✨16.Bölüm

375 30 9
                                    


Karnımın ağrısından kıvrım kıvrım kıvransam da, battaniyenin altından bozuntuya vermeden parti için süslenen Didem'i süzdüm baştan başa. Üzerinde askılı, siyah, mini bir elbise vardı dışarıdaki dondurucu soğuğa rağmen. Üstelik, satendi. Onu böyle görmek bile tüylerimi diken diken ederken zarif boynunda inci bir kolye belirgindi. Üzerine, elbisesinin renginden koyu siyah bir kaban giymiş, altına da dolgun topuklu butilerini geçirmişti.

Her ne kadar Didem'i sevmesem de, oldukça güzel görünüyordu. Sarı saçları omuzlarına serpilmişken başına yaprak modelinde bir toka takmıştı.

"Kızım sen bu hâlde üşümeyeceğine emin misin?" diye sordu Derya Teyze, şaşkın bakışlarla Didem'i süzerek. "Dışarısı buz gibi."

"Yok Derya Teyze, alışkınım ben." dedi Didem, omuz silkerek. "Üşümem de siz bir farklı bakıyorsunuz sanki bana. Güzel olmamış mıyım?"

Derya Teyze ve annem arasında kısa bir bakışma geçerken Derya Teyze, "Sanki evde verilen bir parti için fazla iddialı," dedi tereddütle. "Kötü olduğundan demiyorum da, fazla geldin gözüme."

"Katılıyorum." dedi annem, Derya Teyze'ye destek çıkarak. "Bence de bir tık fazla olmuş sanki."

"Ne anlarsınız siz parti işlerinden?" diyerek konuya dahil oldu, babaannem. "Şimdiki gençler hep böyle. Bırakın nasıl mutlu oluyorsa öyle giyinsin."

Parti kur, oy verelim be Sevim Sultan!

Didem sıcak bir gülümseme yolladı ve, "Teşekkür ederim." diye mırıldandı. Ardından bakışları Yiğit ve beni buldu. "Sizce nasıl olmuşum?"

"Gayet güzel." dedim, sessizce.

"Oldukça zarif." diye ekledi, Yiğit. Onun bu tavrını çok seviyordum. Kadınlarla nasıl konuşması gerektiğini iyi biliyordu ve bu hoşuma gidiyordu. "Partinin en güzel kızı olacağına eminim."

Didem, istediğini almış olmanın verdiği hazla egosunu tatmin ederken Yiğit hafifçe bana doğru eğildi ve, "Sen gitmediğin için öyle tabii." diye mırıldandı. "Eğer sen gitseydin, hiç şansı olmazdı."

Aldığım iltifat beni gülümsetirken Özgür odasından çıkıp içeriye geldi. Üzerine buz mavisi bir gömlek, altına da kırık beyaz bir pantolon giymişti. O da siyah bir kabanla kombinini tamamlarken Derya Teyze, "Hiii," diyerek elini kalbine götürdü. Endişeyle ona baktığımda, "Oğluma bakın, ne kadar da yakışıklı!" demesi, ona içten içe sövmeme sebep oldu. Ödümü patlatmıştı.

"Ben de bir şey oldu sandım," dedi annem, ters ters Derya Teyze'me bakıp. "Ne varmış oğlunda? Her zamanki Özgür işte!"

"Senin oğlun yok diye kıskanma." dedi Derya Teyze, kibirli bir tavır takınıp. Ayaklandı ve Özgür'ün yanına gidip elini göğsüne koydu. "Aslan oğlum benim, görüyorsun değil mi? Çekemiyorlar sizi!"

"Pardon da Enes'im ne oluyor? Bostan korkuluğu mu?" diye sordu annem, ellerini beline koyarak.

Derya Teyze alayla gülüp, "Ayol o soğan erkeği daha." dedi keyifle. "Enes'i adamdan sayan kim?"

"Bana bak Derya, ağzını topla." dedi annem, pençelerini anında çıkararak. "Senin oğlun varsa benim de aslan gibi iki tane yavrum var. Kapı gibi kızım var!"

Derya Teyze cevap verecekti ki, içeri giren babam ve amcam lafının kesilmesine sebebiyet verdi. "Ne oluyor yine burada?" diye sordu babam, kaşlarını çatarak. "Yine neyin tartışmasını yapıyorsunuz siz?"

"Yok bir şey," diye homurdandı annem, laf taşımayıp. "Derya ve boş muhabbetleri işte."

"Sensin be boş!"

Derya Teyze lafı yapıştırırken Özgür bıkkınlıkla nefesini verip, "Anne!" dedi ikaz dolu bir tınıyla. "Yeter artık."

"Tamam sustum sustum.."

Fırat Amca, göz ucuyla Didem ve Özgür'e baktı ve, "Hazırlanmışsınız." dedi hiç de memnun olmayan bir tavırla.

"Çıkacağız şimdi." dedi Özgür.

"Oğlum şart mıydı gitmeniz?" diye sordu, son anda vazgeçirmeye çalışarak. "Bak hadi bizi geçtim evde yaşlımız var. Babaannen var, deden var. Allah korusun bir şey olur."

"Yaşlı senin babandır ulan," dedi babaannem, ayağından çıkardığı terliği amcama fırlatıp. Kahkaha atmamak için kendimi zorlarken amcam neye uğradığını şaşırdı. "Anne ne yapıyorsun ya?" diye sitem ettiğinde babaannem gözlerini kısarak, "Eşek kadar adam oldun, utanmıyor musun annene yaşlı demeye?" diye sordu. "Yazıklar olsun sana, püh."

Annem, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken, "Ben lafın gelişi söyledim onu." diye çevirmeye çalıştı amcam. "Yoksa sana yaşlı der miyim hiç?"

"Hadi oradan, düdük." Babannemin verdiği yanıtla birlikte kendimi tutamadım ve tok bir kahkaha attım. Herkes bu anı bekliyormuş gibi gülmeye başladıklarında, Özgürle kesişti bakışlarımız.

Gözleri gülüşümde takılı kalırken bir anda ciddileşip kaş göz yaptım. O da gözlerini kaçırmakla yetindi.

"Bir şey olmaz baba, merak etme." dedi Özgür, sohbeti dağıtarak. "Hem çok kalabalık olmayacağız zaten. Fazla durmayız da, döneriz hemen."

Fırat Amca'm ikna olmasa da üstelemedi. "Peki oğlum, siz bilirsiniz." diye mırıldandı sessizce.

"Biz kaçıyoruz o zaman?" dedi Didem, sorarcasına.

"Kaçın bakalım."

Özgür, "Görüşürüz." dedi ortaya konuşarak. Herkes ona yanıt verirken sessiz kalmayı tercih ettim. Arkasını dönüp kapıya doğru ilerleyecekti ki, Didem'in koluna girmesiyle birlikte duraksadı. Bakışlarım, Özgür'ün kolunu sarmalayan Didem'de takılı kalırken sertçe yutkundum.

Özgür ise şaşkınlığını üstünden çabucak attı ve kapıdan çıktı.






××××

Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin