64.Bölüm 🖤 Final

11.1K 1.1K 181
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

64.Bölüm

Yeni bir gümbürtüden sonra koridora fırladım ve koridordaki devasa pencereden dışarı doğru baktım. Ağzım neredeyse bir karış açılırken gördüğüm şeyler karşısında dehşete düşmüştüm.

Cehennem göğü yarılmış ve aydınlığın temsilcileri melekler yere inmişti.

Gördüklerime inanmakta güçlük çekiyordum. Yer Cehennem ateşinin kavurucu sıcaklığıyla çalkalanıyor, siyahlara bürünmüş iblisler bu ateşin üstünde bir karınca misali yürüyordu. Köpürerek çoğalan ateş, balçık tabakasını yukarı fırlatıyor saniyesine geri düşüyordu.

Kızıl yaratıklar topraktan çoğalarak dışarı fırlıyor; karanlık, pis kokulu ruhlar ateş denizinin üstünde yüzüyordu. Cehennem tam manasıyla delirmiş, ateş ise hiç olmadığı kadar çılgına dönmüştü.

Buna rağmen etrafta buz gibi bir hava vardı. Ölümün bir dokunuşu olsaydı, şüphesiz buradaki soğuğun dokunuşu olurdu.

Tüylerim ürperiyor, sırtımdan yukarı soğuk terler boşanıyordu. Oysa daha yeni yataktan kalkmış, buraya koşmuştum. Kollarımı kendime doladım ve bu hissiyattan kurtulmak için birkaç kez titredim.

Ancak gök yerden çok daha şaşırtıcı görünüyordu. Siyah bulutlar ardına kadar aralanmış, Cennetin harikulade ışıkları Cehenneme inmişti. Beyaz miğferleri bir ay gibi parlıyor, taşıdıkları kılıçların keskinliği göz kamaştırıyordu.

Onlarca melek göz kamaştırıcı güzelliklerini, Cehennemin iğrenç yaratıkları üstünde sergilerken izlememek mümkün değildi. Eğer insan kız olan Hazel olsam bu durumu saatlerce ağzı açık bakakalırdım.

Fakat bir zamanlar o meleklerden biri olarak onların güzellikleri sadece midemi bulandırıyordu. Bana yaptıkları şeyi ödetmek istiyordum. Sadece bir meleği sevdim diye bana verdikleri bu ağır cezayı, onlara da yaşatmak istiyordum.

Sanırım iblis olmak böyle bir şeydi. Kanımda gezen kin duygusunu bastıramıyordum. Melekliğimden gelen saf duygular, yerini çok daha güçlü arzulara vermişti.

Gözlerim tanıdık simaları aradı. Cayle'i, Typhon'u ya da Min'i! Karmaşanın ortasında Metatron ya da diğer melekleri bile seçemiyordum. Ve benim için bu dünyadaki en önemli kişi kocam da ortada yoktu.

Göğsümde kabaran endişe tohumu ile savaşın ortasına atılmak için bir heyecan duygusu hissettim. Oraya gitmeli, eşimi bulmalı ve onu korumak için bir şeyler yapmalıydım.

Kalbimden kopup gelen içsel bir güdüyle bütün kıyafetlerimin aynı anda değiştiğini fark ettim. Tenime temas ettiğinde yumuşak deri hissini veren kırmızı kıyafetler bedenimi bir zırh gibi sardı. Göğüs ve bel kısmımı kapatan bu kıyafetleri Cehennemin aleviyle gizleniyor, düşmana korku veriyordu. Dışarıdan bakıldığında bedenimin sadece alevleri kuşandığı görülebilirdi.

Ancak hissettiğim yumuşaklık sadece benim için geçerliydi. Kıyafetimin düşmanlar için öldürücü olabileceğini hissediyordum.

Karmaşık saçlarım arkaya doğru toplandı ve yüzümün çoğu savaş boyalarıyla kaplandı. Şeytani bir görünüm veren bu makyaj sayesinde insanları daha da korkutabilirdim. Ancak en önemli yerin gözlerim olduğunu biliyordum. Cayır cayır yanan kırmızı gözler üstümdeki alevler kadar parlaktı.

İblis olduğum için içimde yükselmeyi bekleyen büyük bir öfke vardı. Tabi bunu sadece iblis olmaya yormuyordum. Yıllardır içimde biriken yorgunluk o denli fazlaydı ki çığlık atmak, birilerine saldırmak istiyordum. Ve bu savaş benim için biçilmiş kaftandı.

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin