Sude'nin anlatımıyla
Aylin'in saçma sapan kaçış planlarını dinlerken nasıl Muhammet ve Yasin Yürekyakan'ın üstesinden geleceğimizi düşünüyordum.Benim aklımda en kötü gıda zehirlenmesi yaparız var ama bunu Aylin'e söylemedim.Kesin dalga geçerdi.Bize bu kadar izdiham etmişlerdi ve bu kadar kolay ölmelerine izin veremezdik.Ama söylemekten zarar gelmezdi."Aylin," dedim."Ne oldu Sude?" Dedi.Şu anda beyni yorgun olduğu için beni pek dinlemiyordu ama "Acaba bu Muhammedlerin yemeğine zehir mı atsak?" Dedim."Kızım,bu kadar kolay olmaz onlara acı çektiricez.Arkamızda sağlam adam var." Dedi."Ama bence o adam işi bittikten sonra bizle muhattap olmayacak." Dedim."O zaman onun da işini bitiririz." Dedi.Ah bu kız ahh..."Aylin sen gerçekten evleniyor musun?" Dedi Elif yorgun sesiyle,"Sanırım." Dedi Aylin."İnanamıyorum yaa!" Dedi Mervenur sinirli bir şekilde,bıçaklandığın günün ertesi sabahı evleneceksin.Şaka gibi," evet,şaka gibiydi aynı "Hasta taklidi veya ölüyor taklidi yaparsam?" Dedi Aylin."Aslında olabilir,ama Selami kahveden zehirlendiğini biliyorsa söz filan dinlemez." Dedim.Valla evde Aylin'i öldürdü.Derken Elaysu içeri girdi, "Her şeyi duydum ölduruceksiniz bizi!" Dedi.Olamazdı,başımıza en iğrenç şey gelmişti.Hemen onun kolundan tutup kapıyı kilitledim."Ne yapıyorsunuz siz?" Derken kafasına vazoyla vurdum.Merak etmeyin,sadice bayıldı."Yürü be kızım!" Dedi Aylin karnı sarılı halde.Elif ve Mervenur da sevinçliydi."Ne Yapıcaz şimdi?" Dedim.Aylin de "Onu şu sandalyeye iple sar,ben ne ile tehdit edeceğimi biliyorum." Deyince "Neyle?" Dedi Elif.Kimse Elif kadar meraklı bir insan olamazdı gerçekten."Sar sen şunu uyanmadan,söyleyecem." Dedi.
Çabucak sandalyeye sardım.Uyandığımda "Bana ne yaptınız sizi lağam fareleri?" Deyince "Bu duyduklarını kimseye söylemeyeceksin!" Dedi Aylin."Bizi öldürüceksin!Nasıl söyle miyim?" Deyince Aylin "Gece dişarlarda kimlerle dolaşıp kimlerde kaldığını söylersem senin bizden daha önce öleceğin gibime geliyor." Dedi Aylin.Şok olmuştum,kimlerle dolaşıyordu ki? Gerçi tahmin etmesi zor olmazdı."Sen ve bir kaç kişiye daha bir şey yapmayacaz,eğer birine söylersen kanıtlarımla senin işini bitiririm." Dedi.Kanıtı da varmış,bu kız bizden gizli ne işler çeviriyordu?Nereden biliyordu bu kızın özelini?Sorguya çekicektim.Elif ve Merve de gözleriyle birbirlerine şaşırdıklarını söylüyorlardı.Biz ortaokulda notlaşırken garip garip alfabeler kullanırdık,mesela mors ve peri alfabesi,mors biraz zordu ama peri alfabesini kolayca ezberlemiştik.Böylece hocalara kolayca kağıtları verebiliyorduk hatta ben Aylin ile notlaşırken hoca "Hangi kağıtla notlasıyorsunuz?" Deyince hemen "Bu kağıt!" Deyip eline vermiştim.Bu yüzden hoca bana çok cesaretlisin filan diyordu.Neyse,her konuda ortaokula geliyordu.Biz ortaokulda herkese takma isim takardık.Aklıma gelmişken söyleyeyim size de
-Yusufçuk böceği
-Alibeykoy boklu deresi
-hazine
-Para ve paranın ablası dolar
