-36-

59 9 12
                                    

Yoongi yerde dizleri üstüne çökmüş jimin'in ölü bedenine sarılıp ağlarken melekler yoonginin yanına toplandılar.

"Vay amınakoyayım demek sonu böyle olacaktı." dedi İsrafil hayret içerisinde jimin'e bakarken.
Sonrasında gözleri yoonginin dağılmış bedenini buldu ve gözlerini ayıramadı. "Paramparça olmuş"

"Jimin'in hissettiği bütün acıları o da hissetti. Jimin'in ağrılarını alması ve aralarındaki bağ ona çok zarar verdi." dedi Cebrail İsrafil'e bakarken.

"Bağ neden oluşmuştu ki?" dedi Mikail Cebrail'e bakarken.

"Diğer melekler jimin'e ruhlarını verirken Yoongide kendinden bir parça verdi. Biz göremedik ama o gizliden ona verdi. Ayrıca anlaşmaları da aralarında minik bir bağ oluşturmuştu."

Cebrail'in anlatmasıyla Mikail 'anladım' anlamında kafasını salladı.

İsrafil yavaşça yoongi'nin bedenine doğru yaklaştı ve onun yanına oturdu.
Yoongi yanında bir hareketlilik hissedip yanına baktığı zaman İsrafil'i görmesiyle daha çok ağlamaya başladı.

Hoseok yoongiyi kendine çekti ve yoonginin başını kendi omuzuna yasladı.

"Hyung ne yapacağım ben?" diyip yoongi biraz daha ağlayınca hoseok yoonginin saçlarını okşamaya başladı.

"Şşş. Ben buradayım" hoseok Mikail'e doğru baktığında Mikail kafasını onaylar şekilde sallayıp zamanı başlattı. israfil yoongi ile kendini görünmez hale getirdi ve yoongiyi oradan çıkartmaya çalıştı.

"Yoongi kalk artık hadi gitmeliyiz. Biliyorsun hepimizin burada bulunması tehlikeli." yoongi kafasını abisinin omuzundan kaldırdı ve kanlanmış gözleriyle diğer abilerine de baktı.

"Gitmesek olmaz mı hyung?" dedi yoongi ağlamamak için kendini zor tutarken.

"Üzgünüm ama gitmemiz gerek hem bak insanlar da toplanmaya başladı."

Yoongi etrafına toplanmaya başlayan kalabalığa baktı ve gözleri yavaşça yerdeki bedene kaydı. Son bir kez daha dudaklarını jimin'in solmuş soğuk dudaklarına bastırdı ve Hoseok'un onu götürmesine izin verdi.

Bedenini zar zor yerden kaldırdığı an hoseok onu tutup yoongiye destek oldu. Hoseok yoongiyi bir yandan tutarken diğer yandan da kardeşlerine kafasını salladı ve anında rahat oldukları odaya geldiler.

Hoseok yoongiyi koltuğa oturttu ve kendisi de hemen yanındaki koltuğa geçerek oturdu. Herkes yerlerini almışlardı. Mikail meyvelerle dolu masaya hemen geçmiş Cebrail ise Yoonginin karşısındaki koltuğa oturmuştu.

Yoongi başını ellerine yasladı ve yüzünü elleriyle ovuşturarak zor da olsa düşünmeye çalıştı. Jimin'i nasıl yeniden görebilir? Nasıl kokusunu tekrardan ciğerlerine çekebilirdi?

Bir süre sonra aklına gelen şey ile aniden kafasını kaldırdı ve Hoseok'a baktı. "Hyung ji..." yoongi yutkundu. Jimin'in ismini söylemek bile onun canını öyle bir yakıyordu ki nefes alamayacak gibi oluyordu. Gözleri dolduğu için gözlerini kapattı ve bir süre öyle bekledi.

"J-jimin öldüyse ruh olmuştur di mi?" Hoseok bir süre düşündükten sonra kafasını salladı. "Yani galiba evet" dedi İsrafil dediğinden çokta emin olmayarak.

"Ruhunu diğer meleklerin parçası oluşturduğu için emin olamayız" dedi Cebrail üzgün bir şekilde.

Mikail abisinin konuşmasıyla kaşlarını çattı. " Ama onu ruh olarak gördük. Yoonginin eline dokundu. Hatırlamıyor musun?"

"Çok küçüktü dayanabilmiş midir emin değilim." dedi İsrafil.

"Bence bakmaya değer" dedi Cebrail ve ayağa kalktı. "Gelmiyor musunuz?"

Ángel de la muerte | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin