Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤
NOT: YENİ BÖLÜMLERİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISINA GÖRE GÜNCELLİYORUM.
59.Bölüm
Aynı anda renkler değişti. Boynuma dolanan yılan şeklini bozup bir insan siluetini alırken Stolas karanlık bedeniyle beni kucakladı. Diğer meleklerin üstümüzde uçtuğunu hayal meyal hatırlıyordum. Bilincim bulanırken ekşimsi elma tadı beni karanlığa sürükledi ve gözlerim kapandı.
🖤🖤🖤
Karanlık beni bir ışık demetinin ortasına bıraktığında anılarımın sisli bir perdenin arkasından canlanarak bana geri döndüğünü o an anladım. Her şey bıraktığım gibi taze ve hala can yakıcıydı.
Camdan giren tüy kadar narin ışığın Lucifer'ın üzerindeki ihtişama sadece biraz daha etki ettiğini görüyordum. Onun büyüleyiciyi olması doğaldı ama her seferinde bu kadar göz kamaştırıcı olmasına gerek var mıydı?
Ulaşamayacağım bir aşka tutunmaktan yorulmuştum. Cennetin en gözde Baş Meleği Lucifer orduları komuta ediyor, ışığı her yere ulaştırıyordu. Yaratılmış, yaratılmamış bütün varlıklara Tanrı için hizmet ediyor, onların iyi olmasına özen gösteriyordu.
Sevgisi çok büyüktü. Yardım etmesi, gönlünden kopan zenginliği herkesle paylaşması yaradılışının bir parçasıydı. Ama içimde bir yerde inatçı, küçük bir kız onu herkesten çalmak istiyordu. Sadece beni sevmesini bencilce bir istekte olsa istiyordum.
Bunu istediğim için kendimden nefret ediyordum. Kainatın diğer güçlü meleği olup herkese yardım etmek, sadece onun yanında kalabilmek için bir maskeydi. Lucifer'ı kendime rakip olarak görüp sürekli gövde gösterisi yapmak da bu maskenin bir parçasıydı.
Ancak o zaman ona bu denli yaklaşabiliyor, kimse niyetimi anlamıyordu. Onu sevdiğim, aşkıyla yanıp tutuştuğum Tanrı ile aramdaki en büyük sırdı.
Yine Lucifer ile başlangıç yapacağım muhteşem bir gündü. Zaten kendimi bildim bileli her günüm onunla geçiyordu. Birbirimizle didişsek, en yüce meleğin kim olduğunu defalarca bile tartışsak hep onunlaydım. Ve bu şükrettiğim en önemli şeydi.
Cam rengi kanatlarımın ipeksi görüntüsü her bükümündeki yakutla ışıldıyordu. Kahverengi saçlarım göğüslerimi kapatacak kadar uzun, beyaz tenim görkemli bir ışıltıdan bile daha güzeldi.
Kendimi güne başlamak için hazırlarken gündelik olan beyaz bir elbisenin rahatlığına kendimi bıraktım. Dizlerimin üstünde biten şeffaf, beyaz görünüm yakut taşlarla yeniden bütünleşiyordu. Göğüslerimden mahrem bölgeme kadar giden yeri kapatan taşlar beni olduğumdan daha güçlü gösteriyordu.
Hazır olduğumda kendime ait küremden çıkmaya hazırdım. Gökyüzünün derinlerinde saklı, ışık kümelerinin bulunduğu sisli arazi meleklere ait kürelerle kaplıydı.
Doğumumuzun gerçekleştiği bu ince simli evler yaşamımız boyunca bizim evimiz görevini görürdü. Işığımızı oluşturur, her birimize diğerlerinden ayrı mahrem bir dünya oluştururdu. Küçük bir kulübe görünümünde olsa da kürelerimiz bize sonsuz alan bahşederdi.
İşim bittiğinde küremden dışarı çıktım ve Cennetin en kudretli katında Lucifer ile karşılaşmak için acele ettim. Her gün görmeme, her gün kendisini izlememe rağmen kalbimde kanatlanıp uçmayı bekleyen yüzlerce kelebek heyecanla titremekteydi.
Tıpkı yeni yetme genç bir kız kadar aptaldım. Bu taze duygularla binlerce yıldan daha fazla yaşım olduğunu kim söyleyebilirdi?
Sırıtışım gökyüzündeki en parlak yıldızdan daha belirgin bir hale geldiğinde onu bir bankın üstünde oturur halde buldum. Düşünceli bir halde elindeki kitabı okuyor, arada kaşlarının ortasını kırıştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ)
FantasyŞeytan Kadehi Serisinin 1.Kitabıdır. Mutlu bir ailem, beni seven bir nişanlım, iyiliğimi isteyen geniş bir arkadaş çevrem vardı. Çocukluğumdan beri aşık olduğum adamla evlenmek üzereydim ve muhteşem kariyerimle benden mutlusu yoktu. Sonra bir gün ka...