"Pişt, yaban çiçeği!" Kolumun 9.5 şiddetinde sarsılışını ve kulağımın dibinde böğüren Özgür'ün sesini duysam da, gözlerimi aralamakta güçlük çekiyordum. Amcamın, "Biraz yavaş ol Özgür." dediğini işittim fakat Özgür, hiç de yavaş olmaya niyetli değildi. "Alooo," dedi daha gür bir sesle, kulağımın içine girerek. "Kalksana lan!"
Suratıma vuran güneş ışığı yüzümü buruşturmama sebep oldu. Elimin tersini gelişi güzel savurduğumda, 'Şak' diye bir ses gelmesiyle birlikte gözlerimi hızlıca araladım. Özgür'ün yanağını tuttuğunu gördüğümde gözlerim büyüdü.
"Yuh!" dedi dudakları 'o' şeklini alırken, şaşkınlıkla. "Muğla'ya vardık, insan gibi uyandırmaya çalışıyordum seni, karşılığı bu mu?"
Gözlerimi birkaç saniye kırpıştırıp yüzüne baktım. Tam bakışları yumuşamıştı ki, "Gerizekalı mısın sen?!" diye çemkirdim, tiz bir sesle. "Sen böyle mi uyandırıyorsun insanları? Kulağımın dibinde böğürdün be resmen!"
"Senin uyandırma şeklin çok güzel çünkü!" dedi kaşlarını çatarak. "Dün gece ne yaptığını biliyorum, konuşma istersen."
Kahretsin.
"Ne yapmışım be ben?" dedim, anlamaza yatarak. "Kendi kafanda kurup durma!"
"Sen ne yaptığını çok iyi biliyorsun," diye tısladı, dişlerinin arasından.
"Bana bak, cins cins konuşma benimle!" dedim işaret parmağımı ona doğru sallayarak. "Alacağım ayağımın altına seni, o olacak!"
İşaret parmağını, ona uzattığım işaret parmağıma geçirdi ve yüzünü yüzüme yaklaştırıp, "Alsana," diye kafa tuttu bana. "Yiyorsa al tabi."
"Ne diyorsun be sen?!" dedikten hemen sonra ona doğru atılacaktım ki amcam, "Yeter!" dedi sesini yükselterek. "Gece boyunca direksiyon salladım bir de sizin dırdırınızı çekemeyeceğim! Birbirinize horoz gibi diklenmeyi kesin ve aşağıya inip bana yardım edin!"
Amcamın sert çıkışıyla birlikte gözlerimi kısarak Özgür'e tehditkar bir bakış attım. İşaret parmağıma kenetlediği parmağını sertçe savurup, "Sonra görüşürüz biz seninle." diyerek arkamı ona döndüm ve arabadan bir hışımla indim. Özgür de sol taraftan aynı şekilde indiğinde, bagajda poşetleri eline alan Didem'i gördüm. Başıyla ufak bir selam verdi, "Günaydın." diye mırıldandı.
Onu onaylayıp aynı şekilde ben de, "Günaydın." derken bagajın tam önünde durmuştum.
"Nergis, sen şunları götür kızım." dedi amcam, içinde ufak tefek araç gereçlerin olduğu çantayı bana doğru uzatarak. "Siz Didemle geçin, gerisini biz hallederiz."
Tam amcamı başımla onaylayıp uzattığı çantayı almıştım ki, "Niye geri kalanını biz hallediyoruz?" diye sordu Özgür, ters bir tavırla. "Yardım etsin işte bize, ne işimi görüyor?"
Sakinleşmek istercesine derin bir nefes aldığımda amcam, "Özgür!" dedi ikaz dolu bir tınıyla. "Başlama yine!"
"Ne var baba ya?" diye sitem etti, gözleri gözlerimdeyken. "Ben bu uyuzun valizini taşımak zorunda mıyım?"
"Uyuz senin babandır lan!" diyerek anlık çıkıştığımda, amcamın yanımda olduğu gerçeği birkaç saniye sonra kafama dank etti. Pot kırmış gibi alt dudağımı ısırıp mahçup bir tavırla amcama döndüm ve, "Ay amca sana söylemedim valla!" dedim yerin dibine girmişken. "Vallahi bak sözüm meclisten dışarı ya! Ben öylesine lafın gelişi şey etmiştim!"
Amcam gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp omzuma hafifçe vurdu ve, "Sorun yok kızım." dedi anlayışla. "Anlıyorum ben seni."
Özgür'e kısa bir bakış attığımda bana çocuk gibi dil çıkardı ve kaşlarıyla amcamı işaret edip keyifle sırıttı. Şuan elimde olsa kafasından tutup onu yerlerde sürükleyerek kıvılcım çıkarırdım ama daha fazla olay yaratmayacaktım.
Birkaç adım atıp bagajın önünde durdum yeniden. Özgür'ü kıçımın kenarıyla ittirip kendi valizime uzandığımda amcam, "Ne yapıyorsun sen?" dedi kaşlarını çatarak. "Saçmalama Nergis, bırak onu!"
Omuzlarımı kaldırıp indirerek, "Ben kendi işimi kendim yaparım amca, başkasına ihtiyacım yok." dedim valizi zoraki bir çaba sonucu aşağıya indirerek. "Bu yaban domuzunun diline düşeceğime, gerekirse bu valizi sırtımda taşır, bel fıtığı olurum yine de düşmem bunun diline."
Özgür bana meymenetsiz bir bakış attıktan sonra, "Şaka yaptım be!" dedi elimdeki valize uzanmaya çalışarak. "Ver şunu, boş yapma."
"Geri bas, kafanı kırmayayım." dedim gözlerimden ateş püskürürken. "Sana kalmadım ben!"
Amcam, "Nergis, hadi kızım." dedi olayı uzatmamam için alttan almamı isteyerek. "Bak babam için geldik buraya, oyalanmayalım."
"Tamam işte amca, ben götürüyorum." dedim inadımdan ödün vermeden valizi sürüklemeye başlayarak. Tam o esnada, arkamdan sinsice yaklaşan Özgür belime dokundu. Tikim olduğu için bir tık yana kaydığımda, elimdeki valizi sertçe kendine doğru çekip koşar adımlarla sürüklemeye başladı.
Bana bakmadan, "En son dedemin yanına giden çürük yumurtadır!" diye bağırdığında öfkeyle ayaklarımı yere vurdum ve arkasından, "Gerizekalı!" diye cırladım.
×
Bu ikili jahajajzanmssll
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.
Comédie"Bir kere ulan," dedim yalvarırcasına yüzüne bakıp. "Bir kere de iyi bir şey çıksın şu ağzından. Bir kere de içime oturmasın söylediklerin, nefesimi kesmesin. Şu boktan evden kaçıp gitmek isteyecek kadar bunaltmasın beni, daraltmasın. Ağzını konuşma...