"Nergis!"
Özgür'ün sesini, dokunuşu, çaresizliğini iliklerime kadar hissediyordum fakat gözlerim inatla kapalıydı.
"Nergis, aç gözlerini!"
Elbisem denizdeki tüm suyu çekmişcesine ağırlaşmıştı. Üzerimde on tonluk bir yük var gibi hissediyordum. Özgür, beni kucağından indirmiş olacak ki sırtımın yerle buluşmasıyla içim ürperdi.
"Nergis, aç gözlerini güzelim.." dediğinde, kendini tutamayıp öksürdü birkaç kez. "Hay dilimi eşşek arısı soksaydı da söylemeseydim o sözleri," O, pişmanlığını dile getirmekten geri durmazken yüzüme yapışan ıslak saçlarımı geriye ittiğini hissettim.
Nefesimi tutup inatla gözlerimi açmadım.
"Nergis, özür dilerim.." dedi yanımda dizleri üzerine çökerken. "Çok çok özür dilerim! Allah belamı versin ki bir anlık boşlukta bulunup atla dedim! Ne bileyim atlatacağını? N'olur aç gözlerini.."
Daha fazla bu drama katlanamayıp gözlerimi araladım ve irislerimi büyüterek Özgür'ün gözlerine baktım. "Bööö!" diyerek çocuklaştığımda, korkuyla irkilerek geriledi.
Onu korkutmanın vermiş olduğu hazla birkaç kez öksürüp kahkaha attım. Özgür bana afallayarak baktığında, "Peşimden suya mı atladın?" diye sordum gülüşümün arasından ıslak bedenini kısaca süzerek.
"Dalga mı geçiyorsun sen benimle?" dedi şaşkınlıkla. "Numara mı yapıyordun bana?! Boğuldun sandım, gerizekalı!"
"Özgür, bebeğim.." derken yattığım yerden doğruldum zar zor. Oturur pozisyonu aldım. "Sana yüzmeyi kimin öğrettiğini unuttun galiba? Senden daha iyi bir yüzücüyüm ben."
Öfkeyle soluyup derin bir nefes verdi. "Ben o telaşma onu mu düşünecektim?!" diye çıkıştı. "Ama hata bende, ne diye atlıyorum ki peşinden? Bırakayım, boğul git! Banane ya banane! Ne halt yemeye atlıyorum peşinden?!"
"Özgür.." diye araya girecektim ki, fırsat tanımadı.
"Valla aptalım ben ya, katıksız bir malım." dedi yakınmaya devam ederek. Onu haklı bulduğumu söyleyecektim fakat son anda vazgeçtim. Bugün yeteri kadar ayarlarıyla oynamıştım. "Hazır arabadan inmişsin, bas git oğlum ya, bas git! Ne diye kurtarıyorsun kızı?!"
"Özgür, şaka yaptım ya." dedim sakince. "Abartma."
"Abartma mı?!" Öfke dolu bakışlarını bana çevirdi bu kez. "Sana bir şey oldu diye ne kadar korktum, haberin var mı senin gerizekalı?! Böyle şaka mı olur? İnsan düşmanına yapmaz bunu ya, düşmanına!"
Afallayarak ona baktığımda bir hışımla oturduğu yerden ayaklandı.
Sıkıntıyla oflayıp, "Özgür.." diye mırıldanarak ben de ayaklandım zar zor. "Tamam ya, özür dilerim. Kızma."
"Yok öyle yapıp yapıp özür dilemek," dedi kaşlarını çatarak. "Ben eve gidiyorum, sen de kal burada! İster yine at kendini bi yerlerden, ister burada bekle. Umrumda değil!"
Beni ardında bırakıp arabaya doğru adımlamaya başladı. Yolu yarılamışken bir anda duraksadı ve bana doğru döndü. "Salaksın sen ya, valla salaksın." dedi başını iki yana sallayarak. "En orjinalinden hem de."
Ona tam ağzının payını vermeye hazırlanıyordum ki, beklemediğim bir şey yaptı. Islak bedenimi umursamadan kollarını bana doladı. Beni dumura uğratmaya yetti, sarılışı.
"Özgür?" dedim sorarcasına.
"Kapa çeneni Nergis." diye mırıldandı, nefesini boynumda hissederken. "İçimden şuan seni o denizde boğmak geliyor." Kaşlarım çatılırken sarılışını sıklaştırdı ve yanağını yanağıma değdirdi. Dokunuşu midemde bir şeylerin hareketlenmesine sebebiyet verdi. "Bir daha sakın bana böyle bir şaka yapma." dedi sessizce. "Beni bu kadar çaresiz bırakma."
"Bu kadar korkacağını bilsem yapmazdım." dedim, üstümden atamadığım bir şaşkınlıkla. "Peşimden atlatacağını falan tahmin etmemiştim. Bırakıp gidersin sandım."
"Salak mısın sen?" diye sordu, geriye çekilip yüzüme bakarak. "Seni burada öylece bırakabilir miyim ben?"
"Ne bileyim sen arabada bana kızınc-" diyecektim ki, bıçak gibi kesti cümlemi.
"Bana dünyanın en kötü şeyini de yapsan ben seni burada bırakıp gitmem yaban çiçeği." dedi net bir ifadeyle. "Evet bazen sabrımı çok sınıyorsun, beni deli ediyorsun ama ben bunlara alıştım artık. Aksine, seninle kavga etmediğim zaman günüm güzel geçmiyor." Belli belirsiz gülümsediğimde derin bir nefes verdi. "Bugünlük bu kadar aksiyon yeter, arabaya bin, eve gidelim."
Beni beklemeden arabaya doğru yürümeye başladığında onu takip ettim. "Bundan sonra sana yaban domuzu demeyeceğim." dedim sessizce.
Omzunun üzerinden yüzüme baktı. "Sebep?"
"Çünkü sen evcilleşmişsin," diyerek kıkırdadım. "Eski yabaniliğinden eser kalmamış, bir yumuşamışsın sen. Bundan sonra sana evcil domuz diyeceğim! Evcil domuzcuk seni!"
Ters bir tepki vermesini bekledim fakat o, beni şaşırtarak seslice güldü ve başını iki yana sallayarak kendi kendine mırıldandı. "Deli kız."
°
Çok tatlılar yicem hsjsjsdejd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.
Humor"Bir kere ulan," dedim yalvarırcasına yüzüne bakıp. "Bir kere de iyi bir şey çıksın şu ağzından. Bir kere de içime oturmasın söylediklerin, nefesimi kesmesin. Şu boktan evden kaçıp gitmek isteyecek kadar bunaltmasın beni, daraltmasın. Ağzını konuşma...