"O gün kaç tane göz yaşı döktüm bilmiyorum. Tek bildiğim her bir göz yaşımı senin için döktüğüm"
-Flashback-
Hoseok ve yoongi tam çıkmak için ilerledikleri zaman yoongi bir anda durdu. Hoseok kaşlarını çattı ve kardeşine baktı.
"Jungkook'un yanına gitmeliyim beni çağırıyor ona bir açıklama yapmalıyım."
"Sen Mikail ile birlikte cennete git ben jungkook'a durumu açıklarım" dedi Hoseok yoongiye doğru ilerlerken.
"Hayır hyung her şey benim yüzümden oldu. Jimin..." Yoongi derin bir nefes verdi. Jimin'in ismini her söylediğinde kalbi tekliyordu. "Benim yüzümden oldu. Benim yüzümden öldü."
"Senin hiç bir suçun yoktu yoongi"
"Hyung onu kurtaramadım." Hoseo yoonginin gözlerinin dolduğunu gördüğünde yoongiye yaklaştı ve yoonginşn başını kendi omuzuna yasladı. "Hiçbir şey senin suçun değildi yoongi. Kendini suçlama"
Hoseok yoonginin sırtını okşamaya başladığı zaman omuzunda hissettiği ıslaklık ile yoongiyi daha çok kendine doğru çekti. "Şşş geçecek"
"Hyung geçmiyor ama"
"Jimin'i bulacağız tamam mı? Şimdi sen Mikail'in yanına git. Ben de jungkook ile konuşmaya."
Yoongi başını salladı ve abisinden ayrılıp gözlerindeki yaşları eliyle sildi.
"Bulacağız di mi hyung?""Bulacağız. Kendini bu kadar hırpalama"
Yoongi başını salladı ve odadan çıktı. Yoongi çıkar çıkmaz Hoseok sıkıntıyle bir nefes verdi ve dünyaya jungkook'un yanına gitti.
............................
Yoongi Cebrail'in yanına gittiğinde jin yoonginin omuzunu okşadı.
"Hazır mısın?" Yoongi kafasını salladı ve cennete girmek için üçü de büyük kapının önünde durdular.
Cebrail hemen önlerinde bulunan gardiyana baktı. "Park Jimin'in ruhu burada mı? Gördün mü? "
"Görmedim efendim" Cebrail başını salladı ve gerdiyenın kapıyı açması için eliyle kapıyı işaret etti. Gardiyan kapıyı açtığında üç kardeş anında içeri girdi.
Cebrail bir süre etrafına bakındı ve kardeşlerine döndü. "Tamam dağılalım daha huzlı oluruz. Ben sağ tarafa gidiyorum siz sola gidin." dedi Cebrail ve sağ tarafa doğru ilerlemeye başladı.
Mikail yoongi'nin omzunu tuttu ve sol tarafa doğru ilerlemeye başladı.
"İsrafil nerede yoongi?"
"Jungkook'un yanına gitti gelir birjaç dakikaya heralde."
Mikail başını salladı ve etrafında bulunan neleklere baktı. "Pardon" Mikail meleklerden birine seslendiği anda etrafındaki bütün melekler saygıyla eğildiler. "Park jimin adlı ruhu gördün mü hiç?"
Melek kendinden çokça uzun olan Mikail'in yüzüne çıkarttı bakışlarını "Hayır efendim görmedim"
Mikail teşekkür ettiğinde melek eğildi ve doğrulmak için Mikail'in yanından geçmesini bekledi.
Mikail ve yoongi ilerlemeye devam ederlerken yoongi başını Mikail'e çevirdi. "Hyung ben Merlyn'e sormaya gidiyorum." Mikail tamam anlamında başını salladı ve diğer meleklere sormak için ilerlemeye başladı.
Yoongi ilerlerken karşısında Merlyn'i görmesiyle duraksadı. "Merlyn"
Küçük kız kafasını uoongiye çevirdi ve kocaman gülümsedi."Azazel? Neden buradasın? Bir sıkıntı mı var? Gözlerin kıpkırmızılar ve şişmişler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ángel de la muerte | Yoonmin
Fanfiction"Benden herkese bahsetmemelisin küçüğüm" Angst değildir!