Antrakt 31
《Can》Kayıp, Teras, Unutulan, Anne, Kucak
Gözlerim kapanırken bunun bir son olduğuna hazır gibi hissediyordum. Yani sonunda ölecektim, sonunda gerçekten bir şeyleri arkada bırakacaktım.
Ama hayat beni bunun için ödüllendirmek konusunda çok çekingendi. Çünkü ağzım kurumuş şekilde yutkunmakta güçlük çektiğim ilk an anlamıştım. Gözlerimi açmamıştım ama o an aa demiştim evet hala ölmedim.
Bazen öldürmeyen Allah gerçekten öldürmüyordu. Kormuştum, bir şeylerin son bulmaması ve hasta bir halde hastane yatağının birinde tek kalmış olmaktan çok kormuştum. Şimdi bir odada, tek başıma yatıyor olduğum hissi bedenimi kasarken gözlerimi aralamaktan korkmuştum.
"Bilinci yerine geliyor galiba, ben doktora haber vereyim."
Hafif bir tını duyduğumda kime ait olduğunu anlayamadım. Gözlerimi aralamakla aralayamamak arasında gidip geliyorken bir anda göz kapağım bir el yardımıyla açılmış ve gözümü kör eden bir ışık vurmuştu.
Konuşmak istedim ama hafif bir inlemeden öteye gidemedim. Sonra ise tekrar karanlıktı her şey.
İkinci sefer her şey daha kolay olmuştu. Uykudan uyanmış gibi hissederek kalktığımda etraf karanlık sayılırdı, hatta camdan dışarısı mavi ve hoş bir morla kapalıyken gece mi oluyor, gündüz mü oluyor tam çözememiştim.
Üzerimde takım bir pijama vardı. İğrenç bir hasta bejiydi. Olur ya hastane önlerinde olan dükkanlarda satılan baklava desenli veya saçma sabit desenleri olan insanı görünce dahi hasta yapan o bej.
Kolumda takılı serumu diğer elimle söktüm. Ve elimi istemsizce sarılı başıma götürdüm. Zonkluyordu.
Ayağa kalktığımda etrafta terlik göremedim. Kimse bunu umursamamış olmalıydı. Çıplak ayaklarım ile içini zar zor gördüğüm odada dikildim.
Algılamada zorluk çekiyordum. Neler olduğunu? Günlerden neydi mesela? İşe gitmem gerekti. Hüsü'ye tekrar serum vermen gerekti, dikkat etmezsek kafeste duran kuşlara saldırabilirdi onu söylemem gerekti. Sınavlar kapıdaydı dahası akşam yüklerim diye beklettiğim ödevime ne olmuştu.
Araba ne durumdaydı aslında.
Zihnim tuhaf bir şekilde önemli nokta hariç her şeyi düşünüyordur. Bu acımı bastırmanın bir yöntemi miydi? Bir süre çevreye bakmayı akıl edebilmiştim. Koltukta iki büklüm yatan biri vardı ama karanlıkta pek seçememiştim.
Unuttuğum bir şey var gibi hissediyordum... Önemli bir detay var fakat bunu fark edemiyor gibiydim. Ayaklarım soğuk zemine değmekten hoşnut gibi kapıdan dışarıya çıktığımda ölü sessizliği kaplıydı her yer
Adımlarım koridor boyunca ilerleyince sonunda duran yangın merdiveni çıkışı o an gözüme gelen en olası çıkış gibi hissettirmişti. Kapıyı ittirince elimin üzerinde yapışık kalmış damar yolu ve etrafına bulaşmış kan lekesi ile kaza olduğu an ağzımda hissettiğim kan tadını hatırladım. Kaza geçirmiştim.
Nefeslerimi duyamıyordum ama merdivenlerin soğuk olduğunu hissediyordum. Kesinlikle sabah saatleriydi. Etraf o kadar sessizdi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entracte
RomanceCan yıllardır İlkeyi seviyordu, İlkeyi sevmeyi bile seviyordu. İlke ise Can'ın varlığından rahatsız olduğunu söylüyordu. Ama sonuç olarak; Can pek iyi biri sayılmazdı... İlke'de öyle. ~melodram • • b x b • • 04.07.22