✨21.Bölüm

405 32 9
                                    

"Günaydın Özay ailesi ve onun çok değerli aile üyeleri!"

Özgür, keyifli bir şekilde kahvaltı masasına giriş yaparken, "Günaydın oğlum," dedi amcam, gözlerini kısarak. "Hayırdır, pek bir keyiflisin sabah sabah?"

"Harika bir sabah, değil mi baba?" diye sordu Özgür ve sonrasında kısa bir anlığına bana bakıp göz kırptı. Bu hareketiyle birlikte sertçe yutkunup telaşla masadakilere baktım gören var mı diye. Herkes işinde gücünde duruyordu, Didem haricinde. O görmüştü Özgür'ün bana göz kırptığını. Alev saçan bakışlarını bana değdirdiğinde ona bakmama gayret ettim.

Amcam da görmüş olacak ki yandan bir bakış attı yüzüme. Suratım utançla kıpkırmızı olurken amcam dudaklarını birbirine bastırdı ve, "İyi bakalım." dedi muzipçe. "Seni böyle neşeli görmek güzel."

"Öyle öyle.." Özgür, oturmadan önce Nefes'in yanağından bir makas aldı ve, "Naber kız?" dedi kaş göz yaparak.

Nefes gülümseyip, "İyidir abi, senden?" dedi başını kaldırarak yüzüne bakıp.

"İyiyim abiciğim, çok iyiyim."

Onları imrenerek izleyen Enes'e yanaştı sonra Özgür. "Naber lan, bücür?" diye sordu.

Enes'in düz olan kaşları çatılırken, "Özgür Abi ya," diye sitem etti. "Nerem bücür benim? Ayıp oluyor ama kızların yanında."

Özgür, keyifle gülümseyip Enes'in ensesine geçirdi bir tane.  "Hadi oradan, bal gibi de bücürsün işte." dedi onunla uğraşmayı sevdiğini bariz belli ederek. "Artistlik yapma şimdi."

"Rahat bırak torunumu, seni fasulye sırığı." dedi babaannem, Enes'in ensesine vurduğu eline bir tane patlatarak. "Uzak dur çocuğumdan."

Özgür, her an kavga edecekmiş gibi bir pozisyona geçip ellerini beline koydu. "Pardon da ben neyim? Bostan korkuluğu mu?" Babannem gülmemek için başını yana çevirdiğinde, "Pişt sana diyorum kız," diye dürttü Özgür onu. "O senin torununsa ben de torununum! Torun ayrımcılığı yapma!"

"Hadi oradan be." Babannem, memnuniyetsizce yüzünü buruşturduğunda, "İlla gel beni gıdıkla diyor." diyerek ellerini beline yerleştirdi babaannemin. Kadını yarını yokmuşcasına deli gibi gıdıklarken babaannemin şen kahkahası tüm sofrayı donattı.

"Özgür.." dedi gülüşünün arasından.  "Bırak evladım, bırak!" Özgür devam ettiğinde, "Bırak ulan eşşek sıpası," dedi babannem. "Ay tamam ayol, en çok seni seviyorum bırak!"

Özgür, istediğini almanın vermiş olduğu zevkle gıdıklamayı bırakıp yanağına öpücük kondurdu babannemin.

Onları gülerek izleyen Derya Teyze, "Hadi oğlum, otur artık.." dedi. Özgür onu başıyla onaylayıp tam karşıma oturdu. Sağ tarafında Didem, sol tarafında ise Yiğit oturuyordu.

Muhteşem üçlü.

Tam yemeğe yumulup guruldayan karnımı susturacaktım ki Özgür, "Nergis." dedi. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda, kaşlarıyla önümde duran tuzu işaret etti. "Tuzu uzatır mısın?"

Suratına bomboş bakıp, "Senin elin yok mu?" diye sordum ciddiyetle. "Kendin uzanıp al."

"Görüyorsun değil mi amca?" dedi Özgür, ayıplar gibi dilini üst damağına değdirip. "İnsanlık ölmüş."

"Sabah sabah kaşınıyorsun galiba sen," dedim dişlerimin arasından.

Benim aksime sırıttı. "Evet kaşınıyorum, kaşısana."

Babam sıkıntıyla oflayıp önümdeki tuza uzandı ve Özgür'ün önüne bıraktı. "Birkaç gündür konuşmuyordunuz, kafamız ne güzel rahattı." dedi söylene söylene. "Yine kedi köpek gibi didiştiğinize göre barışmışsınız."

Aşk Kural Tanımaz / tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin