"O iti buldunuz mu?"Arkın'ın sesi koridorda yankılanınca adımlarımı hızlandırıp odaya girdim. Bülent'i ve birkaç adamı karşısına dikmiş rapor geçtirtiyordu.
"Güney mi?" diye sormamla Arkın'ın delici bakışları beni buldu ama cevap vermedi.
"Yaşıyor muymuş?" diye başka bir soru sorduğumda, bundan hoşnut olmadığını belli eden ifadesiyle derin bir nefes alıp verdi.
"Onu en başta gebertmeliydim."
Dün ben de onu öldürmek istemiştim hatta şu anda da bir tarafım ölmesini istiyordu ama göz ardı edemeyeceğim bir durum vardı ve bunu Arkın'a nasıl kabul ettireceğime dair hiçbir fikrim yoktu. Yine de denemek zorundaydım.
Bülent'e döndüm. "Bize biraz izin verir misiniz?"
Rica ettiğimden midir nedir, çok kısa şaşkınca yüzüme baktıktan sonra kafasını saygıyla eğip Arkın'a baktı ve adamları da alıp odadan çıktığında Arkın'ın yatağının başına doğru ilerledim.
"Senden bir şey isteyebilir miyim?" diye mırıldanırken bu cümlenin bende ne kadar eğreti durduğunu o da fark etmiş olacak ki kaşlarını çatıp gözlerini kırpıştırdı.
"Sen benden her şeyi isteyebilirsin." dedikten sonra duraksadı. "Yeter ki uzak durmamı isteme."
Kafamı iki yana salladım. "İstesem de yapamıyorsun orası ayrı ama hayır bu daha ciddi bir şey."
Daha soruyu sormadan, gereksizce gerdiğimin farkındaydım ama pat diye söylemek de beni geriyordu.
Oturuşunu dikleştirdi ve gözlerini gözlerime sabitledi. Aklımı okumaya çalışıyor gibiydi.
"Seni dinliyorum."
Birkaç adım daha yaklaştım, hemen tepesinde dikilmeye başladım. Onun oturuyor olması, üzerinde baskı kurmamı belki bir miktar kolaylaştırabilirdi.
"Bu başına gelen olay.." diye başladığım sözü anında yarıda kesip zar zor toparladığım cümlemi havada bıraktırmıştı.
"Bunun üzerine yeterince konuşmadık mı güzelim? Geçti gitti artık."
"Beni bölmeden dinle." diye komut verdikten sonra devam etmeye çalıştım. "Güney'i bulduğun yerde öldüreceğin ortada. Ki düşününce böyle bir şeyi istemeye hakkın bile var çünkü ben de onu oracıkta öldürmek istemiştim."
Bir an duraksadım. Öldürmekten bahsederken ne kadar kolay dile getirdiğime inanamıyordum. Sinek öldürmekten bahseder gibi insan öldürmekten bahsetmek normal değildi. Bu beni biraz korkutmuştu.
Dikkatimi toplayıp konuşmaya geri döndüm. "Ama iyisin. Yani iyisin de bir eksik var. Artık böbreğinin biri yok ve ne yapmak istesen haklısın da aslında. Ama.."
"Karya."
Saçmalamama daha fazla dayanamayarak yine araya girdiğinde ellerimi saçlarımın arasına daldırıp hepsini geriye attım. Ne saçmaladığımı ben de bilmiyordum.
"Güzelim, ne anlatmaya çalışıyorsun daha açık olabilir misin?"
Derin bir nefes aldım. "Güney'i öldürmemeni istiyorum." dedim tek nefeste.
Arkın'ın meraklı bakışlarının, bir anda öfke dolu bakışlara dönmesine bizzat şahitlik etmiştim.
Çenesi kasılmıştı ve yanlış bir şey söylememek için kendisine birkaç saniye tanıdığını görebiliyordum.
O bağırıp çağırmaya başlamadan önce ben konuşmaya devam ettim.
"Annesiyle babası mahvolur. Bir kez daha böyle bir şeyi kaldıramazlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANER
Teen FictionArkadaşlarıyla müziğin ritmine kapılmış, şarkıya eşlik ederek dans etmekte olan kıza bakıyordu bir süredir. Saçlarının ahenkle savruluşunda, karşısındakine kocaman gülümsemesinde ve hareket eden bedeninde dolandı gözleri. Haddinden fazla ilgi çekiyo...