Öncelikle merhaba, bu bölüm Meysa'nın en önemli kısımlarından üçüncüsü ve sonuncusu. Kilit kısım. Birçok kişi ve olay burada ve buradan sonraki bölümde yerleşecek. Kısacası puzzle birleşmek üzer. Son3 parça!
-
BÖLÜM 27
BİLİNMEYEN GERÇEKLER1 Ekim
Telefonun bildirim panelinden gördüğüm tarih birkaç saat içinde yeni bir güne devrilecekken akan zaman alehimeydi. Doğum günüme yalnızca bir gün birkaç saat kalmıştı ama benim doğum günümü kutlama hevesim ya da heyecanım yoktu ve bu yıllardır olmayan bir şeydi. Sadece Ayfer anne üzülmesin diye kendi elleriyle yaptığı pastadan çok fazla yiyerek onun mutlu olmasını sağlardım şimdi ise bana kendi elleriyle pasta yapacak bir anne yoktu aynı zamanda benim mutlu hissetmesini isteyeceğim biride.
“Elisa?”
Melissa'nın sesi karanlıkta oturduğum bahçeye yayılırken omzumun üzerinden ona baktım. Çekik kahverengi gözleri ilgiyle üzerimde geziniyordu.
“Neden içeri gelmiyorsun?”
Ekim ayı başlamış havalar hafif soğumuştu bu yüzden genelde içeride otururduk ama ben bu havaları sevdiğim için fırsat buldukça karanlık bahçeye kaçıyordum.
“Burası iyi hissettiriyor.”
Melissa yanıma oturup benim gibi gözlerini karanlığa dikince ikimizde bir süre sessizce sessizliğin dilini çözmeye çalıştık, bize konuştuğu şeyleri duymaya çalıştık.
“İyi misin Elisa?”
Melissa'nın sesini duysam da ona doğru dönmedim ve beklediği göz temasını kurmayarak içime derin nefesler çektim.
“Bilmiyorum, ya sen? Sen iyi misin?”
“Ben en kötüsünü düşündüğüm şeyleri gördüğüm için bugüne onlara kıyasla iyi diyebiliyorum ama başka şartlarda yaşadığım hayatın izleyicisi olsaydım asla iyi olmazdım.”
“Akıllardan asla silinmeyecek olan bir film olurdum mu diyorsun?”
Melissa sorumla birlikte başını gökyüzüne kaldırıp “Hep örnek gösterilecek bir karakter olurdum, herkes o filmden sonra ‘O kız gibi olmak istemiyorsan akıllı olacaksın.' gibi uyarılar yapardı en yakınlarına,” diyerek buruk bir gülümseme ile yüzüme baktığında gözlerimde kendime dair soru işaretlerini dağıtıp “Neden böyle düşünüyorsun?” deyip ona yöneldim.
Melissa içine içli bir nefes çekip “Çok aptallık ettim çok,” dedi ve gözlerimizi buluşturup “Şimdi o hataları kendimden bertaraf etmeye çalışıyorum ama sanki daha çok batıyorum,” dediğinde ellerini tuttup “Böyle düşünme herkesin hatası oluyor, kimse günahsız değil ki.” dedim.
Melissa bana cevap vermeyip oturduğu yerden kalktı ve “Ben içeri geçiyorum,” dedi. Ben de onunla birlikte kalkıp “Neden böyle düşündün yani böyle düşünmene sebep olan şey ne?” dediğimde gözlerimin içine bakıp “Geçmişte kaldığını zannettiğimiz ama aslında geçmişle birlikte geleceğe ilerleyen insanlar,” dedi ve bir şey dememe fırsat vermeden içeri geçti.
Melissa'nın arkasından bir süre bakıp tekrar eski yerime döndüm ve dizlerimi kendime çekip gözlerimi karanlığa diktim. Her bakışımda bir delik açılıyordu karanlığa ve oradan gün ışığı içeri giriyor, kalbimin duvarlarına yansıyordu. Kalbim hâlâ ilk günkü gibiydi. Duvarlarında kırgınlığın tırnak izleri, bekleyişlerimin gözyaşı lekeleri vardı. Hâlâ oradaydım, o yurdun demir parmaklıkları ardında beni seven birini bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYSA | Cehennem ♣️TAMAMLANDI♣️
Novela JuvenilYetişkin İçeriktir! "Sen, önünde dağları eriyen Tanrı değilsin ve ben de Tanrı'nın cennette kovduğu İblis değilim." * Cennetin kapıları üzerime kapanmış demir sürgüleri sertçe çekilmişti ve cehennem; ateşten akan dereleriyle susamış uvzuma şifa olac...