41.Öfkeye karşı

7K 463 201
                                    

Harika ve yorucu iki hafta bitmiş, okul denen ilet ile tekrar karşılaşmıştım. Kalkıp iki haftayı şikayet edemezdim. Enfes zamandı benim için. Hayatımda yaşamadığım zevki doruklarıma kadar yaşamıştım. Ben Ertuğrul ile bürünürken o da ben ile bürünmüştü. Ertuğrul gibi kokarken o da benim gibi kokmaya başlamıştı. İç
içe geçmiş iki ruh bir beden hale gelmiş gibiydik.

Rüya aleminde olsam bu derece harika zamanlar geçiremezdim sanırım. Beni aşırı şaşırtan şey ise cidden iki hafta sonra Ertuğrul sanki o azgın, doymayan değilmiş gibi cinselliği arka planda tutmaya başlamıştı. Yine ön sevişmeye benzeyen yakınlaşmalarımız olurdu. O da anın bütünündendi.  Kendisini geri çekip normal bir şekilde sevmeye devam ediyordu.  Söylediği  şeyi bu derece dikkate alması çok hoşuma gitmişti.

Aradan geçen günlerde güzel giden ilişkimizde ucundan hissedilen gerilimler oluyordu ama bir şekilde hal oluyordu.  Ertuğrul ile dışarıda ya da okulda olduğumuzda gösterdiği kontrollü davranışları vardı. Beni o yönlendiriyor, bir şey yapmak istediğimde engelliyordu.  Bu beni sinir etse de fazla sinirlenmesin diye alttan alıyordum. Kıskanç bir adam olduğunu ta başından beri biliyordum ve arkadaşları ile tanıştırdığından beri sanki sadece onlarla konuşmamı istiyor gibiydi. Ama ne kadar da menfaat üzerinden ilerleyen arkadaş ilişkisi olsa da arkadaşlarımla zaman geçirmeyi seven biriydim ve bu tutumu için onunla konuşacaktım devam ederse böyle. Tabi çatık kaşlarına meydan okuyabilirsem.

Bilmiyorum, hayatımda ondan daha sinirli insanlarla  karşılaşmıştım. Deli gibi öfkesi olan, öldürecekmiş gibi bakan... Fakat Ertuğrul bana ters baktığı zaman ya da öfkeyle baktığı zaman içimde unuttuğum ürkek ben uyanıyordu. Asla bana duygusuz, öfkeli bakmasına dayanamıyordum.  Sanırım bu yüzden dediklerini yapmam işime geliyordu. Bu konuya fazla kafa yormuyordum. Çünkü sonuçta sevdiğim adam ile birlikteydim. Ve birlikte olduğum adamı bugün hiç görmemiştim. Sadece sabah konuşmuştuk.

3 haftadır düzen böyleydi. Sadece üç kere bende kalmıştı.  Bir kere de ben onlarda. Arkadaşları ile tanıştırmıştı beni. Hepsini uzaktan da olsa tanıyordum ama yakın olarak onlarla tanıştığım için mutlu olmuştum. Hepsi farklı karakterleri vardı ama birbirlerine uyum sağlamışlardı. Ama ben en çok Şafak ile anlaşmıştım keza bunu tahmin etmesi zor değildi.   Onun dışında stajı başlayan sevgilimi nadir görmem beni bir miktar üzüyordu ve onu en azından bende kal desem de ara ara gelip gidiyordu.

Özlemle derin nefes aldım. Bugün pazartesiydi ve okuldaydı. Çıkışı bir şeyler yapalım diye sabah anlaşmıştık. On dakika önce bir dersten çıkmıştım ve diğer dersim iki saat sonraydı. Esmerimde bu saatlerde dersi bitiyordu.

Çıkar çıkmaz bana mesaj atacağını biliyordum.  Dikkatimi arkadaşlarıma verdim. Okulun kafesinde oturmuş dersi bekliyor, sohbet ediyorduk.  Akşam için plan yapıyorlardı.  Gece kulübüne gideceklerdi ve benimde geleceğimi sanıyorlardı. Sanıyorlardı çünkü gelecek misin diye henüz sormamışlardı.

Mehmet bu dönem başı bir işe girdiği için gelmeyeceğini söylemişti.  Bu akşam esmerim ile bir şeyler yapmasaydık bende gitmeyecektim büyük ihtimal. Çünkü arkadaş grubunda adam akıllı bir tek Mehmet ile anlaşabiliyordum ve o da gitmiyordu.  Yorulmuş yüzüne baktım. Bir derdi olduğu aşikardı ama bunu dillendirmiyordu. Ulan niye dillendirsin ki bok gibi arkadaş grubuyduk.

"La Batu sen kesin geleceksin, değil mi?" dedi Kadir.

"Yok kanka, işim var benim." dedim.

"Batu bak kardeşim bu üç oldu. Neden buluşmalara katılmıyorsun artık?" dedi. İlk ikisini sevgilim engellediği için gidememiştim. İkincisinde küçük bir tartışma bile yaşamıştım, neden gitmeme izin vermiyorsun diye.

Barutla YanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin