" Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak. Ben Min Yoongi sizin canınızı alacağım "
Jimin'in bir gözyaşı daha intihar etti ve ellerinin üstüne düştü. Jimin son kez hıçkırdı ve gözlerini Azrail'in gözleri ile buluşturdu. Jimin elini tutan Azrail'in elini sıkıca tuttu. "ben Park Jimin anlaşmayı kabul ediyorum"
Jimin'in konuşması üzerine ikilinin birbirine sarılan elleri mavi bir ateşle yanmaya başladı. Jimin mavi ateşi görür görmez biraz korksa da sonradan elini yakmadığını sadece elinin karıncalandırdığını hissetti. Yanan ateşin harlanması ile ikilinin birleşen elleri arasından kurumuş lavlara kan damlaları dökülmeye başladı.
Jimin yavaşça bilincinin kapandığını hissetti. Üzerine bir ağırlık çöküyordu ve o da buna karşı gelmedi. Jimin gözlerini kapattı ve kendini ölümün kollarına bıraktı.
Jimin'in minik bedeni kendini kurumuş lavlara bırakırken Azrail jimin'i belinden kavradı ve yere düşmesini engelledi. Azrail'in kanatları güçlü bir şekilde yukarıya doğru havalandı ve siyah zincirler kanatların gücü ile kırıldı.
Azrail'in kanatlarını sımsıkı tutan siyah zincirler kırıldığı anda kırmızı bir tüye dönüştü ve yavaşça yere doğru süzülmeye başladı.
"Pff çok sıkıcısınız en azından acı çekerek ölseydi" Şeytan'ın konuşması ile herkesin odağı şeytan oldu. Cebrail yanında İsrafil'i göremeyince endişelenmeye başladı. Onun varlığını hissedebiliyordu fakat onu göremiyordu. "İsrafil nerede?"
"Merhaba benim ruhu güzel evlatlarım! ve şeytan" İsrafil kan kırmızısı ayın önünde ellerini iki yana açmış bir şekilde duruyordu. Mavi kanatlarını yavaşça çırpıyor ve kırmızı ayın önünde bembeyaz bir şekilde parlıyordu.
"Bunlar da ne?" dedi Mikail İsrafil'in arkasında bulunan ruhlara bakarak.
Yoongi uzun zamandır Jimin'den ayırmadığı bakışlarını İsrafil'e çevirdi. "Ne yapmaya çalışıyor bu?"
İsrafil yavaşça aşağıya doğru inmeye başladı arkasındaki ruhlarda onu takip ediyordu. "Açılın yoldan hayat kurtarmaya geldik nani nani"
İsrafil'in konuşması ile tüm ruhlar jimin'in etrafında toplanıp ona yaklaştılar.
"Ne yapıyor bunlar?"
Ruhların hepsi aynı anda jimin'in etrafında dönmeye ve fısıldamaya başladılar." Aydınlık sabahtan karanlık geceye, cennetten cehenneme, arafta kalmış olan Park Jimin sana aydınlığı, ruhumuzu veriyoruz" ruhlar teker teker kendilerinden bir parça jimin'e verdiler ve jimin'in bedeninden çıkan parçalı ruhunu tekrardan birleştirdiler.
Jimin bir anda gözlerini açtı ve ruhların aydınlık parçalarını bedenine kabul etti. Jimin'in bedenine teker teker bembeyaz ruh parçaları girdi ve jimin tüm ruhları bedenine alır almaz bedeninin yüklendiği büyük yük yüzünden bayıldı.
"O yaşıyor" dedi Azrail şaşkınlıktan nasıl tepki vereceğini bilemiyordu. Onun için hayatını feda eden Park Jimin yaşıyordu.
"Bu nasıl mümkün olabilir?" dedi Cebrail İsrafil'e bakarak.
"Bir canlıyı tekrardan hayata döndürme ile ilgili ne varsa okudum ve çok eskiden yazılmış olan bir kitap buldum. Aslında bu yasaklı bir büyüydü fakat her şeyi kurallara uyarak gerçekleştirirsem bir sakıncası olmayacağını düşündüm. Bu büyü için herhangi bir canlıya zarar vermemem gerekiyordu ki bu zaten melekler için de geçerli olan bir kural. Aklıma cennetteki ruhlar geldi ve jimin'e eğer ruhlarından bir parçalarını verirlerse jimin'in ruhu tekrardan birleşecekti. Bunun için bir çok ruhu bir araya getirdim. Tabi bunun sakıncaları da var fakat bunu denemeye değerdi" dedi İsrafil.
Azrail kalbi tekrardan atmaya başlayan minik bedeni kucağında tutarak ayağa kalktı ve jimin'in evine doğru uçup jimin'i odasına götürdü. Minik bedeni yatağına dikkatlice yatırdı ve üstünü örttü. Son kez jimin'e baktı ve kardeşlerinin yanına cennete ışınlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ángel de la muerte | Yoonmin
Hayran Kurgu"Benden herkese bahsetmemelisin küçüğüm" Angst değildir!