BÖLÜM 3

47.6K 1.3K 53
                                    



Sorun çıkarmaya geldikleri her hallerinden belli olan birkaç serseri tam önümde sıralandıklarında benden sipariş ettikleri şeyleri hazırlamaya koyuldum. İçlerinden bir tanesinin bakışları üzerimde dolanırken ters ters bakıp bunu kesmesi için sinyal vermem bir işe yaramamıştı.

Elimdeki kadehi sertçe önüne bıraktığımda sırıtışı yüzünde yayılmıştı. Yüzüne tükürme isteğimi bastırdım.

"Burada kazandığın 1 aylık kazancını tek gecede kazanabilirsin." dediğini duymuştum ama kafamı kaldırıp bakmadım.

"Hey sana söylüyorum güzelim."

Üstüme alınmadığımı anlaması için başka şeylerle ilgilenirken, yanındaki serseri söze girdi. "Naza çekiyor baksana abi."

Bu kadar sabretmem bile mucizevi bir olaydı. "İçin ve siktirin gidin." dedim, gürültüde kaybolmaması için bağırmıştım.

"Seni de alalım." diyen diğer gerizekalıya baktım.

"Başını alırsın ancak." dediğimde güldü. Arsızlık bu kadar içlerine işlemişti demek ki.

"Amma uzattın." diye bağırdı, ilk konuşan beyinsiz. "Önünüze gelene verirsiniz, sonra da naza çekersiniz."

Sabrımın son damlasını taşırmayı başaran gerizekalının önüne bırakmış olduğum kadehi alıp içindeki alkolü yüzüne fırlattım. "Siktir git."

Hışımla ayaklanıp bana doğru hamle yapınca kolayca geri çekildim. Aramızdaki bar tezgahı bana tekrardan hamle yapmasını engellemişti.

Sinirden deliye dönmüştü, tezgahın üstünde ne var ne yoksa eliyle savurduğu sırada bodyguardlar arkasında belirmişti bile.

Ardından, yaka paça dışarı atılmaları en fazla birkaç dakika sürmüştü. İnsanların meraklı bakışlarına aldırış etmeden üzerimi ve saçlarımı düzeltip işime geri dönmüştüm.

Her gün onlarca aptal insanla uğraşıyordum, bu saçma olaylara alışmıştım alışmasına ama öfkemi kontrol edemiyordum. Bana dil uzatıldığı zaman sabrım bir anda taşıyordu.

Gecenin geri kalanını neyse ki daha az sorunla geçirip sabah edebilmiştim. Yorgunluktan gözlerimi açamazken, iki arka caddedeki taksi durağına ilerlerken karşıma dikilen üç kişi günün sorunsuz bitmeyeceğinin haberini veriyor gibiydi.

"Bakın burada kim varmış?" diyerek önümü kesen, yüzüne alkol yiyendi.

"Çekil." diyerek elimle omzundan ittirip yürümek için hamle yapınca arkamdan biri kolumu tutup kendine doğru çevirdi. Beni kendine doğru çevirmesiyle yüzüne yediği yumruk bir olmuştu. Neye uğradığını şaşırıp afallarken diğer gerizekalı beni tutmak için hamle yaptı.
Hamlesini geçiştirip ondan bir adım uzaklaştığımda arkamda birinin bedenini hissetmiştim.

Ben daha hamle yapamadan kollarımı arkamda birleştirince bana doğru yaklaşan diğer serseriye tekmemi savurdum. Suratına tekme yemekten son anda kurtulmuştu.

"Abi bu kız manyak." diyen ise yüzüne yumruk yiyendi.

"Bırak." diye bağırıp arkamdakinden kurtulmaya çalıştım ama başarılı olamamıştım.

Hareketsizce, diğerinin dibime kadar gelmesini bekledim. Gelip iğrenç bir sırıtışla bana bakarken yüzüne tükürüp dizimi kasığına geçirdiğimde yere çöküp kıvranmaya başlamıştı bile.

"Orospu." diye bağırdı yerde can çekişirken.

Hemen ayaklarımın dibinde olduğu için sırtına hızla tekmemi geçirdim.

Arkamdaki salak beni zaptetmekte zorlanırken ayaklarımın dibine çökmüş olan kendini toparlayıp ayaklandı ve öfkeyle üzerime geldi.

Havaya kaldırmış olduğu eli yüzüme inmeden havada asılı kalmıştı.

Hemen arkasında beliren adam, tokat yememi engellemişti.

Havada tuttuğu eli geriye doğru çevirip kırıldığından emin olacağım bir ses duyana kadar bükmüştü. Acıyla inleyip yere yığılanın ardından, diğerine attığı kafayla onun da bayıldığını anlamıştım.

Arkamda duran beni kendiliğinden bıraktığında dönüp yüzüne geçirdim. Diğerlerini umursamadan koşarak yanımızdan ayrıldığında, biraz önce beni kurtaran adama şüpheyle baktım.

"İyi misin?" diyerek birkaç adımla aramızdaki mesafeyi kapattı.

Kafa sallamakla yetindim. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş olabilirdim şu anda. O yüzden bir an önce basıp gitmem gerekiyordu.

"İstersen gideceğin yere bırakabilirim."

Kaşlarımı çattım. "Gerek yok." dedim ve hızla caddede ilerlemeye başladım.

Eğer birazcık insanlardan anlıyorduysam o adamın buram buram tehlike koktuğuna yemin edebilirdim.

Aceleyle taksinin birine binip oradan uzaklaştım.

*

Gözlerimi açtığımda gördüğüm şeyin rüya değil de beni kaçıran adamı ilk gördüğüm anı anımsamam olduğunu anlamıştım. Bir diğer karşıma çıktığı an ise; o gece barda yaşanan olaydan sonra, kovulmuş olduğumun haberini vermek için beni odasına çağıran patronum olacak hadsizin odasında oturduğu andı. O anda üzerinde durmamıştım ya da fark edememiştim ama şu anda her şeyi daha iyi görebiliyordum. Bu adam bir süredir beni takip ediyordu ve ara ara da karşıma çıkmıştı. Bunu fark edemeyecek kadar dikkatsizce davranmış olmam yüzünden tüm bunlar gelmişti başıma. O süreçte kafamı meşgul eden o kadar problem mevcuttu ki, aksi olması da beklenemezdi aslında.

Çalıştığım barın sahibiyle ne gibi bir ilişkisi mevcuttu bilmiyordum fakat, öğle aralarında ne yediğime kadar her şeyi biliyor olması orada her an her dakika rahatça bulunabiliyor olması demekti. Korkmam gerektiğini biliyordum ama beni devasa bir soğukkanlılık ele geçirmişti.

KANERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin