28.Bölüm 🖤 Kasırga

13K 1.2K 180
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not: Yeni bölüm güncellemesini beğeni ve yorumlara göre atıyorum. :)

28.Bölüm

İki Ay Önce

Geldiğimiz yer geniş bir sahilin ormana bakan yakasıydı. Ağaçların oynaştığı, yakamoz kaplı karanlık suların yeri dövdüğü tamamen karanlıktı. Güneş çoktan batmış, gece dansını yapmaya başlamıştı.

"Burası da neresi?"

Stolas'ın kollarından çıkarken üşüdüğümü hissediyordum. Soğuk bir varlık olmasına karşın, ılık bir gecede varlığı olmadan titriyordum. Yünlü kazağım ısınmama yardımcı olmuyordu.

"İzmir." dedi. "Ziyaret edeceğimiz ikinci iblis burada yaşıyor."

"Burası çok ıssız görünüyor."

Çevremi kolaçan ederken etrafta tek bir ışık dahi görünmüyordu. Zift rengi sular ay ışığında parlamasa arkamda uğuldayarak çatırdayan ağaçları bile zor görürdüm.

Tıpkı Cehenneme gittiğimde, içinden çıkamadığım o ormanı andırıyordu. Tek fark geride püfür püfür kokan denizdi. Dalgaların yumuşak tınısı, limon ağaçlarından esen rahatlatıcı koku olmasa yeniden dehşete düşebilirdim.

"İblisler ıssız yerlerde yaşamayı tercih eder. İnsanlardan olabildiğince uzak durur."

"A-Ama Yoch kalabalık bir kadın grubuyla yaşıyordu."

"Kadınların hepsi Yoch'a bağlı olan iblislerdi. İçlerinden hiçbiri insan değildi."

Dudaklarımı ısırdım. "Neden insanlardan uzak yaşamayı tercih ediyorlar?"

"Çünkü insanları sevmiyoruz." Bu yeterli cevaptan sonra, " Kaosu getiren iblislerden birinin yanına gidiyoruz. Yanımdan ayrılmasan iyi olur." dedi.

Alayla, "Çok haklısın!" dedim. "Sen bu dünya üstünde var olmuş en güvenilir yaratıksın (!)"

Kıkırdadı. "Değilim. Ancak burada benden başka güveneceğin kimse yok."

Melodik, daha evvel duymadığım şuh bir ses tonu, "Öyle mi dersin, Lucifer?" diye seslendi. "Bence ikimiz de güvenilirlik konusunda aynı sevideyiz!"

Stolas kadının bu tuhaf sözlerine kafasını ağaçların olduğu bir noktaya çevirdi. Yüzü bir gülümsemeyle değişirken çalılıklar kıpırdadı ve arasından bir kadın çıktı.

Bu kişiye kadın demek haksızlık olurdu. Uzun kızıl saçları karanlıkta bile ışıldıyor, beline kadar şelale gibi dökülüyordu. Altın rengi gözleri, beyaz cildine farklı bir hava katarken dolgun dudakları inci dişlerini gizleyemiyordu. Mat cildinde herhangi bir makyaj malzemesi olduğundan şüpheliydim.

Tek ortak noktamız boyumuz olabilirdi. Bir kedi kıvraklığında olan yürüyüşü, narin bedenine farklı bir estetik katıyordu.

Tabi bu estetik duruşta giydiklerinin de payı büyüktü. Yeşil ile mavi karışımı bir tonda seçtiği kazağı bedenini sarıyor; altına giydiği beyaz pantolonuyla şık görünüyordu. Spor kombinene rağmen girdiği her yerde dikkat çekeceği aşikardı.

Kadının varlığı tüylerimi anında diken diken ederken, ondan şimdiden hoşlanmamıştım. Benden daha güzel ve alımlı olduğu için belki de onu kadınsı bir gururla kıskanmıştım.

Stolas, "Lilith!" diye fısıldadığında şaşkınlıktan bayılabilirdim.

"Lucifer, sevgilim! Görüşmeyeli uzun zaman oldu." Buğulu ses tonuna eklenen şuh dolu bakışlar, Stolas'ın üstünde gidip geliyordu. Bu bakışların anlamını biliyordum. Öğürmeme ramak kalmıştı.

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin