Hoş geldin hikayemize sevdiğim. Korkma, korkma benim Toprak. Arala artık şu sayfaları da geçmişimize bakalım seninle. Hemen de üzülme öyle geçmişe geç-miş dedim diye. Alıngaçlarını açmadan beni bir dinle, kalbine demir kaplı zırhları da bürünmeden ama olur mu?
Ben sana burada bizi, bildiklerini ve bilmediklerini üşenmedim sayfalarca anlattım. Sende üşenme oku beni. Gözlerin yorulur, başka bir diyara dalar, kanlanır ya da yaşlanırsa usulca kaldır bizi, bir kenara koy, inan sana alınmam. Ama sonra yine oku hikayemizi, okudukça öğren gerçek beni ve senin bende uyandırdığın bütün hisleri. Biraz bugünden bahsedeyim sana, sonra en başa döneyim, bize bir de benim gözümden bakmanı isterim.
Bugün tam olarak 23 yaşımı doldurduğum gün. Doğum günü pastasının mumlarını bu sene bir kez daha üfledim. Geçen senelerin ardından usulca bir kez daha baktım. Aklımın karmaşasını bırakıp yeniden bir dilek tuttum. Normal olmaktı dileğim, herkes gibi olmak, herkes gibi görünmek, herkes gibi sevilmek...
Beynime hücum eden kelebeklerden, hayat savaşının endişesinden ve senden, en önemlisi de senden kurtulmak, seni sevmekten kurtulmak için yazıyorum bunları. Yarım kalan şeyler unutulmaz biliyorum. Bende eksik kalan bir şeyler var, belki sende de vardır. İzin verirsen o eksik yerleri şimdi tamamlamak istiyorum. Belki bir gün sende bendekileri tamamlamak ister ve bitmesine izin verirsin.
Benden uzak, gerçeğe daha yakın durman için gitmene izin verdim. Bilmiyorum belki izin vermesem de giderdin. Herkes normal bir hayatı hak eder, en azından benden başka herkes. Sana bunları dön diye de yazmıyorum, tüm bunlar sadece bil diye.
Ellerin başkasına ait olsa da kalbin benim hissedebiliyorum. Kalbine giden yolun teninden geçmediğini de biliyorum. El ele sokaklarda dolaşamayız biliyorum. Belki sesini bir kez daha duyamayabilirim, yanağında beliren o kocaman gamzeyi bir daha göremeyebilirim, bana bakarken kızaran yanaklarını sevemeyebilirim, saçından gözüne düşen perçemleri kulağının arkasına atan ben olmayabilirim, o küçücük burnuna bir kez daha dokunamayabilirim, elini uzatsan tutamayabilirim, düştüğünde yanında ben olamayabilirim, ama bilirim seni sevmeyi en iyi ben bilirim.
Şimdi baştan başlamalıyım, en baştan, ben olmaktan. Öncelikle ilk yalana son vermeliyim. Aslında ismim Toprak değil, gerçek ismim yani doğduğumda bana verilen isim Özgür. Ama sen hala Toprak olarak biliyorsun. Varsın öyle kalsın.
Gerçek ismimi rafa kaldırmamak için kendimle zamanında çok savaşlar verdim, normal bir hayata sahip olduğumda bir ismim, gerçek bir ismim olabilirdi. Ama bu saatten sonra gerçek bir hayattan da vazgeçtim. Artık adım Toprak, ben buyum. Bu yere aitim ve belki de burada öleceğim.
Sana bu konuda ve başka konularda defalarca yalan söyledim. Önce beyaz yalandı bunlar, sonra kararmaya başladılar. Şimdi ise sim siyahlar. Bunun ve diğerlerinin suçunu tüm benliğimde hala hissedebiliyorum. Sonra düşünüyorum da geriye dönsem doğruyu söyler miyim diye. Cevabım her seferinde "Hayır." oluyor. Ben sadece, ben olmaktan, bencil olmaktan vazgeçemediğim için kızıyorum kendime. Bir adım gelmen için bin yalan söylediğime.
Çoğu insan gibi senin de hayallerin var, benimde vardı tahmin edebiliyorum. Gitmek istediğin yerleri, sahip olmak istediğin güzel bir evi, mutlu olarak çalışacağın bir işi benimleyken yapamazdın, ki bunların hepsini herkesten daha çok hak ediyorsun.
Git derken de çok ciddiydim, o ağır cümleleri bilerek sarf ettim. Canını, canımı yakmak için bu kadar çaba harcayacağıma ölsem inanmazdım. Şimdi ise nerelere geldik.
Git dedim çünkü gerçekleri öğrenince, benim bile yaşamakta zorlandığım bu hayatı yaşamanı senden isteyemezdim, hala da isteyemem.
Yalnızca çıplak ayaklarıyla yürüyen, görünen biriyle ömrünün sonuna kadar yaşayabilir miydin ki? Hala anlamakta zorlanıyorsundur. Biraz daha öncelere gidelim mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAK ADAM [Tamamlandı]
FantasyÖzgür(Toprak) sadece toprak ve kum zeminde görünebilen bir gençtir. Hayatın ona verdiği bu farklı özelliğe alışmaya çalışır. Farklı bir hayat çoğu insana çekici gelse de o normal, sıradan bir yaşam arzusuyla yanar tutuşur. Ve bir gün normal bir insa...