10. Kusur mu şimdi geri zekalılık?

8.1K 615 112
                                    

Merhaba bebekler
Diğer bölmü atlamayın~~
.......

Birinci sınıfa başlayan bir çocuğun heyecanı vardı üzerimde. İlk günün verdiği heyecanla formasını giyinip giden bir çocuk gibi özenle giyinip genelde dağınık bırakmayı tercih ettiğim saçlarıma abartmadan şekil vermiştim. Normalde parfüm kullanmayı pek sevmezdim, özel günler olduğunda sıkardım. Şimdi buram buram parfüm kokuyordum.

İlkin kararsız kalmıştım. Adam şimdi sevmiyorsa ya parfüm... Zaten midesini bulandırıyorum adamın, daha da tiksindirmeyeyim kendimi. Ama sonunda karar verip sıkmıştım. O kadar kötü korkmuyordu, ağırda değildi.

Kampüse girip çimenliklere geçtim. Bugün hava ne sıcaktı ne de soğuk. İnsanı mayıştıran hava vardır ya, rüzgar eser ama seni üşütmez, güneş kendini belli eder ama yakmaz, işte hava öyleydi.

Hava benim için hazırdı sanki. Başımı masmavi olan gökyüzüne kaldırdım. Derin nefes alıp genişçe sırıttım. "Güzel bir gün olmalısın." dedim.

Seçtiğim yer mühendislik fakültesine yakın yerdi. Erken geldiğimden dolayı görmeyi umut ediyordum. Geleli daha on dakika olmuştu ve ben heyecandan yerimde duramıyordum.

Ara sıra gelen öğrencilere dikkat kesilmiş haldeydim. İç sesim, takipçi sapık olmadığın kalmıştı bir tek mal, diye bağırsa da ben de, gerzek iç ses, sen bensin sus, diye susturuyordum. Yani pek kale almıyorum.

Başımı fakültenin kapısından çekip sağa döndürdüm. Gördüğüm beden ile gözlerim parladı. İşte geliyordu haşin esmerim.

Etkilendiğim beden tam bana göre biriydi. Uzun, çokta olmasa kalıplı, esmer ve en önemlisi haşindi. Siyahlara bürünmüştü yakışıklım. Siyah kot pantolon, tişört ve üstüne yağmurluk tarzı bir kapüşon ve hiç çıkarmadığı zinciri, dağınık dalgalı saçları... Bir kusur bulmam lazımdı. Biraz uzağımda olan ve telefonla uğraşan kıza seslendim.

"Hey bakar mısın?" dedim.

Kız bana baktı. Selam tatlı kız umarım bana tuhaf bakmazsın. "Şu giden siyahlı çocukta bir kusur söyler misin Allah'ını seversen." dedi.

Kız ilk önce iki kaşını havalandırdı. Beni algılamaya çalışıyordu ve haklıydı. Ama ne yapabilirdim, çocuktan hayvan gibi etkileniyordum, kusurları benim gözümde yok olurdu ki...

Kız fazla bana takılmadan ricamı uyguladı. Ertuğrul'u baştan aşağıya süzdü. Gözleri fazla sevdiceğimde durduğunda rahatsız olup öksürdüm. "Bacım bakıcı ol dedim sen resmen alıcı misali süzdün benim yiğidi." dedim dayanamayarak.

Kız şaşkınca bana döndü. "Kusur var mı diyeceğim de sen öyle bir süzdün ki kusursuz olduğunu anladım itin."

"Senin burası biraz eksik sanırım." derken işaret parmağı ile şakağını gösterdi.

"Neden seninkine mi benziyor beybisi? "

"Ya sabır nerde bi' mal beni buluyor." derken ayaklandı.

"Eee demedim ama kusursuz mu o?" dedim kalkıp arkasına dönen kıza.

Kız oflayıp bana döndü. "O çocukta kusurun k'si yok gerzek." dedi ve gitti.

Biliyorum zaten salak kız... Fakülteye doğru giden esmerime dönecekken durup bana sert bir şekilde baktığını gördüm.

Sesli bir şekilde nefesimi bıraktım. Şerefsiz çok iyi gözüküyordu. Kusur bulmalıydım sende! Bana doğru gelirken, kazam mübarek olsun diyerek ayağa kalktım ve kalçamı silkeledim.

Aramızda iki adım mesafe bırakıp tek kaşını kaldırdı. Ağzımı açmadığım halde bu kadar sinirliyse, sıçmıştım ben. Tamam döverken temas edeceğiz falan diyordum ama onu severken onun tarafından zarar görmek bana koyar gibiydi. Ki bundan dolayı ondan uzak durabilirdim.

