Antrak 35》Yananla Yanılır

854 68 85
                                    

Antrakt 35
《Can》

İkinci Yıl Duygusal Takvimi, Özge

İkinci dönem başlamıştı. Aslında kendi evime dönem biraz sessizliği dinlemek olarak bakınca daha rahat hissettirmişti ama bomboş ve tek olunca da rahatsız etmişti.

İki hafta su gibi akıyorken henüz İlke'yi iki kereden fazla görmemiştim. İkisinde de ben ders çıkış saatine yetişmeye çalışmıştım.

Bugün de o günlerden biri olmuştu. Ona, kokusuna ve bedenine alışmıştım. Şimdiden özleminde kavuruluyordum, ellerimde yarısı içilmiş ucuz kahve bardağı ile dersliğinin önünde bekliyordum az kalmıştı, dersi bitmek üzereydi.

Heyecanla yerimde duramaz gibi hissediyordum ama camın önünde kalan küpeşte boşluğuna kalçamı dayayıp sabit kalmaya çalışıyordum. Hocaları bugün ekstra uzatmıştı ve akşam dersi olduğu için saat geceye varmak üzereydi.

Evde sabahtan hazırladığım bir kaç yemek vardı, eve davet etmek istiyordum. Gergince parmak uçlarımda yükselip tekrar alçaldıktan sonra kol saatime göz atıp tekrar kapalı kapıya çevirdim.

Bir süre sonra aniden iki kişinin çıkması arkasından bir angarya misali çifter çifter çıkan insanlar arasından onu seçmek için gözlerimi hızlı gezdiriyordum. Sonunda onun gülen suratını gördüğümde küpeşteden ayrılıp bir iki adım ileri gittim.

İlkenin bedeni önünden çekilen grubun arkasından onu gördüm. Hayatıma kabus gibi çöken o kişiyi, umutlarımı söndüren, hayallerimi her gece öldüren ve zihnimde defalarca senaryoyu bozan o kişi.

Yapay sarı saçları maşa ile lüle lüle kıvrılmış, saat çok geç olmasına rağmen asla bozulmamış hafif makyajı ve güzel gülüşü ile O kızı.

O sıralar aklımdan binlerce senaryo geçmişti, arkadaşıdır demiştim, yanlışlıkla İlkenin kolları arasında demiştim yahut açıklanabilir başka ihtimaller ama asla en yakın ihtimal değil.

İlke sıkıca omuzlarından sarmış bedenleri arasında olan mesafeyi aza indirgemişti. Kız kollunun tekini Ilkenin beline sarmış ona bakıp gülümsüyordu.

Sanki bu karede tek fazlalık benmişim gibi İlke beni gördüğü an gülümsemesi yüzünden silindi. Tedirgin adımları durakladı. Arkasından çıkmak isteyenler ona çarpıp çıkıyordu ama İlke tıpkı benim yanılsamam gibi put gibi dikiliyordu.

Şu an durumu o kadar çözmeye çalışıyordum ki kendi durumumu aklıma bile getirmemiştim. Kız onu çekeleyerek kenara çekip, sorun olup olmadığını sordu.

İlke kendine gelmiş gibi önce yapay bir tebesüm etti ardından sorun olmadığını fısıldayarakz kızın bedenini benim olduğum yere gülümseme ile çekeledi.

"Can, kanka burada ne işin var?"

Sanki gerçekten kırık yıllık kankaymışız gibi takındığı tavırla kaşlarım çatıldı. İlke bana lise haricinde asla kanka dememişti. O zamanlar bile çok sık kullanmazdı.

"Seni bekliyordum" deyiverdim. Gözlerim ikisi arasında gidiyorken, kızın da benden bir farkı yoktu. Sessizce beni süzüyordu.

"Öyle mi? Bu akşam pes sözünü unuttum ya. İptal etsek" Gözleri gitmem için kapıyı gösteriyorken onu görmezden geldim.

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin