-26-

80 11 0
                                    

-Felix-

Jimin hyung ile sohbet ederken aklıma onun bana birkaç gün önce mesajda anlattığı olay geldi. "Eeee senin şu garip araba kazası neydi bakalım. Yok ışığı gördüm yok melek geldi falan" Jimin'e alayla karışık bir şekilde sorduğumda kıkırdadı ve kahvesinden bir yudum aldı. Jimin hyung tam konuşmaya başlayacakken bir anda suratı asıldı ve gözleri açıldı. Kaşlarımı çattım, bir terslik olmalıydı.

"Bunu neden bana yapıyorsun?" cümlesi ile kaşlarım iyice çatıldı. O ağlıyordu.

"Bir şey yapmadım hyung, ayrıca neden ağlıyorsun? bir şey mi oldu?" dedim endişe ile garip bir şekilde titriyor, bacağını sıkıyor ve derin nefesler alıyordu.

"Felix" ismimi fısıldaması ile oturduğum yerde hafifçe öne gittim. "Efendim hyung?"

"Saçmalama" dedi kaşlarını çatmıştı. Sanki benimle değil de bir başkası ile konuşuyor gibiydi. Yüzüme bakmıyordu. Kafası sağa doğru dönmüştü sanki arkasındaki birine sesleniyordu. Onun arkasına baktım ama kimseyi göremeyince gözlerimi tekrardan jimin'in yüzüne çevirdim.

"Saçmalıyor muyum? Hyung iyi misin?" dedim ve ona daha da yaklaştım. Onu ürkütmemeye çalışarak yavaşça ona doğru yaklaştım.

"Felix çabuk odana git" dedi hızlıca. Terlemeye başlıyordu ve sanırım onu korkutmuştum.

"İyi de neden hyung?" Ona daha da yaklaştığımda hızlıca başını bana doğru çevirdi.

"Felix hemen gider misin lütfen" Onu daha fazla germek istemediğim için odama girdim. Odanın kapısını kapatır gibi yapıp aralık bıraktım ve hiç ses çıkartmadan jimin'i izlemeye başladım. Onda bir gariplik vardı. Kesinlikle kendisinde değildi. Elleri titriyordu, bacağını sıkıyor, terliyordu.

"Lütfen git, beni zor durumlara sokmaktan bıkmadın mı?" Başını yavaşça önüne çevirdi ve yukarıya bakmaya başladı sanki ayakta duran birine bakıyor gibiydi. O anda tamamen emin olmuştum. Jimin hyung iyi değildi ve halüsinasyonlar görüyordu.

"Git artık burada olmanı istemiyorum" Dedi ve gözlerini sımsıkı kapattı. Kafasını sağa doğru eğdi ve bir anda bana baktı.

Bana baktığı anda biraz geri çekildim. İstemsizce korkuyordum. Ayağa kalktı ve yavaşça yanıma gelmeye başladı. "Hyung kimle konuşuyordun?" dedim kapıyı yavaşça açarken.

"Felix biliyorum deli olduğumu düşünüyorsun ama değilim
Gel, otur sana her şeyi açıklayacağım" Onun gösterdiği koltuğa yavaş adımlarla yaklaştım ve oturdum. Onun her bir hareketini kaçırmadan karşıma oturmasını izledim.

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Bir araba kazası geçirdim ve bana bir saat müddet verildi. Daha doğrusu Azrail bana bir saat verdi. Bir saat geçtikten sonra o benim ruhumu almaya geldi. Nasıl oldu bilmiyorum ama kurtuldum. Ve Azrail benimle bir anlaşma yapmak istedi. "

Derin bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti. Gerçekten de bu anlattıklarına inanmamı mı bekliyordu?

"Acısız bir ölüm karşılığında onu alacağı cezadan kurtaracaktım. Kabul ettim ve ben öldükten sonra bazı ruhlar bana kendi ruhlarından bir parça verdiler ve benim parçalanmış ruhumu tekrardan birleştirdiler. Ama benim hafızam gitti ve birkaç hafta geçmişimi hiç bilmeden yaşadım. Jungkook beni tanımıyormuş numarası yaptı ve onlarla anlaşma yaptığını öğrendim. Bu yüzden biraz tartıştık ve şuan konuşmuyoruz. Az önce de Azrail geldi. Neden geldi bilmiyorum fakat artık gelmesini istemiyorum."

Onu sanki anlıyormuş gibi davrandım sanki gerçekten öyle bir şey olmuş gibi. Bu anlattıkları çok kaçık şeylerdi ve ben nasıl davranacağımı bilmiyordum. Sadece ona inanıyormuş gibi davranıyor arada sırada kafamı sallıyordum.

"Biliyorum bana inanmıyorsun fakat jungkook'u arayabilirsin felix " Cebinden telefonunu çıkartıp bana uzattı. "Ayrıca bir psikoloğum var onu da çağırabiliriz. Yemin ederim bu anlattıklarım gerçek" dedi. Sanki dokunsam ağlayacak gibiydi. Ona inanmadığım için elimdeki telefonun ekranını açtım ve jungkook'u aramaya başladım. Ayağa kaltım ve jimin'den uzaklaştığımda telefondan gelen alo ses ile derin bir nefes verdim.

"Alo jungkook ben felix"

"Felix! aman tanrım buraya mı geldin jiminle misiniz?"

"Evet Seul'e geldim fakat jungkook jimin halüsinasyonlar görüyor ve bu hiç normal değil. Azrail'den falan bahsediyor korkmaya başladım. Bir psikoloğu varmış onuna birlikte bana açıklama yapabilirmişsiniz. Jungkook jimin'in bu anlattıkları da ne ?"

Telefonun diğer ucundan gelen derin nefes sesi ile kaşlarımı çattım.

"Demek sana da anlattı."

Bir süre bekledikten sonra tekrardan konuşmaya başladı. "Bak felix jimin çok zor zamanlardan geçiyor ve beyni halüsinasyonlar görüp ona senaryolar kuruyor. Benimle gördüğü halüsinasyonlar yüzünden kavga ettik ve aramız bu aralar biraz bozuk. Şuan sadece onu iyileştirmek istiyorum "

Konuşması ile yüzüm anında gevşedi. Jimin hyung çok zor zamanlar geçirmişti böyle halüsinasyonlar görmesi çok normal olmalıydı. Dimi?

Ángel de la muerte | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin