Hoyrat bakışlarımı tepside duran Özgür'ün türk kahvesinde gezdirdim. Aklımdaki sinsi düşünceyi uygulayabilmek için etrafa kısaca göz gezdirip kimsenin olmadığını anladığım o kısa zaman zarfında yavaşça fincana doğru eğildim ve ağzımda biriktirdiğim tükürüğümü, kahveye yönlendirdim.
Geriye doğru çekilip elime çay kaşığı alırken yüzümü buruşturdum. Gerçekten iğrençti ama yine de iğrenç olması, bunu ona yapacağım gerçeğini değiştirmezdi. Yavaşça, taşırmamaya gayret ederek tükürüğümü Özgür'ün kahvesine iyice yedirdim.
"Nergis, kızım," dedi dedem, içerideki odadan bana seslenerek. "Nerede kaldın?"
Boğazımı temizleyip, "Geliyorum dede." diyerek tepsiye uzandım ve sırtımı tezgaha vererek ters yönde yürümeye başladım. Mutfak kapısının eşiğinden adımımı atıp dedemin yattığı odaya geçiş yaparken Özgür, "Nihayet." dedi oturduğu yerden kollarını iki yana açarak. "Alt tarafı bir kahve yaptın kızım, bu neyin gecikmesi?"
"Sen içeceksin diye içine bol bol sevgi kattım canım," dedim iğneleyici bir tavırla. "O yüzden bu gecikme."
Yüzünde muzip bir gülümseme oluşurken tepsiyi ona doğrulttum. Tam da istediğim gibi içine tükürdüğüm kahveyi alıp önüne bırakırken ben de yavaşça geriye çekildim ve Özgür'ün tam karşısındaki sandalyeye oturup kahvemi de elime alarak dikkatimi dedeme verdim.
"Evet," dedi dedem, hazır olduğumuzu gördüğünde. "Anlatın şimdi bana, neyin nesi bu kız? Ne gelini, ne tanışması?"
"Ben değil, Nergis anlatacak dede." dedi Özgür, bana ters ters bakarak.
Ona gözlerimi devirip dedeme döndüm ve, "Şimdi dedeciğim şöyle ki, birazcık abartmış olabilirim." diye mırıldandım ağzımın içinden.
"Biraz mı?" dedi Özgür, gözlerini belerterek.
Sıkıntıyla oflayıp kahvemden bir yudum alırken, "Ama dede olmaz ki böyle!" diye sitem ettim. "Her lafıma atlıyor, bir şey söyle şuna!"
"Özgür!" dedi dedem, ikaz dolu bir tınıyla. "Karışma oğlum, bi dur."
Özgür dudaklarına fermuar çekerek geriye doğru sindiğinde kahvemi ortamızdaki sehpaya koydum ve dedeme döndüm. "Aslında evlilik falan yok dede," dedim dudaklarımı birbirine bastırarak. "Ben onu Özgür'e gıcıklık olsun diye şey etmiştim, sonra şey olunca şey oldu."
Dedem gözlerini kırpıştırıp birkaç saniye yüzüme aval aval baktı. "Ne diyorsun kızım?" diye sordu, sorgularcasına.
"Ay dede yok işte öyle bir şey!" dedim çıkışarak. "Konuşamadım da! Yalan söyledim sana, birazcık eğlenelim istedim."
"Eğlenelim istedin ve adamı baydın," dedi Özgür, bana laf atmaktan geri durmayıp. "Senin yüzünden adam bayıldı! Ya kalbine inseydi?"
"Sen sussana ya!" dedim ona bakıp, gözlerimi büyüterek. "Bana laf atmadan duramıyor musun oğlum sen? Batıyor mu sana sessiz kalmak?"
"He batıyor."
Sabır dilenircesine yukarı baktığımda, "Neden böyle bir şey yaptın anlamadım ama iyi ki de yalan söylemişsin," dedi dedem, birkaç kez öksürerek. "Ben istemem öyle gelin, aman uzak dursun."
"Niye dede?" diye sordu Özgür, ilk defa ciddi bir ifadeyle. "Nesi var Didem'in?"
Keskin bakışlarım sorusuyla birlikte onu bulurken, "Niye böyle bir soru sordun şimdi?" dedim ben de ciddileşerek. "Evlenmeyi düşünüyorsun galiba o kızla?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.
Umorismo"Bir kere ulan," dedim yalvarırcasına yüzüne bakıp. "Bir kere de iyi bir şey çıksın şu ağzından. Bir kere de içime oturmasın söylediklerin, nefesimi kesmesin. Şu boktan evden kaçıp gitmek isteyecek kadar bunaltmasın beni, daraltmasın. Ağzını konuşma...