3- Yazgı

1.3K 186 403
                                    




Elys'ın muayeneyi sonlandırdığını anladığımda uzandığım yerden doğrulup karnımı örttüm ve merakla Elys'a baktım. Kral Seojoon, Elys'ın söyleyeceklerini büyük bir merak içinde bekliyordu. Muayene edildiğim odada yalnızca babam, Kral Seojoon, Chanyeol ve ben vardık. Kral haricimizde kimsenin içeri girmesine izin vermemişti.

Elys kralla konuşmadan önce tereddütlü bir şekilde bana baktığında sadece sert bir yutkunma geçti boğazımdan. Elys hakkında daha önce çok şey duymuştum ama onu gören herkesin büyülenmiş gibi hissettiği dedikodularına kulak asmamıştım. Bana ilk baktığında gözlerinde çok tuhaf bir şey belirmişti. Kralın eşi olduğu için sahip olduğu etkiden de olabilirdi. Yaşına göre çok güzel bir kadındı. Kralın neden onu kraliçe yaptığını şimdi daha iyi anlayabiliyordum.

"Söylediklerine göre birlikteliklerinden bu yana sadece bir ay geçmiş, Seojoon. Bir gebeliği bu kadar çabuk tescillemem mümkün değil." Elys'ın sözlerinin ardından Chanyeol'ün bana olan hiddetli bakışları canımı sıkmıştı. Ne düşündüğünü bilmiyordum ama öfkesi hiç dinmeyecekmiş gibi görünüyordu. "Ama..."

"Ama ne?" Kral, Elys'a yaklaşıp gözlerinin içine baktığında oturduğum yerde kıpırdanmaya başlamıştım. Elys tekrar bana dönüp bakınca gözlerimi ondan kaçırma ihtiyacı hissetmiştim. "Hadi ama Elys, bu sarayın hekiminden daha yüce bilgilere sahip olduğunu biliyorum. Lütfen bana ne hissettiğini söyle. Çocuk doğru mu söylüyor?"

Kralın benden çocuk olarak bahsetmesi beni ne kadar ciddiye almadığını gösteriyordu. Babamın bir an için öfkeye dönen bakışları beni korkutsa da ona baktığımda derin bir iç geçirip sessizce beklemeye devam edeceğini anlamıştım. Kendini dünyanın hakimi sanan bir kralın hakkımda düşündükleri umrumda bile olamazdı.

"Bundan bu kadar çabuk emin olmamı beklemeyin. Fakat doğruyu söylemek gerekirse ona dokunduğumda içinde farklı bir güç hissettim. Sen de bir hekimsin Seojoon, anlayabilirsin." Kralın üzerimdeki bakışları Chanyeol'e dönmüş, daha sonra olduğu yerde ileri geri adımlar atmaya başlamıştı. Bahsettiği güçten Aedin'ın da bahsettiğini hatırlıyordum. Söylediğine göre bu sadece hekimlerin hissedebileceği bir şeydi. "Ayrıca," diye devam etti Elys. "Son yedi yıldır gebelikle ilgili koyduğum hiçbir teşhise güvenmedim. Krallığın başında ne gibi bir tehlike olduğunu biliyorsun."

Bahsettiği şeyin Minseok'un anlattığı lanetle ilgili olduğunun farkındaydım. Son yedi yıldır hiçbir gebelik sonuç vermediği için bu konuda hekimlerin zayıf düşmüş olması olağandı. Bu yüzden bana güvenmek zorunda olduklarını kralın bakışlarında bile görebiliyordum. Benden başka hiçbir seçenekleri yoktu.

Kral hiçbir şey söylemeden odadan ayrıldığında Chanyeol de apar topar peşinden gitmişti. Elys da çok beklemeden odadan çıkınca babamla yalnız kalmıştık. Bana kızmak için yeterli fırsata sahip olduğunu düşünüyordum. Yanıma oturur oturmaz kapıdan gelen sese odaklandı ve içeri giren Minseok'a baktı. "Bizi yalnız bırakın," dedi. Minseok başta itiraz edecekmiş gibi baksa da emir aldığı kişinin kralı olduğunu son anda fark etmiş gibi hiçbir şey söylemeden odadan çıkmıştı.

"Sana söylemediğim için üzgünüm baba," dedim. Bir şey söylemek için cesaret aradığını fark edince ondan önce davranmak istemiştim. "Ama bundan hiçbir zaman emin olamadım ve olmak da istemedim. Biliyorum, bir prens olarak sorumsuzca davrandım ve kendimi küçük düşürdüm. Böyle bir hataya düşmemeliydim, Chanyeol'e karşı gardımı indirmemeliydim. Özür dilerim." Başımı mahcubiyetle eğip parmaklarımla oynamaya başladım. Babamla karşı karşıya gelene kadar yaptıklarımdan pişmanlık duyacak lükse sahip olduğumu düşünmemiştim ama babamın hayal kırıklığı dolu bakışları üzülmemi sağlamıştı.

The Curse of Cornelius || chanbaek [mpreg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin