Nigar Kalfa Mahperi Sultan'ın dairesine girdiğinde böyle bir görkemle karşılaşacağını tahmin etmemişti. Mahperi Sultan tüm ihtişamıyla sedirinde oturmuştu. Minik şehzadesi ise sultanın yanındaki sedef beşikte uyuyordu. Çiçek Hatun'un işaretiyle bir iki adım daha attı. Mahperi Sultan ise kaşlarını çatmış karşısındaki hatunu inceliyordu. Ardından sakince sualini sordu.
"Sana tek bir görev verdim ve eline yüzüne bulaştırdın Nigar. O da yetmezmiş gibi sustum ve benim masumiyetime leke sürdün. Şimdi şu işi dürüstçe bana anlat. Neden yaptın?"
Nigar Kalfa karşısında bir zamanlar masum ve toy duran hatunu hatırladı. O olsaydı bırak bu soruyu sormayı ayağına bile çağırmazdı. Bu sarayda her sultanın bir dönüm noktası olmuştu. Mahperi'nin de dönüm noktası buydu. Üzüldü Nigar Kalfa. Harem denilen bu girdap bu hatunu da kendisine benzetmişti.
"Sultanım bağışlayın, her şey çok ani oldu. Canım söz konusuyken susmaya mecburdum."
Mahperi alayla gülümsedi. Ardından Çiçek Hatun'a başıyla işaret etti. Çiçek Hatun cebinden çıkardığı hançeri Nigar Kalfa'nın boşluğuna yasladı. Nigar Hatun korkuyla yutkundu.
"Senin şuracıkta canını alsam, bana kim mani olabilir ki hatun? Bilmez misin gerçekler er geç ortaya çıkar ve sen sustuğunla kalırsın."
Nigar Kalfa gözlerinden akan yaşlarla yalvardı.
"Sultanım, Hürrem Sultan susmamı istedi. Mektubun aslı ondaydı. Almaya çalıştım lakin Gülnihal'e yakalandım. Zaten sultanımız yaktı mektubu. Nasıl kanıtlardım masumiyetinizi?"
Mahperi Sultan ağır ağır ayağa kalktı. Ardından Çiçek Hatun'a geri çekilmesini söyledi. Hançerden kurtulan Nigar derin bir nefes aldı ancak boynundaki kolyeyi kavrayan Mahperi ile ne yapacağını şaşırdı.
"Şimdi Hürrem Sultan'a gideceksin ve sana eziyet ettiğimi, bu yüzden de her şeyi itiraf ettiğini söyleyeceksin. Ardından da bir cariye ayarlayacaksın bu hatun senden kutuyu alan hatun olacak. Eminim Hürrem Sultan çoktan icabına bakmıştır o cariyenin. Ne yap et satın al hatunu. Ardından ise hünkarın yanına gideceksin ve her şeyi anlatacaksın. Bu cariye de senin dediklerini onaylayacak. En ufak hatanı görürsem bu sefer affetmem hatun."
Nigar Kalfa telaşla başını salladı ve korkuyla daireden çıktı. Mahperi kapanan kapının ardından omuzlarını düşürdü. Çiçek Hatun arkadaşını desteklemek için omzuna dokundu.
"Görmedin mi halini Çiçek? Ne kadar korktu... Ben bu değilim, asla böyle olmam dedikçe beni buna zorladılar. Oysa benim tek isteğim hünkarımızla mutlu olmak."
Çiçek Hatun arkadaşını sedire oturttuktan sonra bir bardak şerbet doldurup sultana uzattı. Mahperi kana kana şerbetten içti.
"Unutmayın sultanım, hayatta kalmak istiyorsanız biraz sert ve güçlü olacaksınız."
***
Hürrem Sultan öfkeyle dairenin kapısını açtığında minik şehzade korkuyla ağlamaya başladı. Mahperi yutkunduktan sonra Çiçek Hatun'a işaret verdi. Çiçek Hatun Hürrem Sultan'ın önünde eğildikten sonra minik şehzadeyi de alıp daireden çıktı. Mahperi ise oturduğu yerden kalkmadan karşısındaki sultanı inceledi. Hürrem yapılan bu saygısızlığa daha da çok sinirlenmişti.
"Sen kim oluyorsun da benim önümde destura geçmiyorsun?"
Mahperi elindeki lokumu ağzına attı. Ardından ağır ağır çiğnerken ayağa kalktı ve Hürrem Sultan'ın karşısında dimdik durdu.
"Ben sizin o sahte mektupta bahsettiğiniz hatunum sultanım. Lakin sadece size karşı böyle bir tutum sergileyeceğim. Zira benim saygımı hak etmiyorsunuz sultanım."
Hürrem Sultan öfkeyle elini kaldıracağı sırada dışarıdan gelen sesle irkildi ve destura geçti. Mahperi Sultan da aynı şekilde başını eğdikten sonra dairenin kapısı açıldı ve Sultan Süleyman tüm heybetiyle içeri girdi. Ardından Nigar Kalfa sakince Mahperi Sultan'a baktı ve başını eğdi. Mahperi de aynı şekilde hatuna karşılık verdikten sonra doğruldu. Sultan Süleyman Hürrem Sultan'ın yanına yaklaştı.
"Ne işin var senin bu dairede?"
Hürrem yutkunarak hünkarının gözlerinin içine baktı. Yine ne olmuştu da sinirlenmişti hünkarı bilmiyordu lakin gülümsemeye çalışarak Mahperi'yi gösterdi.
"Mahperi'ye hoşgeldin demek içi-"
Süleyman elini kaldırıp sultanı susturdu. Ardından tehditkar bir sesle dairesine geçmesini söyledi. Hürrem Sultan aceleyle daireden çıktığında Mahperi Sultan gülmemek için kendisini zor tuttu. Ardından hünkarına dönüp ellerini önünde birleştirdi.
"Hünkarım, bir arzunuz mu var?"
Süleyman sertleşen bakışlarını yumuşatıp sevdiği kadına yaklaştı. Elleri nazikçe önce genç kadının saçlarında ardından ise gerdanında gezindi.
"Sana bu hakareti kimin yaptığını öğrendim Peri. Cezasız kalmayacağından şüphen olmasın."
Mahperi başını anlayışla salladıktan sonra hünkarından uzaklaştı. Süleyman ise hatunun hala daha kendisine kırgın olduğunu biliyordu. Pişmanlıkla konuştu.
"Ne zaman gülen gözlerle bakacaksın bana Güvercin?"
Mahperi utançla dudağını ısırdı. Bir yanı koşarak sevdiği adamın dudaklarına kapanmasını isterken diğer yanı gururunu ayaklar altına almak istemiyordu.
"Hünkarım biraz zaman verin bu kulunuza. Hayli incinip yıprandım. Ayrıca bana bu hakareti reva görenin kim olduğunu az önce Hürrem Sultan itiraf etti. Lakin ben sürgüne gitmesini istemiyorum hünkarım. Hiçbir anne evladından ayrı kalmamalı."
Süleyman anlayışla başını salladı. Ardından sevdiği kadının saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. Mahperi'nin en çok bu halini seviyordu Süleyman. Ne olursa olsun kin gütmüyor, hırsa kapılmıyordu.
"Tabi bu hareketi yine de cezasız kalmamalı hünkarım. Siz en doğrusunu bilirsiniz."
Süleyman başını onaylar anlamda salladı. Hürrem'e vereceği ceza çoktan aklında şekillenmeye başlamıştı.
***
Valide Sultan, Daye Hatun'un anlattıklarıyla şaşkına dönmüştü. Her şey Hürrem Sultan tarafından planlandığı hareme hızla yayılmıştı. Ne yaparsa yapsın bir türlü Hürrem'i durduramıyordu. Artık ipin ucu kaçmış, haremde huzur ve düzen bir türlü sağlanamamıştı.
"Ben artık bu hatunları zapt edemiyorum Daye. Ne yapın edin haremdeki nizamı tekrar sağlayın. Aksi halde olacakları ne sen engelleyebilirsin ne de ben."
"Hakk-ı aliniz var sultanım. Bir zamanlar Mahidevran Sultan hata yapmasın diye çabalıyorduk lakin artık Hürrem Sultan dur durak bilmiyor. Mahperi Sultan'ı yok edene dek durmayacak."
Valide Sultan kaftanının kolundaki tüllerle oynayarak başını salladı.
"Artık devir Mahperi'nin devri olacak Daye. O hatun asla bu hakareti unutmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
Ficción históricaYa biri Hürrem Sultan'ı alt etmeyi başarırsa? "Bakıyorum çabuk pes ettiniz sultanım. Hani siz baş hasekiydiniz? Baş Haseki Mahidevran Sultan." Alayla gülümsedikten sonra elini karnının üzerinde gezdirdi. "O karnındakine güvenme Hürrem. Gün gelir o...