50.Bölüm 🖤 Mağaza

10.3K 1K 138
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not: Bölümleri beğeni ve okunma sayısına göre güncelliyorum.

50.Bölüm

Başımı belli belirsiz salladım. "Ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim." Yutkundu. "Meleklerin en önemli özelliği sonsuz sevgileridir. Bağlı oldukları korumakla yükümlü oldukları şeyden asla vazgeçmezler. Ben de vazgeçmedim! Çünkü senin ışığının hayat bulmadığı hiçbir yer bana cenneti sunamaz!"

"Git buradan." diye mırıldandığımda başıma güçlü ağrılar saplanıyordu. Sanki bilincim uyuşmuş, düşüncelerim yok olmuştu.

"Bunlara inanmanın güç olduğunu biliyorum. Ama gerçek bu!" dediğinde sorun inanmamam değildi. Stolas'ın söylediği her kelimeye yüzde yüz inanıyordum. Sorun olan şey kim olduğum gerçeğiydi!

"Kendimle baş başa kalmama izin ver! Dinlenmek istiyorum."

"Seni bu şekilde bırakamam, Hazel."

"Lütfen, git!" diye fısıldadığımda bedenimi geriye doğru attım. Başım yastıkla buluştuğunda titremem hala geçmemişti. Göz yaşlarım sicim gibi yastığımı ıslatmaya başladığında Stolas'ın soğuk elleri, ellerimde gezindi.

"Gidemem."

"Bana yalan söyledin."

"Hangi konuda?"

"Her şeyin sorumlusunu annem gibi gösterdin. Fakat kurban edilmeme sebep olan sendin. Yaşadığım bütün gerçekliğin bir yalan olmasına inanamıyorum. Bunun tek sorumlusu ise sensin!"

"Çünkü seni hayata yeniden döndürmek istiyordum. Karşımda bir dolu melek ordusu seni yok etmek için hazırda beklerken bunu alenen dile getiremezdim!"

"İsmim bile o kadınla aynı!" dediğimde boğazımdan bir hıçkırığın kaçmasına engel olamadım.

"O kadın dediğin sensin, sevgilim. İnan bana seni aldatmadım." Elimi dudaklarına götürdü ve bir çiçeği koklar gibi üstüne bir öpücük kondurdu.

"Rüyamdaki kadından nefret ediyordun." demekten kendimi alıkoyamadım. "Onu Cennette görmek istemediğini söyledin." Rüyada canımın ne kadar acıdığını anımsadım. Bu durumda bile sadece o anı düşünmem ne kadar mantıklıydı?

Gülümsediğinde sokak lambasının altındaki yüzü acı çekiyor gibiydi. "Senden nefret etmiyordum. Seni her gün gördüğüm için ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsin. Bu anı yüzyıllar sonra bile kalbini acıtıyorsa özür dilerim. Seni ne kadar kırdığımın farkında değildim."

Stolas'ın özründen sonra saatlerce ağladım. Çok fazla hatırlayamadığım anılar için mi yoksa bunca zaman yaşadığını sandığım hayatın tamamıyla sahte olmasından mı kaynaklıydı bilmiyordum.

Hıçkırıklarım yastığımın üstünde boğulurken Stolas bir şey söylemeden sessizce seyretti. Arada sırtımı okşuyor, bunun dışında teselli edecek tek bir şey söylemiyordu. Sanırım duygusal olarak boşalmam daha iyiydi.

Gözlerim yeniden kapandığında sokak lambasının söndüğünü, güneşin yeniden baş gösterdiğini biliyordum. Stolas saçlarımı yavaşça okşamaya devam ederken her şeyi geride bırakacağım bir uykuya geçiş yaptım.

🖤🖤🖤

Uyandığımda başım ağrıyordu. Sanki bir kutu sakinleştirici almış, yan etki olarak güçlü bir ağrı bırakmıştı. Yatağın karşısında duran aynadan yüzümün ne kadar korkunç bir hal aldığını görebiliyordum.

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin