Oğuz iri, mavi gözlerini ona uzattığım telefona dikti. Önce kelimeyi anlamlandıramamış olacak ki sarı kafasını geriye doğru çekip sersem sersem suratıma baktı. Sonra ise elimden telefonu çekip alarak ekrana gözlerini kısıp bir daha baktı.
"Büyük, yazıyor burada."
"Hadi canım ciddi misin?"
Oğuz safça bir ifadeyle elindeki telefonu benim gözüme doğru tutuyordu:
"Bak işte büyük yazıyor gördün mü?"
"He gördüm, benim yarım akıllım. Oğlum önce benim elimden telefonu çekiştiriyorsun kızın ne yazdığına bakmak için, sonrada bana gördün mü diyorsun. Neyin kafasını yaşıyorsun?"
"Çemkir çemkir akşam akşam. (Kendini göstererek) Bu adam senin için tüm ortamı hazırlasın, gol pasını verip seni kaleciyle karşı karşıya bıraksın, sen yine gel bu adama, çat. Şamar oğlanı ettin beni el insaf artık yahu."
"Sen de saf, saf bir daha gözüme sokma o zaman şu lanet yazıyı."
"Ya tamam da anlamadığım bir şey var. Kız kendini neden büyük diye kaydediyor?"
"Bir şeyi de kendiliğinden anla Oğuz'cuğum bir kez olsun yorma beni ha, ne olur."
Oğuz elini sarı saçlarının arasında gezdirerek düşünüyordu birkaç saniye sonra bir dahi edasıyla:
"Buldum buldum."
"He birde evraka evraka diye koş tam olsun."
"Göm bakalım beni daha nereye kadar gömeceksin merak ediyorum."
Oğuz, az biraz kırılmış masum gözlerle suratıma doğru bakıyordu. Fazla üzerine gittiğimi fark etmiştim, laflarımın dozajını ayarlamaya karar vererek lafa girdim:
"Naz diyorum benden büyükmüş."
Oğuz'unda, Mert'in de şaşkın bakışlarını tam üzerimde hissediyordum.
Oğuz "Nasıl yani?" diyerek bu yaş mevzusu konusunda kendisini biraz daha aydınlatmamı istedi.
"Şimdi şöyle oluyor Oğuz'cuğum bizim Naz Hanım benden tamı tamına bir yıl üç ay büyükmüş. Hatta bu sene üniversiteye gidecekmiş."
"Hadi be. Şansa bak, sen bunca zaman çalış çabala et, sonunda birinden hoşlan o da senden büyük olsun. Hadi büyük olmasını da geçtim, gitsin üniversiteye başlasın."
"Sağ ol ya içime su serpti bu sözlerin."
"Ya ben ne yapayım kardeşim. Sanki kızı ben doğurdum büyüttüm bu yaşa getirdim de bana kızıyorsun. Dost acı söyler, o kız üniversiteye gitmeseydi iyiydi."
"Niye oğlum sen de gideceksin bu sene üniversiteye, tabi kazanabilirsen. Niye böyle söyledin şimdi?"
Oğuz bir profesör edasıyla bilmiş, bilmiş konuşmaya başlamıştı. Sadece o yuvarlak camlı burnunun hemen ucunda duracak gözlükleri eksikti.
"Bak kardeşim öncelikle erkek ile kızın üniversiteye gitmesi bir değildir. Erkek zaten çoğunlukla serbest yetişir, üniversiteye gidince öyle oraya buraya saldırmaz. Ama kızlar böyle değil, onların aileleri genelde tutucudur ancak üniversiteye gidince özgürlükle tanışırlar ve büyük bir kısmı da kendini bu özgürlük olayına fazlaca kaptırır. Biner bir alamete, gider bir kıyamete."
O zaman bu cinsiyetçi yaklaşımı kadın erkek eşitliği savunucularının önde gelen ismi Oğuz'dan duymak beni şaşırtmıştı.
"Oğlum seni bu öküzce tutumundan ötürü en yakın kadın hakları temsilcisine şikayet ederim. O nasıl bir çıkarım."
![](https://img.wattpad.com/cover/19338959-288-k914179.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAK ADAM [Tamamlandı]
FantasyÖzgür(Toprak) sadece toprak ve kum zeminde görünebilen bir gençtir. Hayatın ona verdiği bu farklı özelliğe alışmaya çalışır. Farklı bir hayat çoğu insana çekici gelse de o normal, sıradan bir yaşam arzusuyla yanar tutuşur. Ve bir gün normal bir insa...