Antrakt 55
《İlke》Börek, aç karın, iç dökme, sayılar, yaz ve kış değişimleri
Bedenim sıkışmanın etkisi ve yediğim dayaklarla birleşince haşatım çıkmış gibi hissediyordum. Ama her şeye değerdi...Her şeye.
Son bir yılda her şeyi baştan sona düşünme fırsatım olmuştu. En baştan en sona, tek tek aşama aşama. Her şeyi her açıdan düşünmeye çalışmıştım. Ona kendimi affettirmek kolay olmayacaktı elbette biliyordum fakat onu bıraktığımdan farklı bulmak beni üzmemişti. Aksine bu kadar dişlenmesi, kendi değerini bilmesi ona olan hayranlığım arttırmıştı.
Ama içimde gerçekten bana olan sevgisinin bittiğine dair olan fısıltılar rahatsız ediyordu. Gerçekten artık beni sevmiyorsa düşüncesi bir kurt gibi içimi kemiriyordu.
O geceden sonra aklımı delip geçen bu düşünceler katlanılmaz olmaya başlamıştı. Onunla olmak istiyordum. Onun yanında olmak istiyor, daima yanımda olsun istiyordum.
Benimle olsun istiyordum.
"Gülleri vazoya koymayacak mısın?"
Can gözlerinden alev çıkarabilirmiş gibi sinirle bana bakıp kibirle dudak büktü. Kendimi gülümsemeden alamadım. Nasıl kendimden uzak tutabilmiştim ki onu?
"Çöpleri genelde vazoya koymam" diyerek açtığı kanalı değiştirdi. Gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Atmayacaktı. O böyle şeylere kıyamazdı. Yine de böyle yalanlaması ve hırçın çocuklar gibi konuşması onu sarıp kimselere veresim gelmeyecek yanımı kampçılıyordu.
Televizyonda futbol özeti tartışılıyordu. Can böyle şeyler izlemezdi. Benim varlığım yok saymak için böyle şeyler yaptığını biliyordum.
"Netfilix bağlayalım mı?" Diyerek mırıldandım. Bana bakmadan omuz silkti. "Yabancı uyruklu siteleri protesto ediyorum."
Dilim yanağımın içini dolduruyorken kaşlarımı ona hayret edercesine kaldırdım. "Kaçak izleriz." Diye başka bir seçenek sundum.
"Seninle bir şeyler yapmak istemiyorum İlke."
Bana donuk bakış atıp tekrar kanalı değiştirdi. Ense traşı fazla kısa ve temizdi beyaz boynu öyle güzeldi ki.
O boynu kaç kere öptüğünü hatırlamıyordum bile, onun bedeninin her noktasını biliyordum, her detayını, her santimini...Dudağımı ısırarak bir süre daha baktım. Sonsuza kadar bakabilirdim.
"Böyle dik dik bakma."
Onun da bana olan bakışlarını hatırlatmak isteyen yanımı susturdum. Yangına körükle gitmemek gerekti.
"Acıktım." Dedim. Yalan değildi sahiden acıkmıştım. Kahvaltıyı yarım yamalak yaptığım için midem kazınıyordu ve araba yattığımız için bedenim artık acıyordu.
"Zıkkım ye." Dedi Can ama aynı anda ayağa kalktı. Heyecanla arkasından kalkarak onu takip ettim. "Ne yapacağız?"
Omzunun üzerinden umursamaz bir bakış atarak mutfak olarak tahmin ettiğim yere girdi.
Üzeri peçete ile örtülü tabağı tezgahın üzerinden alarak duvara yaslı masanın üzerine koydu ve dolap kapağının içinden kola çıkarak bir bardağa koyup böreğin yanına doydu.
Bedenim kapıya yaslı onu izliyorken dudak büktüm. "Ama çok soğuktur o börek, nasıl yiyeyim."
"Senin için hazırladığımı kim söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entracte
RomanceCan yıllardır İlkeyi seviyordu, İlkeyi sevmeyi bile seviyordu. İlke ise Can'ın varlığından rahatsız olduğunu söylüyordu. Ama sonuç olarak; Can pek iyi biri sayılmazdı... İlke'de öyle. ~melodram • • b x b • • 04.07.22