Bölüm başı duyularını sevmiyorum siz de bunu biliyorsunuz ama son zamanlarda yorumlar gerçekten düştü. Bunun sebebi kurgunun gidiş yönü mü yoksa benim bölüm aralarına koyduğum süre mi? Ayırt etmiş değilim ama sizde biliyorsunuz ki Meysa karışık ve her olaya hazır ve her karakteri ağırlayabilecek bir kurgu. Bende bunu kullanmak istiyorum bu yüzden de sizin, alışık olduğunuz türde olaylar hemen gelişmiyor yine de bu bölümün sonunda anlayacağınız üzere olayların yönünü biraz sizin istediğiniz yöne çevireceğim. Şimdi sizden isteğim beni yalnız bırakmamanız ve yorumlarınızla beni motive etmeniz. Çünkü gerçekten yorumlarınız motive edici ve bende bu sayede daha hızlı sürede bölüm yazabiliyorum. Neyse bu kadar yeter sizi seviyorum.
*
BÖLÜM 18
PLANHatıralarım...
Hatırlarım gömüldükleri yerden bir ceset gibi doğrulurken karşımdaki yüzü hiçbir zaman o anıların içine yerleştirmedim ve şimdi de geleceğimin içine yerleştiremiyordum çünkü biz insanlar böyleydik. Çoğunlukla geleceğimizi geçmişte yaşadığımız insanları içine alarak kurarız.
Geleceğimiz baştan sona sıfır değildir. Sıfır olamazdı yine de gözlerimin önündeki bu adam, sıfırdan farksız değildi. Sadece yurttayken tesadüfen tanıştığım biri olarak yer edinmişti geçmişimde ve ben o kadarla sınırlı kalan geçmişi geleceğe taşıyamıyordum. Şimdi kim beni bunun için suçlayabilirdi ki?
Benim bile haberim olmadan inşaa edilmiş olan bu hayata bir başkasını dahil etmek benim için bir lüks dahası imkansızdı ama şartlarım gereği bu imkansızlığı en derinden ortadan kaldırmam gerekiyordu.
Mutlu bir aile için.
Mutlu olmasa da yara almadan yaşanan bir hayat için buna mecburdum. Bu yüzden gözlerimi kapatıp içime derin derin nefesler aldım ve yanağımdan damlayan bir damla yaşı silip yatağın hemen ucuna oturdum.
Yüzü yastığa gömülü olan Çınar'ın ense kökündeki saçları okşadım. Bir ihtiyaç gibi saçlarına değen parmaklarımı burnuma götürüp koklamak... Sanki parmak uçlarımda bize ait bir koku vardı. Annemizin kokusunu taşıyordu gibiydi buna rağmen parmaklarımı burnuma götürmek yerine yatağa serbest bir hâlde bırakılmış olan eline, oradan da küçük dövmesine götürdüm.
Annemin, benim ve kendisinin baş harfi vardı. Bizi üç kişi olarak bir aile yapmıştı ve babamı bu ailenin dışında tutmuştu. Neden böyle bir şey yapmıştı bilemiyordum ama dövmeye dokunduğum an ruhumda gezen elektriklenme bana bir şeylerin eksikliğinin hissettirip kalbime ağırlık olarak çökmüştü.
Bu ağırlıkla yutkunup "Çınar," dedim çatallaşmış bir sesle. Çınar'dan yanıt gelmeyince tekrar ismini söyleyip içimde ona karşı biriktirdiğim her şeyi söyledim.
"Bazen...bazı anlarda varlığımdan nefret ettim. Hissettiğim nefret hep kafamın köşesinde istenmeyen bir çocuk oluşumun yankılanmasına sebep oldu. Bu istenilmeme durumu beni kendi içimde o kadar çok yıpratıp kalbimin kapılarını üzerime üzerime kapatmıştı ki hiç kimseyi ama hiç kimseyi hayatıma alamıyordum. Hep uzattığım elin boşlukta sallanacağını düşündüm bu yüzden o boşlukta sallanana bile elimi uzatmadım. Beni o boşluğa çekip kendimde kalan o küçücük varlığımı yok edecek gibi hissettim. Bu yüzden yirmi üç yaşıma kadar tek arkadaşım Yağız oldu. Tek o.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYSA | Cehennem ♣️TAMAMLANDI♣️
Teen FictionYetişkin İçeriktir! "Sen, önünde dağları eriyen Tanrı değilsin ve ben de Tanrı'nın cennette kovduğu İblis değilim." * Cennetin kapıları üzerime kapanmış demir sürgüleri sertçe çekilmişti ve cehennem; ateşten akan dereleriyle susamış uvzuma şifa olac...