermedim. Başımı usulca İlkeye çevirdim. İlke diğer tarafıma çökerken kolumu omzuna attı ve bedenimi kaldırdı.

"Seni yabancı biri sandım." Dedi İnanç beceriksiz bir sesle. "Birinin Can'dan yaralandığını düşündüm." Diğer tarafıma konuşarak girmeye çalışan İnançı benim bedenimi tamamen kendine çekerek engelledi. "Birinin ondan yararlanacağı açıklar vermeseydin o zaman." Sinirli sesi ve gergin bedeninine yapışıktım.

"Inanç'ı azarlamayı kes." Huysuzca çıkan sesimle bana ters bir bakış attı. "Sevgiline azar çektiğim için özür dilerim."  Sesi iğneleyici çıkıyordu.

Bedeni gergindi. Daha da geriliyordu. Hafifçe kıkırdadım. İnanç'ın sevgilim olması ihtimali komikti. "İnanç benim sevgilim değil ki."  Sanki sır veriyor gibi  hem kalabalığı yararak bedenimi kendiyle sürükleyen İlke'nin kulağına eğildim. "Seni seviyorken nasıl başkasına sevgilim diyebilirim ?"

Durakladı. Belimi tutan elleri sıkılaştı. Başını sallayarak kendine gelmeye çalıştı. İnanç tam arkamızdaydı, müzik tekrar başlamışken çıkış kapısının önüne gelmeden önce önümüze başka biri kesti.

"İlke, nereye?"

İlke omuz silklerek ağız ucuyla cevap verdi. "Sonra görüşürüz kardeşim." Elini adamın omzuna koyduktan sonra ufakta patpatlayıp tekrar belime yerleştirdi. Ardından usulca çıkış kapısına doğru sürüklendim. Ayaklarım zar zor doğru yerlere basarken birden vuran soğuk hava ile sersemce yüzümü ekşittim.

"Araba var." Diyerek mırıldandı İnanç ama sonra yüzü kasıldı. "Ama bende içkiliyim. Gerçi bir bardak votka bana bir şey yapmaz." 

"Olmaz." İlkenin sesi kesindi ve yeni fikirlere mümkün bir filizlenme vermeyecek kadarda kararlı çıkıyordu. Ne yapacağını o da bilmiyor gibi bir süre durakladı ve az sayıda arabaların olduğu yerde durakladı.

Gözlerim kendi arabamın biraz ilerisinde duran İlke'nin arabasını buldu. Nasıl fark etmemiştim acaba bu arabayı. O da bunları düşünüyor gibi ağzının içinden mırıldandı."Sikeyim, plakaya bakmalıydım."

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin