Varlığımı ancak fark ettiğinde tepeme dikildi ve bir şahin kadar keskin bakışlarını bana dikti."Duydun. Memnun musun?"
Hiçbir tepki vermeden öylece karşıya bakmaya devam ettim. Ne cevap verilirdi ki buna?
"Ne iş yaptığımı öğrenmek istiyordun." Beni neden azarladığına dair bir fikrim yoktu. "Orospu çocuğu haklıyorum."
Gurur duyarcasına değil de daha çok bu bokun içinde olduğundan dolayı bundan yakınarak söylemiş gibiydi.
"Her şey daha da anlamlı oluyor." diye mırıldandım kendi kendime.
"Ne?" Duymadığı için mi tekrar etmemi istemişti, yoksa tekrar söylemeden önce bir kere daha düşünmem için fırsat mı tanımıştı anlamamıştım.
"Diyorum ki," Ayaklanıp karşısına dikildim. "Üzerindeki seri katil soğukkanlılığının nereden geldiğini şimdi anlıyorum."
Yüzüme bakmayı sürdürürken, düşünür gibi yaptıktan sonra tekrar konuştum. "Seri katil oluşundan geliyormuş."
Gözlerini devirdikten sonra gözlerime sabitledi. "Tam olarak öyle değil."
"Nasıl?" diye sorduktan sonra anında vazgeçtim. "Ya da söyleme, başıma ne geliyorsa meraktan geliyor zaten. Kalsın. En kısa zamanda da çekip gideceğime göre pisliklerinin içine düşmeyeyim sağ ol."
Ona konuşma fırsatı tanımadan salona doğru yürüdüm.
Yediğim beddualar teker teker çıkmaya başlamıştı. Kimin nasıl bir bedduası tuttuysa sonunda belamı bulmuştum ve kurtulmamın da imkanı yok gibi görünüyordu.
Manyağın tekiyle uğraştığım yetmiyormuş gibi bir de onun manyak düşmanlarına bulaşmak üzereydim. Adama, etrafında kim varsa öldüreceğini söyleyen bir mesaj bırakmışlardı, bu da demek oluyordu ki ilk önce benden başlanılacaktı.
Garip bir şekilde oldukça soğukkanlı bir duruş sergiliyordum. Normal şartlar altındayken de pek panik bir insan olmamıştım hiçbir zaman ama normal olmayan şartlar altında bile sergilediğim soğukkanlı davranış için kendimi tebrik etmekten geri durmadım.
Salona geçip koltuğa oturduğumda o da içeri girdi.
"Sana zarar gelmesine izin vermem."
Derince bir nefes aldım. İşte yine başlıyorduk.
"Beni serbest bırakırsan, bana hiçbir şekilde zarar gelmez zaten, bundan emin olabilirsin."
3 saniye kadar düşündüğünü görünce bir an için heveslenmiştim. Zaten aklı başında olan bir insan doğrunun bu olduğunu bilirdi. Ama bu manyaktan şüpheliydim.
"Unut bunu." diyerek kestirip attı, aksi düşünülemezdi zaten ama bir an için umutla dolduğumu söylemeliydim.
Salondan çıktığında arkasından bağırdım.
"Senin yüzünden geberip gideceğim, sen de kahrından gebereceksin."
Durdu ve geriye dönüp bana baktı. "Buna izin verir miyim sanıyorsun?"
"Ah doğru, bu zevki başkasına yaşatmazsın sen."
Gerginliğini katladığımı biliyordum, bunu belli eden bir bakışla bana baktı. "Haddinden fazla canım sıkıldı zaten, bir de sen üzerime gelme."
"Üstüme iyilik sağlık, ben mi senin üzerine geliyorum? Kuru iftira." Abartılı ses tonuyla konuştum.
Benimle baş edebilmesinin imkanı yoktu, bunu anlamışçasına daha fazla laf yetiştirmeye çalışmak yerine salondan tekrar çıktı ve gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANER
Teen FictionArkadaşlarıyla müziğin ritmine kapılmış, şarkıya eşlik ederek dans etmekte olan kıza bakıyordu bir süredir. Saçlarının ahenkle savruluşunda, karşısındakine kocaman gülümsemesinde ve hareket eden bedeninde dolandı gözleri. Haddinden fazla ilgi çekiyo...