Sonu erteledik, bilerek isteyerek ve her zaman bir son olacağını birbirimize söyleyerek. Onlarca saatlik konuşmalar yapıldı, yüz binlerce belki milyonlarca kelimelik mesajlar atıldı. Ancak bence maalesef biliyorduk ki tüm kafa patlatmalar, boğaz parçalamalar, yorulan parmaklar, fazladan bir an geçirmek adına yer çekimine meydan okuyan göz kapakları, hiçbiri bizi bu sondan öteye götüremezdi, götürmedi de. Keşke bile demeyi bırakmıştık artık, alternatif keşkeler dahi bize bir çözüm olmadı, garip ve aynı zamanda çok yazık. Bile bile bu sona yürümek ve bir bu sonun olacağını yine bile bile ertelemek. O kadar acizce ve bir o kadar cesur davranışlar silsilesi.
Birçok defa birbirimizin kafasını karıştırdığımızı söyleyerek uzaklaşmıştık. Ya ben itmiştim seni başka kollara ya da sen çekmiştin kendini başka birinin sinesine. Her seferinde değişmeyecek bir tek şey olduğunu biliyordum daha önceki son'larda. Beni yine her şeye rağmen seviyor olacaktın ,dile getirmesen de sık sık. Öyle de oluyordu taaa en başından dediğim gibi bu hikayeye başlarken. Tüm yollar kaybolsa, haritalar parçalansa birbirimizi bulmamız an meselesiydi.
Son kez hatta ilk ve son kez buluştuk. Aslında bu bir buluşma değildi. Çünkü ben defalarca bu yüzleşmeyi yapmak adına yanına gelmeyi istesem de birbirimizle yaptığımız yaklaşık ay da bir defa olan konuşmalarda beni reddetmiştin. Israrla ve çoğu kez hiç düşünmeden. Aşırıya kaçan bir ısrarımda ise 'Bunu kendime yapamam.' demiştin. Geç kaldın benim gibi çoğu şeyde ve bunu zamansız yaptın.Tebrikler.
'Hiç beklemediği bir anda onu karşısında bulmuştu. Elleri üşümüştü onu görünce. Onca ısrar ettiği buluşmaya hiç hazır olmadığını anlamıştı.
Onu bir kaldırımda otururken görmüştü. Önce görünmez bir duvara çarpmış gibi adımlarını yarıda kesti. Baktı, baktı... Heyecanlanmış kalbi yanmıştı birden. Göğüsünde pek de ummadığı sevinçten ya da hüzünden kaynaklanmayan bu yangını sindirmeye çalıştı. Ona yaklaşmak istiyor fakat bu hamleye cesaret bulamıyordu. Genç kadın büzülmüştü kalın açık renkli montunun içinde. Küçüldükçe küçülüyor bu anın içinde olmak istemediğini hissediyordu. Üşümüştü onu beklemekten. Buraya kadar gelmişti fakat onu arayana dek bu cesaretli davranışı sergileyebileceğinden hiç emin olmamıştı. Hava oldukça soğuktu ancak onlar bu soğuğun farkında değildiler. Ona yaklaşma cesaretini bulan Toprak bir iki adım attığında durmasını istedi. Hala yaşanacaklara kendini hazır hissetmiyordu. Toprak onu bekledi her zamanki gibi. Bu anı yavaş yavaş yudumlamak istediğini algılaması güç değildi. Biraz zaman geçtikten sonra ona yaklaştı ve kendini kaldırıma bıraktı. Aralarında neredeyse bir metreyi de aşkın bir mesafe vardı. Birbirlerine hiç bu kadar yakın ve bu kadar uzak hissetmemişlerdi kendilerini. Sessizce akan dakikaların ardından, Toprak:
"Daha duracak mıyız böyle?"
"Ayaklarım tutmuyor sanki."
Henüz yüz yüze bile bakamıyorlardı.Naz cesaretini yakaladığında gözlerini ona dikmişti. Uzun uzun onu inceliyordu. Toprak bunca dikkatli göz tarafından incelenmişti ama bu kadar dikkatli kendine bakıldığını hiç hissetmemişti. Bu durumdan hiç rahatsız olmadı genç kadının onu incelemesine izin verdi. Öylece oturdular konuşmadan. Neyse ki oraya arabasını yanaştırmaya gelen ellili yaşlarında güler yüzlü bir kadın yardıma yetişmişti. Arabasını oraya park etmek istediğini söyledi kibarca. İkisi de itiraz etmeden kalktılar ve yürümeye başladılar. Naz yürürken de onu incelemeye devam ediyordu. Toprak da bu duruma izin vermeye. Trafik ışıklarından karşıya geçerken istemsizce birbirlerine baktılar. Gözleri nihayet birbirine değmişti, bir diğerini güvende tutmak iç güdüsüyle olsa da. Daha sonra bir yemek yemeye karar verdiler. İlk sakin gördükleri yere oturdular. Bu gerçek mana da normal insanlar gibi yaşadıkları ilk randevularıydı. Yemek söylediler. Toprak o ne istediyse aynısından söyledi, o an kendini bir seçim yapacak kuvvette hissetmiyordu. Havadan sudan konuşmaya başladılar. Sanki hiçbir şey olmamıştı. Güldüler pek de komik olmayan şeylere. Birbirlerinin yanında olmak onlara kendilerini iyi hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAK ADAM [Tamamlandı]
FantasyÖzgür(Toprak) sadece toprak ve kum zeminde görünebilen bir gençtir. Hayatın ona verdiği bu farklı özelliğe alışmaya çalışır. Farklı bir hayat çoğu insana çekici gelse de o normal, sıradan bir yaşam arzusuyla yanar tutuşur. Ve bir gün normal bir insa...