BÖLÜM 26
İPUCUYüzümde var olan gülümseme ile eve girip salona uğramadan odama geçtiğimde ışığı açmadan bedenimi yatağın üzerine attım. Karanlık odaya bir hüzme gibi inen ay ışığı altında gözlerimi tavanıma dikip zihnimin derin sulara dalmasına izin verdim.
Yıllar sonra kendime biçtiğimi o sınırı aştım ve hayal kurdum. Her şey birbiri ardına birleşti, kocaman bir kar topu olup küçük bedenime heyecan kattı. Bu heyecanla birkaç adım gerileyip elimdeki malzemelere baktım. Bunlarla ilerleyebilir, o kar topuna bir şekil verebilirdim.
Bu şekil benim çocukluğumu zihnimden uzaklaştırdığımın kanıtı gibi pek özenliydi. Yüzünde hâlâ yaşamın canlılığını taşıyan siyah gözler, dudaklarında derin bir gülümseme...
Bir anda hayallerime dahil olan telefonumun mesaj sesiyle yatağın kenarına bırakmış olduğum telefonumu elime aldım. Mesaj Teoman'dandı.
Teoman: Elisa, ne yapıyorsun?
Elisa: Uzanıyordum, sen ne yapıyorsun?
Teoman: Uzanıyorum ve düşünüyorum.
Çevrimiçi bilgisi ve anında mesajlarıma dönüyor olması şu an tek konuştuğu kişinin ben olduğumu düşündürürken bu kadar küçük bir hareketin bile beni özel hissettirdiğini çok net hissediyorum.
Elisa: Neyi düşünüyorsun?
Teoman: Geleceğimizi...
Bu mesajla birlikte bir süre ekrana bakıp içime derin bir nefes aldım ve biraz önce Esat'ın bana söylediği şeyleri düşündüm.
Elisa: Peki geleceğimiz düşüncelerinde nasıl bir yere sahip?
Mesaj anında mavi tik olurken bir süre o da benim gibi yazmadı ardından 'yazıyor' bilgisiyle uzandığım yerden doğrulup oturur pozisyonda Teoman'ın mesajını bekledim.
Teoman: İnsana imkansızı düşündürtecek kadar güzel bir yere sahip... Düşündükçe, anlattıkça insanı harekete geçiren bir şey bu güzellik. Heyecan veriyor üstelik her gün düşüncelerin üzerine bir yenisini ekleyerek günü sonlandırıyorsun.
Elisa: Hep böyle miydin Teoman yani ben yokken de hep ben varmışım gibi mi hareket ederdin?
Bu soruyu sormamla birlikte Teoman bir an çevrimiçi olmaktan çıktı ve iki dakika sonra tekrar çevrimiçi oldu ve bana bir fotoğraf yolladı. Fotoğraf yüklendiğinde gördüğüm şey beni epey şaşırtmıştı.
Teoman, küçükken annemin ben ve kendisini yan yana otururken çektiği fotoğrafı atmıştı. Bir yaz gününe aitti bu fotoğraf ve benim gözlerim tamamen kameraya odaklanmışken Teoman'ın yüzü bana dönüktü. Bu görüntüyü elimde olmadan büyütüp parmaklarımla Teoman'ın o güzel yüzünü okşarken ekrana düşen bildirimle tekrar sohbet kısmına girdim.
Teoman: Hep böyleydim, böyle olmak içinde seni hiçbir zaman yanımdan ayırmadım. Bu fotoğraf karesi ve daha binlerce fotoğrafımız bana hep benim şu hayatta kiminle gerçekten mutlu olacağımı söylüyordu, ben de onları dinledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYSA | Cehennem ♣️TAMAMLANDI♣️
Teen FictionYetişkin İçeriktir! "Sen, önünde dağları eriyen Tanrı değilsin ve ben de Tanrı'nın cennette kovduğu İblis değilim." * Cennetin kapıları üzerime kapanmış demir sürgüleri sertçe çekilmişti ve cehennem; ateşten akan dereleriyle susamış uvzuma şifa olac...