Final
hadi bakalım, son kez okuyoruz onları :)
iyi okumalar dilerim.💖😽
Dolu gözlerimden birer damla yaş süzülmesini engellemek için gökyüzüne çevirdim bakışlarımı.
Daha birkaç gün öncesine kadar buradan gitmek için can atıyordum fakat iş veda vaktine geldiğinde hiç de sandığım kadar kolay bir şey olmadığını farketmiştim. Hasta haliyle yatağında yatan dedeme veda ederken ağlamamak için kendimi zor tutmuştum. Her ne kadar onu İstanbul'a gelmesi için ikna etmeye çalışsak da nafileydi. İnadı tutmuştu bi kere ölse gelmezdi bizimle.
Hüzünle eve kısa bir bakış attığımda anılarım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçer oldu. Niye bu kadar duygusala bağlamıştım bilmiyordum.
Elimdeki valizi arabanın bagajına yerleştirirken Özgür, "Nergis." diye seslendi. Başımı kaldırıp sesin geldiği yöne baktığımda eliyle 'gel' işareti yaptı.
"Ne oldu?" diye sordum onun aksine yüksek sesle. "Gelsene buraya, gideceğiz şimdi. Bizimkileri bekliyorum."
"İki dakika gelir misin?" diye yanıt verdi, ısrarla. "Lütfen."
Bıkkınlıkla nefsimi dışarı verdiğimde çaprazımda duran Yiğit, "Bence bi git bak," dedi belli belirsiz gülümseyerek. "Belli ki önemli bir şey söyleyecek."
"Ay ne önemli şeyi, yine boş yapacak kesin." diye homurdanırken gitmek için doğruldum. "İki dakikaya geliyorum, bizimkilere söylersiniz." derken gözlerim Didem ve Yiğit arasında gidip geldi.
Beni onaylarcasına kafalarını salladıklarında sıkıntıyla oflayarak Özgür'e doğru adımlamaya başladım. Bir yandan da gözüm evin girişindeydi. Bizimkiler bizi görürse gider ayak tartışırlardı. Bunu istemiyordum.
"Ne oldu gel gel diye başımın etini yiyorsun?" diye homurdandım Özgür'ün yanına vardığımda. "Ne diyeceksen de."
"Burada olmaz, gel benimle." Elleriyle bileğimi kavrayıp beni evin arkasına doğru çekiştirdi.
"Özgür, dursana!" dedim bileğimi ondan kurtarmaya çalışırken. "Dur bi tamam geliyorum ya, ayaklarım var ya hani benim?"
Beni dinlemeyip evin arkasına vardığımızda bileğimdeki elleri gevşedi ve yüzüme baktı doğrudan. "Seni apar topar böyle buraya getirmek istemezdim ama sana söyleyeceklerim var Nergis." dedi, yavaşça.
"Ne gibi?" diye sordum ilgisiz bir tavırla. "Gittiğimizde söylerdin illa burada söylemen şart mı?"
"Şart." Derin bir nefes verip gözlerimin içine baktı. "Nergis," diyerek adımı zikretti fakat devamı gelmedi. Ne diyeceğini bilemiyormuş gibiydi. "Sen benim her şeyimsin, biliyorsun değil mi?"
"Her şeyin miyim?" diye sordum kaşlarımı çatarak anlamsız bir bakış atıp. "Öyle miyim? Benim niye bundan haberim yok?"
"Ne demek haberim yok, her şeyimsin tabiki kızım sen benim." derken bu kez o kaşlarını çatmıştı. "Aşk olsun."
"Senin ateşin falan mı var? Güneş mi geçti başına?" Elimi hızlıca alnına koyup ateşini ölçtüm. "Allah allah ateşin de yok ama.. Kıyamet falan mı kopacak yoksa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.
Humor"Bir kere ulan," dedim yalvarırcasına yüzüne bakıp. "Bir kere de iyi bir şey çıksın şu ağzından. Bir kere de içime oturmasın söylediklerin, nefesimi kesmesin. Şu boktan evden kaçıp gitmek isteyecek kadar bunaltmasın beni, daraltmasın. Ağzını konuşma...