Antrakt 48》Bende Bir Resmin Var Yüzüme Bakmıyor

846 74 99
                                    

Antrakt 48
《İlke》

Fotoğraf, Konum, Sonunda Buldum Seni

Raif'in ev arkadaşı sevgilisine taşınmıştı, bundan istifade o odaya temelli kendimi yerleştirmiştim.

Şimdi onsuz ama onunla olan sabahlara uyanıyordum. Televizyonda ilerleyen maç yorumlarını dinliyorken kenarda duran sade sodayı tekrar tepeme diktim.

İki yudum sonunda yarıya inmişken, kanalı değiştirerek başka bir spor kanalında durdum. Mezuniyet sonrası gidecek ev ortamım olmadığı için burada kalmaya devam ediyordum.

İş aramam gerekiyordu, hemen sonrasında Can'ı bulmam. Yurt dışına gideli aylar olmuştu. Öğrenci işlerinden hala okula kaydı olduğunu öğrendiğim için işi bu çevreden aramam gerekiyordu.

Sonuçta bir gün elbet gelecekti, beni bulamayacağını düşünecekti ama orada olacaktım.

"İlke, İlke "

Koşturarak içeriye giren Raif endişe ile telefonunu tutmuş yanıma doğru geldi. Koktuğun yan tarafı oturması ile geçerken elinde tuttuğu telefonu bana doğru uzattı.

Tek parmağını ekrana sabitlemiş acele ile konuşuyordu. "Fotoğrafa bak ama şok olma, tamam mı?"

Parmaklarından arta kalan yerde gördüğüm suret ile irkildim.

İnanç kameraya gülümsüyorken, kamera hemen yanında duram tanıdık suret. Telefonu hızla elime alarak tekrar tekrar izledim.

Gözleri kısılmış rahatsızca suratını buruşturmuş. Aynıydı. Belki çilleri görünmüyordu o da ışıktandı elbet.

Oradaydı. Değişmemişti. Saçları kısalmıştı sadece. Suratı aynıydı. Biraz huysuz, memnuniyetsiz ama Can'dı işte. Hayalinden başka elimde hiç bir şeyi olmayan adam. Oradaydı. Bir fotoğraf uzağımda ama oradaydı.

Hani olurdu ya umudunuz tam tükenmişken oluverirdi.

Hikaye tekrar tekrar dönerken ekran görüntüsünü alıp etiketli konuma tıkladım.

"Eskişehir."

Raif sesli okumasıyla irkildim. İnanç için mi gitmişti? Neden gitmişti, be  buradayken neden ilk onu görmeye gitmişti.

"Gelmiş." Dedim sayıklar gibi. Ellerim Raifin koluna sarılırken heyecanla irkildim. "Raif, gelmiş oğlum. Gelmiş. Nasıl bekledim onu bak gelmiş. Ulan gelmiş... Raif, Can gelmiş."

Ayağa kalkıp telefonun galerisinde duran fotoğrafı kendime gönderdim.

Cebimde titreyen telefon ile neşelice sırıttım. Odada bir ileri iki geri yürüyorken arkamı dönüp tekrar Raif'e baktım. "Ben şimdi Eskişehire gideyim değil mi? Gitmem gerek yani."

Elimle suratımı ovuşturdum.  Zihnim karman çorman olmuştu. Raif ayağa kalkıp kolumdan tutarak koltuğa oturttu.
"Önce bir otur."

Nasıl oturacaktım. Demesi kolaydı, yıl olmuştu onu görmeyeli, ona ulaşmaya calışalı, onu her yerde arayalı. Yoktu, bir tane resmi vardı elimde kalan o da yüzüme bakmıyordu.

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin