Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤
3.Bölüm
Günün aydınlanmasına sadece iki saat vardı. Sıcak yatağımın içinde huzursuz bir uykuyla dönüp dururken kirpiklerimin altından odayı seçebiliyordum. Gri gölgelerin altında kaybolmuş beyaz tül perdenin kıpırdandığını görünce, bunun rüzgardan kaynaklanabileceğini düşündüm.
Ancak gıcırtılı bir sesle aralanan pencerenin sesini duyduğumda, uykum tamamen kaçtı. Bulanık, şekilsiz rüyaların kucağından sıyrılarak yatağımdan endişeyle doğruldum. Pencere camı açılmaya devam ederken birinin içeri girmeye çalıştığını anladım.
Panikle komodinin üstüne dekor olarak koyulmuş eski bir vazoyu, şüpheli kimseye vurmak için kavradığımda kalbim göğsümü parçalayacak kadar hızlı atıyordu. Uykunun verdiği rehavetle çoktan terleyen saç diplerim, anın etkisiyle daha da terledi.
Pencere camı sonuna kadar açılarak duvara çarptığında, refleksle yatağımdan fırladım. Vazoyu kendimi koruma iç güdüsüyle havaya kaldırdığımda, Dylan bacaklarından birini odamın içine doğru attı. Sokak lambasının ışığı Dylan'ın yüzünü açığa çıkarmasa vazoyu neredeyse Dylan'ın kafasına fırlatıyordum.
"D-Dylan!" dedim soluyarak. "Ne yapıyorsun?"
Havalı bir şekilde diğer bacağını da odamın içine attı ve bütün gövdesiyle odama girdi. Tırmanmanın etkisiyle üstüne bulaşan tozları silkerken omuz silkti.
"Seni görmek istedim."
"Bu saatte?"
Elimde tutmakta olduğum vazoyu yeniden komodine bırakırken korkunun etkisi hala üstümdeydi. Kollarımdaki tüyler diken diken olmuş, adrenalin seviyem en üst seviyeye çıkmıştı.
Dylan'ın karanlıkta daha da koyu görünen siyah saçlarını, beyaz tenini ve düzgün burnunu incelerken siyah bakışlarında özlem vardı. İnce dudaklarının altında biriken sakallar daha da uzamış, göz altları koyulaşmıştı.
"Annen seni daha sonra görebileceğimi söyledi fakat ben dayanamadım, Hazel. Seni aylardır görmüyorum."
"Seni hırsız sandım!"
"Özür dilerim, korkutmak istememiştim. Sadece seni görmek istedim."
"Ah!"
Teklifsiz bana sarılmak için atıldığında kollarımı Dylan'a doladım. Odunsu, parfüm kokusunu içime çekerken sıcaklığını tenimde hissedebiliyordum. Ben onu daha dün görmüştüm. Beraber sinemaya gitmiş, filmde oynayan oyuncuları eleştirmiştik.
O ise beni aylardır görmüyordu. Beni ne kadar özlediğini sarılışındaki sıkılıktan anlayabiliyordum. Geri çekildiğinde ellerimi bırakmadı.
"Çok özledim seni, Hazel." Saçlarımı okşadı.
"Üzgünüm." diye mırıldandım. Nereye gittiğimi, neden gittiğimi bilmiyordum. Ancak Dylan'a büyük bir özür borcum varmış gibi hissediyordum.
Çıplak ayaklarımı geriye atarak Dylan'ı yatağımın üstüne oturmak için yönlendirdim. Onunla karşı karşıya oturduğumuzda, üstümde sarılı pembeli çocuksu bir pijama takımının olmasını önemsemiyordum.
"Hala kaybolduğuna inanamıyorum, Hazel."
"Ben de inanamıyorum."
"Annen senin hiçbir şey hatırlamadığını söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ)
FantasyŞeytan Kadehi Serisinin 1.Kitabıdır. Mutlu bir ailem, beni seven bir nişanlım, iyiliğimi isteyen geniş bir arkadaş çevrem vardı. Çocukluğumdan beri aşık olduğum adamla evlenmek üzereydim ve muhteşem kariyerimle benden mutlusu yoktu. Sonra bir gün ka...