- 3. ŞAHISTAN -Yağmur git gide şiddetini arttırmaya başlarken, camları siyah filmle kaplanmış olan arabanın içinde oturan Arkın'ın merakı da, öfkesi de yağmurun şiddetiyle doğru orantılı olarak artıyordu. Hiçbir şey yapamadan öylece arabanın içinde bekliyor olmak fazlasıyla canını sıkıyordu.
Ceketinin iç cebindeki telefonu titremeye başladığında umursamadı. Binanın demir kapısına dikmiş olduğu gözlerini bir an bile oradan ayırmıyordu. Arayan her kimse, onunla sonra ilgilenecekti.
Demir kapı açıldı ve Bülent koşarak arabaya geri dönüp şoför koltuğuna yerleşti. Nefesini düzenlemek için iki kere derin nefes aldıktan sonra dikiz aynasından Arkın'a baktı. "Valizi Karya Hanım'a teslim ettim efendim."
"Polis neden gelmiş?"
"Karya Hanım'ın evinde ses duyan ev sahibi, polis çağırmış efendim. Bir sorun yok."
Arkın kafasıyla onayladıktan sonra başka bir soru sordu. "Evde başka kim var?" Bu sorunun cevabını, caddenin köşesinde dikkat çekmeden bir arabanın içine sinmiş adamından almıştı ama kafası o kadar bulanıktı ki yeniden sorma gereği duydu.
"Belinay Ataylı, Alina Doğan, Selen Çeliker ve Güney Yalçın." Karya'yla olan bağlarına kadar ezbere bildiği isimleri sıralarken teklemeyen Bülent, bir süre önce hepsini detaylıca araştırmıştı.
Arkın, Karya'yı ilk gördüğü andan itibaren hakkında öğrendiklerinin yanı sıra etrafında kim var kim yoksa, hepsinin Karya'yla olan bağlantılarına kadar öğrenmişti.
"Ne kadar gereksiz insan varsa evine girip çıkabiliyor ama ben burada bekliyorum." diye dişlerinin arasından konuştu. İçten içe köpürüyordu, o evi basıp hepsini evden göndermemek için kendisiyle resmen savaş veriyordu. Karya ortada olmadığı süre içerisinde hiçbiri umursamamışken şimdi kızın başına toplanmaları sinirini bozuyordu.
İkinci kez telefonu titremeye başlayınca titreşim sesine daha fazla tahammül edemedi ve hışımla telefonu iç cebinden çıkarıp yanıtladı.
"Söyle."
Asistan kız, Arkın'ın kükremesi karşısında titrek bir sesle konuştu. "Efendim yarım saat içinde toplantınız var hatırlatmak istedim."
"Ben aksini söyleyene kadar bütün toplantıları iptal et." Telefonu kapatıp koltuğa fırlattı. Önemli bir toplantısı olduğunu hatta belki de büyük bir fırsatı kaçırdığını bilmesine rağmen Karya kendi telefonunu açana kadar orada bekleyecekti.
Diğer cebinden başka bir telefon çıkarıp Karya'nın telefonunun sinyalinin çekip çekmediğini tekrar kontrol etti ve sonra Bülent'e baktı.
"Telefonunu vermediniz mi?"
"Çantasını kendisine teslim ettik efendim. Telefonunu da Karya Hanım'ın çantasına bizzat ben koydum." diye yanıtladı Bülent.
"O zaman hala neden açmadı şu telefonu?" diye söylendi kendi kendine. Telefonundan bir an bile ayrılmayan kızın hala telefonunu açmamış olmasına anlam veremiyordu.
Karya'nın ondan gitmesini kabul etmek zorunda kalınca, kızın hayatından bihaber olmamak için Bülent'e; kızın telefonuna ortam dinleyebilmek için birkaç program yüklemesini söylemişti. Yanına yaklaşmadan, hayatında neler olup bittiğini öğrenebilmesinin tek yolu buydu. Kız ona başka bir seçenek bırakmamıştı. Ancak Karya telefonunu açmadığı için hala hiçbir şeyden haberi yoktu. Öfkeyle soludu.
"Bana daha kesin çözümler bul Bülent. Gerekirse gir evine yerleştir."
Bülent kafasıyla onayladı. Arkın'ın tüm sinirini ondan çıkarmasını istemediği için böyle durumlarda ağzını açmaması gerektiğini çok iyi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANER
Teen FictionArkadaşlarıyla müziğin ritmine kapılmış, şarkıya eşlik ederek dans etmekte olan kıza bakıyordu bir süredir. Saçlarının ahenkle savruluşunda, karşısındakine kocaman gülümsemesinde ve hareket eden bedeninde dolandı gözleri. Haddinden fazla ilgi çekiyo...