Yani sanırım...

"Düştün elime." dedi sadece. Bunu derken gergin oluşumu arka planda tutup sırıttım.

"Evet esmer çikolatam." deyip onun hazırlıksız yakalanmasına sebep olan davranışı gerçekleştirdim. Kollarımı ona sarıp başımı omzuna yasladım.

Burnuma dolan kokuyu ciğerlerime depolarcasına derince soludum. Ben boku yemiştim arkadaşlar...

Bu esmer, gelip geçici değildi sanırım. Sarıldığım andan beri kasılan bedenini hissediyordum. Şu an itelemiyorsa büyük ihtimal şoka girdiği içindi.

Sanırım şoktan arınmaya başlıyordu. Bir anda kollarımdan tutuşarak geriye doğru itelendim. Adımlarım dengesiz olduğu için son dakika düşmekten kurtulmuştum.

"Ne yapıyorsun lan sen?"

"Aha buldum lan valla buldum." Heyecanlandığımda garip garip bana baktı. "Ya esmer bombam kusurunu buldum valla." dedim ve devam ettim. "Geri zekalıymışsın ya sen."

Üstüme gelirken işte o an bu an diyerek gözlerimi sıkıca yumdum. Gelsin yumruk! Hem kasılmıştım hem de dudaklarımı kıpırdatarak lütfen vurmasın diyordum. Beklediğim darbe gelmeyince kaşlarımı çattım.

"Bu kadar tırsaksan ne diye benimle uğraşıyorsun geri zekalı!" sinirli sesi duyunca gözlerimi araladım. Bana çatık kaşlarla bakıyordu.

"Neyine güveniyorsun sen, biliyorsun seni döveceğimi ne diye uğraşıyorsun?" Valla geri zekalı bu. Ya o kadar yazdım, senden etkileniyorum falan diye kalkmış hâlâ niye uğarışıyorsun diyor. Neyse böyle seveceğiz artık ne yapalım, bizimde payımıza bu düştü.

Genişçe sırıtıp, "Gevşekliğime." dedim.

Yüzünü yüzüme yaklaştığında nefesimi tuttum istemsizce. Sinirli bir şekilde gülümseyip, "Seni o gevşekliğinle gömerim." dedi.

Yakınlığından dolayı nefes verip seslice yutkundum. "Eee esmerim... sen, senden delice etkilenen birine bu derece yaklaşman ne kadar mantıklı yani şu an.. şey.. çok şeysin seksi, öpesim geldi." dediğimde mavi harelerim dudaklarına inip geri gözlerine çıktı.

Ertuğrul çatık kaşları şaşkınlığa evrilirken hızlıca benden uzaklaştı. Başını yana çevirip, "Tövbe..." dedi. Ben hâlâ yakınlığın etkisindeydim. Harbi harbi boku yemiştim. Bu basit eylem bile benim arsızlığımı ve gevşekliğimi çevrim dışı bırakmıştı. Ağzımın kurduğunu hissediyordum. Kalbim desen onu gördüğünden beri yavaş atma işlevini kaybetmiş gibi hızlıca atmaya devam ediyordu.

Ben bir şey demezken bana tekrar baktı. İşaret parmağını bana doğru uyarıcı niteliğinde sallarken konuştu. "Bu sefer dövmüyorum seni. Amacım sadece uyarmaktı. Bu saatten sonra ne bana mesaj atıyorsun ne karşıma çıkıyorsun tamam mı embesil sarı." dedi ve devam etti. "Hatta beni gördüğünde yolunu değiştir. Yoksa bu sefer haşat ederim seni." Net ve sert sesi herkesi etkisi altına alırdı. Hayır cevabına sahip olsan bile bu ses tonuyla evet dedirtti.

Benden cevap beklemeyip arkasını döndü ve ilerledi. Biraz benden uzaklaştığında da etkisinden çıkıp esmer bedene, "Esmerim!" diye bağırdım. Bana döndüğünde yüzümdeki kısa süreliğine donan sırıtmayı tekrar gösterdim.

"Sana mesaj atarım, özleme diye." diye bağırdım. Bana ateş saçan bakışlarını attı. Öne dönerken kafasını salladığını gördüm. Büyük ihtimal hasbinallah demişti. Oy nasıl da çözmüştüm yiğidimi. Ah ulan o da beni sevse ya ha böyle. Ama nerde! "Öpüyorum esmer şekerim!" diye bağırdım ve onu arkama alıp ilerledim.

.

Batu beni eğlendiriyor.😂

😂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Barutla YanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin