43.Zaten çıldırmışsın

6.1K 510 159
                                    

~Okumayanlar için önceki bölümü atlamayın kuzular.😘

Önüme koyulan pastayla aşk yaşarken masadaki üç kişiyle bağlantımı koparmış haldeydim. Şafak  okulda yaşadığı komik bir olayı anlatırken, ben tatlının ağzımda yaydığı tatla aşık oluyordum.

Yaklaşık yarım saat önce bir kafeye gelmiştik. Yeni açıldığı için dikkatimizi çekmiş girmiştik.  Bundan sonra sahile gidip içmeyi planlanmıştık. Yanımıza diğerleri de katılacaktı sanırım.

"Yavrum sen aç mıydım?" Ertuğrul eğilip kulağıma fısıldadığında kalpçikler çıkardığım mavi irislerimi pastadan çektim. Bana ilgiyle bakıyordu. 

"Yok esmer bombam, tatlı çok severim." dedim.

Sırıttı.  "Belli." deyip dudağımın yanını başparmağı ile silip ağzına götürdü. Onun sildiği yere elim gitti. Bulaştırmış olmama şaşırmamıştım. Kendimi kaybediyordum. Hele pasta benim için başkaydı.

Çayından yudum aldı. Bakışlarımı ondan çekmedim bir süre. Eve gittiğimden beri bana fazlasıyla ilgili davranıyordu. Sanki bugün ki kırıcı halini onarıyor gibiydi. Özür dilemiyordu, böyle gönül alıyor gibiydi.  Bana gösterdiği ilgiye bayıldığım için ses çıkarmadım.

"Sarışınım, bak şu kapının yanında oturan mavi bluzlu kadın kalkıyor. Saat şu an 19:42 geçiyor, 19:45 kadar hesabını ödeyip kapıdan çıkarsa yarın uygulama sınavından yüksek alacağım." dedi.

Dediği şeye kıkırdayıp söylediği kadına dönüp baktım.

"Kadının, senin dersiyle ne alakası var pezo, totemine alet ediyorsun." dedi esmerim muzip bir ifadeyle ile.

"Sana ne lan götoş. Totemime negatif enerji sargılama. Aykırı Arizona kertenkelesi." dedi. Dediğine güldüm.

Ertuğrul, "Diyene bak vasıfsız su maymuncuğu seni." dedi. İkisinin ilişkisi bana abi-kardeş gibi geliyordu. Bu kadar anlaşamazken bu derece birbirlerine bağlı olmaları hayran bırakıyordu.

"Mavişim, onayla şu totemi." dedi kadından gözlerini çekmeyip.

Gökhan'a baktım. Derin nefes aldı ve kadına odakladı. "Bakıyorum sevgilim,  bakıyorum." dedi. Şafak'ın OKB olduğunu öğrendiğimde onun yanında dikkatli olmaya çalışıyordum. Kasmana gerek yok dese de kumral, ses etmese de etkilendiğini görebiliyordum.  Gökhan'ın ona son derece yardım ve destek oluyordu.

Ertuğrul, konuyu Şafak açıp anlattığı için rahat bir şekilde, daha kötü olduğunu, bu iyi hali demişti.  Elinde hafif kızarıklar vardı, o da çoğunlukla strese girdiği zaman oluyormuş.  Ama bunlara rağmen pozitifti ve  gurur verici duruyordu savaşması.

Dördümüzde kadına odaklandık. İstemsizce Şafak'ın ekranındaki saate bakıyordum. Ulan istemsizce toteme bizde ayak uydurmuştuk.

Saate baktım. 19:45 olduğunda  gerildim. Çık artık şu kafeden kadın! Elimdeki çatalı sıktım.  Çıkmazsa kumral üzülürdü be. Kadın çıktığında sanki anlaşmış gibi dördümüzde farklı ifadelerle sevindik.

Bu halimize birkaç masa dönerken biz birbirimize bakıp güldük. "Manyak herife bak, bizi de bağlıyor toteme."  dedi Ertuğrul. 

"Enerji kardeşim enerji." dedi Şafak. Mutlulukla önündeki tatlıdan büyük lokma aldı.  Gökhan ona bütün sevgisiyle bakarken gülümsedim.  Sevgilisinin elini tutup dudaklarına götürdü ve öpücük kondurdu. Şafak şımaran çocuk misali ona bakıyordu. Kirli sakallı sarışın adamın yanağını okşadı.

Derin nefes alıp Ertuğrul'a baktım. İki arkadaşına da şefkatli  bakıyordu.  Bazen böyle arkadaş ilişkisi olamaz diyordum. Ne bileyim hiç yaşamadığım için imkansız gibi geliyordu. Ama Ertuğrul'un arkadaş grubu çok farklıydı, adamlar resmen kan bağının önemi olmadan aile olabileceğin kanıtını gösteriyordu.

Barutla YanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin