"Nergis, sen Didem ve Nefesle birlikte aynı odada kal." dedi annem, akşam olduğu için bir yatma planı oluştururken. "Olur mu?"
Didem'e kısa bir bakış attığımda hâlinden hiç de memnun değilmiş gibiydi. Yüzünü buruşturur gibi yaparak bana baktığında, göz devirdim. Ben sanki ona çok meraklıydım.
"Sorun yok." dedim, bana olan o iğreti bakışlarını hiçe sayarak.
"Özgür, sen de Enesle aynı odada kal oğlum." dedi Derya Teyze, onu yönlendirerek. "Biz de içerideki odada yatarız."
Özgür Enes'e çaktırmadan bakıp başını usulca salladı. "Bana fark etmez." diye mırıldandı. Derya Teyze'm ve annem memnun olmuşcasına gülümseyip bize iyi geceler dedikten hemen sonra yanımızdan ayrıldıklarında, Özgür'ün bakışları beni buldu.
"Sağdaki odada biz kalıyoruz." dedi net bir tavırla. "Pılını pırtını toplayıp diğer odaya geç."
"Pardon?" dedim sorarcasına. "O niyeymiş?"
Başını dikleştirdi ve yüzüne kibirli bir ifade yerleştirdi. "Çünkü keyfim ve kahyası öyle istiyor."
"Bana bak, sana da keyfinin kahyasına da başlarım." dedim, dikbaşlılıkla. "Sağ odada biz kalıyoruz, ikile."
"Nergis," diyerek araya girdi Didem. Ona bakmadım, dik dik Özgür'e bakmaya devam ettim. Fakat durmadı, devam etti konuşmaya. "Bana soracak olursan eğer bence biz sol odada kalalım bu gecelik. Sağ oda çok basık duruyor, bunalırım ben o odada."
Özgür keyifle sırıtıp Didem'e bakarak göz kırptı ve, "Hay ağzını öpeyim Didem." dedi. Söylediği şeyle birlikte gözlerimi büyütüp yüzüne baktığımda, söylediği şeyin yeni farkına varmış olacak ki sertçe öksürüp, "Lafın gelişi yani." diye toparlamaya çalıştı.
Öfke, tüm vücuduma yayılırken Özgür'ün patavatsızlığı yüzünden kıpkırmızı kesilen Didem'e döndüm. "Ben sağdaki odada kalacağım, Didem." dedim, gözlerimi gözlerine dikerek. "Sen soldaki odada çok kalmak istiyorsan eğer, Özgürle birlikte orada zevkle kalabilirsin. Hoş, siz birlikte uyumaya alışıksınız zaten, yabancılık çekmezsiniz."
Didem, sözlerimle birlikte yerin dibine girerken Özgür'ün yüzüne bakmadan Nefes'e üstten üstten bakıp, "Yürü Nefes." diyerek sağdaki odaya doğru adımladım. Nefes peşimden gelip içeri girdiğinde, arkama bakma zahmetinde bulunmadan odanın kapısını sertçe kapattım. Nefes, ürkek bakışlarıyla beni izlerken sakinleşmek istercesine derin nefesler vererek sırtımı kapıya yasladım.
Gözlerim yumduğumda hissettiğim duygunun tarifi yoktu. Kalbime bir şeyler batıyor gibi hissediyordum ve buna anlam veremiyordum. Onların arasındaki şey onları ilgilendirirdi, niye her seferinde burnumu sokuyordum?
Aptaldım.
"Nergis Abla," dedi Nefes, sessizce. "İyi misin?"
Gözlerimi ağır ağır aralayıp daha sakin bir tavırla Nefes'e baktım ve, "İyiyim ablacığım." diye mırıldandım. Sırtımı yasladığım kapıdan destek alarak olduğum yerden doğruldum ve kenara koyduğum kıyafetlere doğru ilerledim. İçinden birkaç parça eşya alırken Nefes yatağın üzerine oturmuş, öylece beni izliyordu.
"Ağabeyime mi sinirlendin bu kadar?" diye sordu, meraklı bakışlarla.
Kaşlarımı çatıp ona ters ters bakarak, "Hayır." dedim net bir tavırla.
"Ama ned-" diyecekti ki, lafını bir bıçak gibi böldüm. "Nefes," dedim sakince. "Bir daha benimle konuşurken o domuzun adını ağzına alma, olur mu ablam?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.
Humor"Bir kere ulan," dedim yalvarırcasına yüzüne bakıp. "Bir kere de iyi bir şey çıksın şu ağzından. Bir kere de içime oturmasın söylediklerin, nefesimi kesmesin. Şu boktan evden kaçıp gitmek isteyecek kadar bunaltmasın beni, daraltmasın. Ağzını konuşma...