BÖLÜM 54

12.3K 418 437
                                    



Karşımda Arkın'ı görsem, daha az şaşırırdım muhtemelen. Çünkü Arkın manyağının verdiği sözü tutmama ihtimali, kardeşini peşime takma ihtimalinden daha fazlaydı bence.

"Aren." derken ona doğru yürüdüm. "Senin ne işin var burada?"

Aren'in bakışları, arka taraflarımda bir yerde beliren Güney'e sabitlenince sorum havada kalmıştı. Dönüp ben de baktım.

Güney sendeleyerek bana doğru geliyordu. "Karya konuşmamız lazım." Sesi, ses yalıtımı iyi olan koridorda resmen yankılanmıştı.

"Konuşulacak bir şey mi bıraktın gerizekalı?" diye bağırdım. "Siktirip gidiyorsun buradan, bir daha da karşıma çıkmıyorsun."

Aren, "Ne oldu, sorun ne?" diye sorarken birkaç adımda önüme geçip, Güney'le arama girmişti.

"Sen kimsin lan?" diye sorarken aramızdaki mesafeyi kapatan Güney için bu gece iyi bitmeyecekti anlaşılan.

"Önümüzdeki 6 ay boyunca pipetle beslenmene sebep olacak kişi." Aren'in tehditvari sesi tüylerimi ürpertmişti. Centilmen kişiliğinin altında, bir psikopat yatıyor oluşuna şaşırmam anlamsızdı aslında. Sonuçta kan aynı kandı. Abisi olacak ruh hastasına çekmişti belli ki.

"Bu da yeni kırığın mı?" Direkt bana hitaben konuşan Güney, şimdi çirkinleşmeye başlamıştı işte. Ne kadar çirkinleşebileceğine daha önce defalarca kez şahit olmuştum ama ilk defa bunu bana karşı yapıyordu.

Aren'in kahkasıyla söyleyeceklerim uçup gidince ona baktım. Bunun nesi komikti, pardon?

"İyi ki Arkın burada değil." diyerek Güney'le arasındaki mesafeyi kapattı ve kolunu kavrayarak geriye doğru sertçe büktü. Eğer benim uydurmam değilse birkaç kemik kırılma sesi duymuştum.

Güney'in kulağına doğru, "Yoksa bu kolu kırmakla kalmaz, bir yerlerine sokardı." diyen Aren de yapmış kadar olmuştu zaten.

Güney geri çekilip Aren'e birkaç yumruk sallamaya başladı. Alkolün vermiş olduğu sersemlik yüzünden, hırsla salladığı yumruklar tamamen boşa çıkıyordu.

"Yeter." diye bağırdığımda ikisi de durup bana baktı.

"Güney, sen def olup gidiyorsun." diyerek elimle arka tarafımda kalan caddeye açılan kapıyı işaret ettim. "Bu kadar rezillik yeter. Bunca zaman seninle arkadaş olduğum için bana daha fazla pişmanlık yaşatma. Bir daha da sakın karşıma çıkma yoksa bu kadar kibar olmam."

"Karya beni bir dinlesen." diyerek bana doğru birkaç adım atınca elimi öne doğru uzattım.

"Yaklaşmıyorsun. Sen haddini ve sınırını çoktan aştın. Daha fazla uzatma."

"Lütfen." dedi ısrarla.

Ayağımı yere vurdum. "İşler iyice çirkinleşmeden bas git dedim sana."

"Senin için ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunmaktayız Güney kardeş. Ben zor kullanayım mı yoksa sen efendi gibi çıkıp gider misin?"

Aren hem tiye alırken hem de nasıl bu kadar tehditkar görünebiliyordu anlamış değildim.

Güney ters ters Aren'e baktıktan sonra yanımdan geçip hızlıca uzaklaştı. Açıkçası uzatacağını düşündüğüm için sürpriz olmuştu ama iyi de olmuştu. Bu gecenin mahvolmasına izin vermeye niyetim yoktu.

Güney'in koridordan çıkıp gidişini izledikten sonra Aren'e dönüp baktım. "Evet superman." diye söze başladım. Beni Paris'e tatil yapmaya gitmem konusunda ikna ettiği sırada, yine ona böyle hitap ettiğimi hatırladım. "Öğrenebilir miyim neden buradasın?"

KANERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin