Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤
Not: Bölümleri beğeni ve okunma sayısına göre güncelliyorum. 350 beğeni sonrası yeni bölüm atacağım.
54.Bölüm
"Ben demiştim!" diye gürledi Cayle.
Stolas'ın evine dönmüş, kapatmayı bilmediğim kanatlarımla salonda öylece oturuyordum. Typhon ve Min şaşkın şaşkın beni seyrederken, Cayle yine bildiğimiz gibi sinirliydi. Sabahtan beri bağırıyor, ortalığı inletiyordu.
Ben solgun ve kırık bir bedenle titriyor, kimseye dikkat edemiyordum. Başıma gelen onca şeyden sonra şoka uğramıştım. Sanki elektrik çarpmıştı ve ben kaskatı kesilmiştim.
"Metatron'u fazla hafife aldık!" Parmağından birini bana doğrulttuğunda yüzünde gözle görülür bir tiksinti ifadesi vardı. "Şuna bak! Yeniden bir meleğe dönüşmüş."
"Hala gözlerime inanamıyorum!" dedi Min. Can alıcı, serseri tarzında onu ilk kez dumura uğramış görüyordum.
Typhon ise Cayle kadar tiksinen bir suratla bakıyordu. Cehennemde gördüğü onca yaratıktan sonra kanatlarıma bu şekilde bakması bile beni kötü hissettiriyordu.
"Sana diyorum, Stolas!" dedi Cayle. "Karın hakkında ne yapmayı planlıyorsun?"
Stolas sanki bir heykeli izleyen büyük bir sanat aşığı gibi, "Hiçbir şey!" dedi omuz silkerek. "Hazel'in ne kadar güzel bir melek olduğunu yeniden görmek muhteşem bir his!"
Bu, sabahtan beri Stolas'ın yaptığı ilk yorumdu. Yüzünde oluşan garip ifade seçilmiyordu ama onun bana hayran hayran bakması içime biraz su serpmişti.
Aynı şeyi Cayle için söyleyemeyecektim. "Ne?" dedi Cayle. "Yapacağın yorum bu mu?"
"Ne söyleyebilirim ki? Karım o benim! Benim için değişen bir durum yok." Yaslandığı kolondan ayrılır ayrılmaz hepsine sinirle baktı. "Sizin için de değişen bir durum yok! Hazel'a yapacağınız en ufak saygısızlıkta beni karşınızda bulursunuz."
"Kanatları var farkında mısın? Cennete gittiği anda yeniden melek olabilir."
"Evet." dedi Stolas. "Benim meleğim olacak."
"Şu aptal romantizminden bıktım." dedi Cayle.
Stolas anında hırlar gibi bir ses çıkardı. "Saygısızlığını da al git buradan! Yoksa yapacağım şeylerden sorumlu değilim".
Cayle anında ortadan kaybolurken arkasından mor dalgalı siyah bir duman çıktı. Typhon ise sessizce yerinden kalktı. "Ben de gitsem iyi olur. Bugün gördüğüm şeylerden sonra üç bin yıl daha yaşlanmış hissediyorum."
"Tamam." dedi Stolas.
Min de Typhon'u arkasından ayaklandı. Hafifçe gülümsedi. "İnsanlar yerine bir gün yeniden bir meleği arzulayacağım aklıma gelmezdi. Muhteşem güzellikleri olduğunu unutmuşum."
"T-Teşekkür ederim."
"Min!" dedi Stolas gürleyerek. "Seni taşa çevirmemi istemiyorsan sen de kaybol." Min kıkırdadı ve kırmızı dumanlarla kayboldu.
Stolas ile baş başa kaldığımızda tedirginliğim yeniden arttı. Bir yandan Metatron'un söylediklerini düşünüyor, bir yandan nasıl ayakta kalabileceğimi sorguluyordum. İhanetlerden sıkılmıştım ve Stolas gerçekten oyun oynuyorsa bunu taşıyamazdım.
Yanıma bir kedi kıvraklığında yaklaştığında oturduğum koltuğun önünde diz çöktü. Kucağımda topladığım ellerimi avuçlarının arasına aldığında benden yayılan sisli ışıkla onun karanlığı karıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ)
FantasyŞeytan Kadehi Serisinin 1.Kitabıdır. Mutlu bir ailem, beni seven bir nişanlım, iyiliğimi isteyen geniş bir arkadaş çevrem vardı. Çocukluğumdan beri aşık olduğum adamla evlenmek üzereydim ve muhteşem kariyerimle benden mutlusu yoktu. Sonra bir gün ka...