Dışarı çıkıp annemle sınav hakkında konuşacaktım ki, hüzün dolu bakışlarım, dedemin başında duran Özgür ve Didem'i buldu. Birkaç saniyeliğine duraksadım ve Didem'in niye dedemin yanında olduğunu sorguladım kendi kendime. Kapının eşiğindeki beni fark eden dedem, "Nergis?" dedi sorarcasına. "Bitti mi kızım sınavın?"
Daldığım manzaradan gözlerimi kaçırdım, kendime gelip. İçeriye doğru bir adım attım ve başımı hafifçe sallayıp, "Bitti dede, bitti." dedim sıkıntıyla nefesimi dışarı vererek.
Özgür'ün meraklı bakışları beni buldu ve "Kötü mü geçti?" diye sordu, kaş göz yaparak. "Ne bu suratının hâli?"
Düz olan dudaklarım iki yana kıvrıldı ve 32 dişimi gösterircesine sırıtıp, "Sence benim girdiğim bir sınavın kötü geçme ihtimali var mı?" dedim, egolu bir tavır takınarak. "Şamarladım, şamarladım!"
"Cips paketi gibisin %80'in hava yemin ediyorum." dedi ve kendini tutamayıp güldü. "Kes be!" diye cevap verdim hemen ona. Ters cevap vermemi hiçe sayıp eliyle bana 'gel gel' yaptığında istifimi bozmadan sırıtarak tam önünde durdum.
Önce ellerimizin içleri çarptı birbirine. Hemen ardından aynı şekilde elimizin tersiyle yavaşça birbirimize vurduk ve ikimizin de eli aynı anda yumruk hâlini aldı. Sonrasında yumruklarımızı tokuşturduğumuzda ikimizin de yüzünde tatlı bir tebessüm oluştu.
Bu hareketi yıllardır yapmıyorduk. En son ne zaman yapmıştık hatırlamıyordum ama yıllar sonra yeniden yapmak, iyi gelmişti.
Bakışlarımın hedefi kısa bir anlığına Didem olduğunda, kollarını göğsünde birleştirmiş öylece dik dik bana bakıyordu. Benim de ona baktığımı gördüğünde sert bakışları yumuşadı ve samimiyetine inanmadığım bir gülümseme kondurdu dudaklarına.
Kendime gelip geriye doğru çekildiğimde dedem mahrur gözlerini Özgür ve benim aramda gezdirip, "Sizi böyle görmek ne hoş, çocuklar." dedi keyiflice gülümseyip. .
Özgür bana kaçamak bakışlar atarak, "Bir anlık şey oldu öyle.." dedi sertçe yutkunup.
"Aynen," dedim onu onaylarak. "Yani boşuna heveslenme dedeciğim, gelip geçici bir şeydi."
"Alışkanlık." diye ekledi, Özgür.
Bakışlarımı ona değdirdim ve, "Alışkanlık." diye tekrar ettim.
"Tüh, ben de sevinmiştim büyüdüler diye." dedi dedem, imalı bir tınıyla. "Yanılmışım."
"Anlaşılan deden sürekli didişmenizden baya rahatsız oluyor Özgür," dedi Didem, çekingen bir tavırla araya girerek. "Neden onu üzmek yerine orta yolu bulmayı denemiyorsunuz ki?"
Kendimi tutamadım. Özgür'den önce, Didem'in söylediği şeye ben cevap verdim. "Sana fikrini soran oldu mu?"
Özgür'ün keskin bakışları beni buldu. Bir şey söylemedi ama bakışları çok şeyi ifade ediyordu.
"Ben şey.." dedi Didem, ne diyeceğini bilemezken. "Sadece içimden geçeni söylemek istedim. Kusura bakma Nergis."
"Benim de içimden çok şey geçiyor, ben dile getiriyor muyum?" diyerek ukala bir tavır takındım. Önceden Didem'e karşı ufak da olsa bir sempati besliyordum ama şimdi bana hiçbir şey yapmamış olsa dahi, gıcık oluyordum. Hareketleri çok yapmacık geliyordu.
"Görüyorsun değil mi Didem?" diye sordu Özgür araya girip karşılıklı laf atmayı kesmemizi engelleyerek. "Sence bunun gibi huysuz bir cadıyla orta yol bulabilmek mümkün mü? Seninki de laf!"
Sessizliğini koruyan dedem, Özgür'ün beni o kızın yanında aşağılamasına göz yummadı ve geldiğimizden beri ilk kez ona sesini yükseltti. "Özgür! Kelimelerine dikkat et!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.
Humor"Bir kere ulan," dedim yalvarırcasına yüzüne bakıp. "Bir kere de iyi bir şey çıksın şu ağzından. Bir kere de içime oturmasın söylediklerin, nefesimi kesmesin. Şu boktan evden kaçıp gitmek isteyecek kadar bunaltmasın beni, daraltmasın. Ağzını konuşma...