-pabucumun tacı
-tuvalet gideri
-Sarı çiyanlar
-Kucük Behlül,Behlül,ortanca Behlül, büyük Behlül, büyük Behlül 2
-Musallat
-kayısı,kaka tırnak,
-Kaan
-siyahi
-kazık
-bes karış
-manyak kızÇok da uzunmuş,neyse şimdi konuya geri dönelim "Peki,tamam söylemeyecem." Dedi Elaysu.Ben pek inanmamıştım ve korkudan ellerim titriyirdu.Aslında bu kadar korkmamam lazımdı ama ne yapayim yani,kara sırrımızı söylemekle ve bizi öldürmekle tehdit ediyorlardı.İkisi de aynı şey.Ben Elaysu'yu çözdüm.Sonra serbest bıraktık."Aylin sen bunları nereden biliyorsun?" Dedik aynı anda Aylin de anlatmaya başladı "Ben geceleri ben uyuyamıyordum.Bir gece camdan bakarken çitlerin arkasından Elaysu'yu atlarken gördüm.Bir kaç çocuk onu almaya geliyordu.Ben de ne olur ne olmaz kameraya kayıt aldım.Gece gidiyor ve sabah erken saatte başka kıyafetlerle geliyordu." Deyince şok geçirdik."Yuh Aylin yani yuhh!" Dedi Elif.Mervenur ise gülmekle şaşırmak arasında kalmıştı.Ben de "Yuh Aylin yanii,sende gece uyumayip ajanlık yapmışsın resmen." Dedim."Herhalde kızım ne sandın?" Dedi.Bir anda benim telefonum çalmaya başladı.Yabancı bir numara arıyordu. "Alo?" Dedim ve tanıdık bir ses gelmeye başladı,o da ne ? Bu Behlül'ün sesiydi "Merhaba Sude," deyince "Behlül arıyor," dedim ve hoparlörü açtım."Ne istiyorsun benden?" Deyince "Ben Gökçe ile evlendim ve dört çocuğum var çok mutluyum.Haberin olsun." Dedi ve görüntülü aradı.O arada ben ve kızlar şok geçiriyorduk.Görüntüyü çocuklarına tuttu ve "Bak,bu Selim,iki aylık, bu da Ela dün doğdu,bu da Sude ismini Sude koydum.İnşşallah senin gibi salak olmaz.Bir aylık.Bu da Aylin.Umarım Aylin gibi hırçın olur." Dedi ve ben şoktan bayılmak üzereydim."Senden kurtulunca çok mutlu oldum.Bak bu da sevgili eşim Gökçe,Mervenur'un da eniştesi oluyorum buraya parantezi düşeyim." Dedi ve telefonu Gökçe'ye tuttu inanamıyordum."Merhaba Sudee!Çok mutluyuz birazdan yemeğe çıkıcaz ailecek.Kardeşim Mervenur'a selamımı iletme,yeğenleri onsuz mutlu özlemediler.Bay bay,hayatta başarısızlıklar!!"
Sinirden telefonu kuracaktım.Telefonu kapatıp kızlara döndüm.Elif "O yaşadığımız neydi bizim?" Diye sorunca sinirle "Gerizekalılar yaa!Aklına nereden geldiysem?" Dedim."Boş verin şu malı,şimdi Aylin ben senin makyaj ile dudağına felan yara çizeyim yarın için." Derken Hasangül içeri girdi ve "Aylin,gelinliğin burada.Giyersin yarın.Bu altınları da koluna takarsın.Bu babetleri giyeceksin.Saçına da tülbent takacaksın.Adet böyle.Bu arada Selami bey sana çok kızgın." Deyip gitti.Hemen gelinliğe bakmak için kutuyu açtım.Bir de ne göreyim?Simsiyah bir gelinlik.Tüllü siyah babet.Gelinliği o kadar kabarıktı ki Aylin bununla nasıl yürüyecekti bilmiyorum?Bir de zaten bıçak yaraları acıyordu.Ne olacaktı hiç bir fikrim yok.
______________________________________
Yeniden Merhabalar canlarr!
Güzel bir bölümdü ama Behlül'e gıcık oldum.Elaysu'ya da gıcık oldum.İyi okumalar
İyi akşamlarr