Herkese merhaba... Son zamanlarda can sıkıcı şeyler yaşıyorum ve biraz morale ihtiyacım var. Sizden ricam beni yorumlarınızla motive ve mutlu etmeniz... Bölüm sizi ne kadar tatmin ediyorsa siz de bana o kadar karşılık verin olur mu🫶🏻 İyi okumalar🥺❤️
Medya// Cem Adrian- Ben Seni Çok Sevdim
***
Başucunda oturduğum sevgilimin huzursuz bir uykunun içinde kıvranışını izlerken yaşadığım çaresizliği tarif edemezdim. Aylardır nerede olduğunu düşünüp ona kızıyor, göbeğini gördükçe mutlu oluyordum. Hangi hissin kapısını çalsam bana kapıyı açardı? Bir bebeğim olacağı için mutlu mu olmalıydım, yoksa Baekhyun'un doğumda ölebileceği korkusuna mı kapılmalıydım?
Artık geri dönmeyeceği algılarına yenilmek üzere olduğum bir anda çıkagelmişti karşıma. Marnid onu bana baygın bir halde getirdiğinde aklımda kurabileceğim en kötü senaryoları oynatmıştım. Sonra Elys bana onun büyü altında olduğunu ve öleceğini söylemişti. Tıpkı giderken beni ve Cornelius topraklarında yaşayan herkesi bıraktığı gibi o zehirli uykunun içindeydi. Tek bildiğim buydu ve ben çaresizce uyanmasını bekliyordum.
"Marnid'i sorguladım." Uyurken aldığı nefesin etkisiyle kımıldayan kirpiklerini izlemeye öyle dalmıştım ki Sehun'un sesini son anda duymuştum. İçeri bir telaşla girmiş, karşıma geçip göz ucuyla Baekhyun'a bakmıştı. O da benim gibi neler olduğunu anlayamıyordu. "Hiçbir şey anlatmıyor," dedi. "Baekhyun'u yolda bulduğunu ve buraya getirdiğini söylüyor. Ona inanmıyorum, bir şeyler saklıyor."
"Elys," diye seslendim karşımdaki koltukta oturan kadına bakarken. Saatlerdir tek yaptığı o koltukta oturmak ve Baekhyun'u izlemekti. "Marnid ile konuşmayı dene. Baekhyun'un neden uyuduğunu anlatmasını sağla. Bir şey yap, kahretsin!"
Donuk bakışlarını yüzüme çevirip derin bir iç çekti ve ayağa kalktı. Bana Baekhyun'un öleceğinden başka bir şey söylemiyordu. Neden bu halde olduğunu sorsam da bir şey bilmediğini, sadece etkili bir büyünün altında olduğunu söylemişti. Bana yardımcı olmaktı niyeti dediğine göre ama hiçbir şey yapmıyordu. Kafayı yiyecektim.
Sessizce odadan ayrıldığında Sehun'a onu takip etmesini tembihledim ve odada Baekhyun'la yalnız kaldım. Onu odama getirmiş, yatağımıza yatırmıştım. Zaira çamur olmuş üzerini değiştirmiş, yüzünü temizlemişti. Karnını muayene ettiğinde otuz beş haftalık hamile olduğunu, doğuma çok yaklaştığını söylemişti. Bu kadar yaklaşmışken şimdi neden geldiğini anlayamıyordum. Bu haldeyken nasıl doğuracaktı?
Zaira'nın içeri girdiğini görsem de bakışlarımı sevgilimden çekmedim. Ellerini sımsıkı tutuyor, uyanması için dua ediyordum. Ne Elys'ın söylediklerinden, ne de Zaira'nın sessizliğinden hiçbir şey anlamıyordum. Baekhyun bebeği doğuracaktı söylediklerine göre, bebek sağlıklı da olacaktı. Ama o böyle derin bir uykunun içindeyken bu nasıl meydana gelebilirdi?
"Baekhyun yalnız değildi," dedi Elys'ın kalktığı koltuğa otururken. Ona baktığımda Baekhyun'u gülümseyerek izlediğini görmüştüm. "Bunca zaman yanında kim vardı bilmiyorum ama yalnız değildi. Kıyafetleri özenle dikilmiş, ayrıca vücudu oldukça temiz ve bakımlıydı. Birisi ona bakmış olmalı."
"Bu Marnid olamaz değil mi?" Korkarcasına baktım yüzüne. Her ne kadar onu sevmiyor olsam da Baekhyun'a karşı beslediği hisleri biliyordum. Belki de ona yardımcı olmuştu ama buraya getirirken uykuya dalmasına sebep olan bir şeyler meydana gelmişti. Her ihtimali düşünmek istiyordum.
"Chanyeol," diye seslendi adımı. İçli bir nefes alıp verdi. "Marnid üçüncü seviye bir kahin. Elys ağzından kaçırdı."
"Ne?" Anlık bir ürpertiyle Baekhyun'un elini ellerimin arasından düşürdüm ve doğruldum oturduğum yerde. Buna inanmam imkansızdı. "Bu nasıl olur? Nasıl bunca zaman anlayamazsın bunu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Curse of Cornelius || chanbaek [mpreg]
FanfictionBen on krallığın onuna da tek başıma ve silahsız bir şekilde meydan okuyabilecek kadar deli, kendi halkını vergi artışı nedeniyle grev için galeyana getirecek kadar gamsız, turnuvalardan turnuvalara koşup prensleri birbirine düşürecek kadar korkusuz...