Toprak Adam Bölüm 20

3.8K 357 84
                                    

Yüzünün gölgesi üzerime gelirken sakin kalmaya çalışıyordum. Bakışların oraya varmadan önce usul bir adım atarak koyu yeşil tekli koltuğa yanaşıp, elimdeki telefonu minderin arasına usulca sıkıştırdım. Yeniden çalmaya başlamıştı. Kafanı sesin geldiği yöne doğru çevirerek onu alarak:

"Bu kimin telefonu?" diye sordun.

Ortalık yeniden sessizliğe bürünmüştü. Sessizliklerin seri katili Oğuz bir iki saniye sonra:

"Benim, benim. Ver bakalım kim arıyormuş." diyerek er meydanına atmıştı kendini.

"Mert'in olmasın, o bu koltukta oturuyordu. Hem telefonda Mert, Toprak ve sanırım annesinin fotoğrafı var. Emin misin senin olduğuna?"

"Hey Allah'ım soruya bak. Kendi telefonumu mu bilmeyeceğim kız, versene telefonu?"

Oğuz'un sözünden sonra biraz utana sıkıla çalan telefonu ona uzattın. Oğuz telefonu açıp:

"Tamam, annem geleceğiz birazdan. Merak etme tamam mı? Hadi uyu sen, iyi geceler."

diyerek de kapattı. Sonra size dönerek:

" Annemmiş. Merak etmiş."

Selin:

"Onu anladık Oğuz'cuğum."

Sen:

"Aynı zamanda gördük de, kimin aradığı yazıyordu."

"Ha tamam o zaman ben boşu boşuna daha fazla detay vermeyeyim." dedi Oğuz. Sense hala Oğuz ile telefon arasındaki bağı çözmeye çalışıyor gibiydin.

"Mert'te miydi telefonun? Kusura bakma orada öyle emin misin falan diye sordum ama üzerinde onların resmini görünce onun sanmıştım."

"Yok ya ne kusuru. Tabi onların resmi olacak telefonumda. Onlarda benim ailem sayılır görmeden duramıyorum şu huysuzları ne yapayım." dedi Oğuz en masum tavrını takınarak.

Selin:

"Allah muhabbetinizi arttırsın."

"Amin, amin. Eee kızlar yarın denizde görüşür müyüz?"

Selin:

"Oğuz'cuğum bilmem anlatabiliyor muyum ama senin dizin yarıldı hani, denize giremezsin biliyorsun değil mi?" Oğuz sarı kafasını karıştırmaya çoktan başlamıştı. Sarı saçlarının arasında uygun bir yalan denk gelince cevap verdi.

"Biliyorum, biliyorum. Deniz derken denizin içinde buluşalım demedim ki, deniz ve çevresini kastettim. Siz denize girersiniz bende sakat sakat sizi izlerim, olmaz mı?"

"Şimdi ne diyeceğiz bu çocuğa?" imalarıyla birbirinize bakıyordunuz.

Selin:

"Olur, yarın akşamüstü gibi sahilde buluşalım o zaman."

Sen, Selin'in net bir yer saat vermesine birazcık sinir olmuşun ve ona bir ufak çimdik attın. Selin, çimdik yediğini Oğuz'a fark ettirmeden kolunu senden çekiverdi.

Oğuz:

"Bizim çocuklarda gelebilir değil mi? Rahatsız olacaksanız söylemeyebilirim onlara."

Selin:

"Yok, ne rahatsızlığı, gelsinler tabi. Şu meşhur Toprak ile de tanışmış oluruz."

Oğuz, Selin'den sözü aldıktan sonra rahatlayarak evden çıktı. Bende Selin'in odasındaki pencereden aşağıya atlayarak Oğuz'u eve doğru ilerlemeye çalışırken yakaladım.

TOPRAK ADAM [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin