10. BÖLÜM
GÜVENYollar, altımızdan kayıp son bulurken Esat arabayı bana verdiği evin önünde durduruğunda ona bakmadan telefonumu alıp arabadan indim. Esat da bana bir şey söylemeden hızlı bir şekilde arabayı sürüp uzaklaştı. Gözlerimle bir süre onun gittiği yolu izlediğimde kapının açılması sesiyle olduğum yerde irkilip arkamı döndüm.
Yiğit, kapının girişine yaslanmış kolları göğsünde bağlı bir şekilde bana bakarken "Yiğit her yerden çıkıyorsun, yedek oyuncu musun sen?" diyerek yanından geçip içeri girdiğimde arkamdan "Bu nasıl benzetmedir arkadaş," dedi sitemli bir sesle. Başımı çevirip göz ucuyla ona baktım "Kötü mü?" dedim o ise omuz silkip hemen yanımda durdu.
"Hayır da değersiz hissettirdi."
Gülümsedim ve yanık yüzünde duran gamzelerinin olduğu yere işaret parmağımla bastırıp "Gülümsersen benzetmeyi değiştirip seni daha değerli hissettirebilirim," dedim. O ise tek kaşını kaldırıp "Umarım gelecek benzetme erotik değildir," dedi. Onun bu cümlesi göz devirmeme sebep olurken "Çok erotikti gitti büyü," dedim ve salonda ayakkabılarımı çıkardım ardından çorabımı da çıkarıp yalın ayak yere bastım. Serin hissettiriyordu.
"Büyü gitmesin hemen tekrar çekebiliriz sahneyi."
Yiğit'in çapkın bir gülüşle söylediği cümleden sonra işaret parmağımla gösterdiğim yere avuç içimle hafifçe vurup "Başka zaman," dedim gülerek. O ise beni başıyla onayladı ve eliyle içeriyi işaret etti. Bu hareketinden sonraki bakışları dikkatimi çekse de üzerinde durmadan içeri girdim.
Koltukta boylu boyunca uzanan Melissa'yı görmek beni şaşkına çevirirken "Melissa?" dedim ve yanına doğru ilerledim. Melissa'nın uzandığı koltuğun hemen dibinde dizlerimin üzerine çöküp "İyi misin ne bu halin?" dediğimde Melissa uzandığı yerden kalkmaya çalıştı. Yiğit benden önce davranıp ona yardım ettiğinde Yiğit'e teşekkür etti ve tekrar bana döndü.
"Esila ne söylemem gerekiyor bilmiyorum ama gerçek şu ki o çukurda amacım alsa sana zarar vermek değildi hatta bilerek yenilecektim ama Esat Ronan beni tehdit etti ve seni yenmek zorunda kaldım. Sonra da seni yendiğim için beni buz gölünde bıraktı."
Melissa'nın sonlara doğru sinirli çıkan sesi dikkatimi çekerken "Buz gölü?"dedim. Melissa ise üzerindeki tişörtü çıkarıp karşımızda iç çamaşırıyla kalınca yanımızda bulunan Yiğit'in sesini duydum.
"Waov..."
Yiğit sondaki kelimeyi Melissa'nın göğüslerine bakarak söylediğinde Melissa'nın elindeki tişörtü alıp Yiğit'in göğsüne doğru vurdum.
"Kapat gözlerini."
Yiğit bir bana bir elimdeki tişörte bakıp tekrar Melissa'ya döndüğünde tekrar tişörtü kaldırıp bu sefer direkt yüzüne vurdum. Yiğit acılı bir ses çıkarıp "Yaktın kızım!" dediğinde ayağa kalkıp onun sırtını karşımızda bulunan duvara çevirdim. Şimdi sırtı bize dönüktü. Yiğit'i dönmemesi için birkaç kere uyarıp Melissa'ya döndüğümde gülmemek için kendini zor tuttuğunu gördüm. Ona sırıtıp göz kırptım ve "Yiğit göz ucuyla bakmaya çalışıyorsun görüyorum bak," dedim. Melissa bu cümleden sonra güçlü bir kahkaha atıp "Benim için sorun yok çünkü her yerim yanık bir kırmızıyken dikkat çekeceğimi sanmıyorum," dedi. Gözlerimi arkama çevirdiğimde Yiğit'in dönmüş olduğunu görünce "Gerçekten klasik bir erkeksin," dedim. O ise omuz silkip gözlerini Melissa'ya çevirdi ve onun bahsettiği kırmızı yanıklara baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYSA | Cehennem ♣️TAMAMLANDI♣️
Novela JuvenilYetişkin İçeriktir! "Sen, önünde dağları eriyen Tanrı değilsin ve ben de Tanrı'nın cennette kovduğu İblis değilim." * Cennetin kapıları üzerime kapanmış demir sürgüleri sertçe çekilmişti ve cehennem; ateşten akan dereleriyle susamış uvzuma şifa olac...