17. bölümden merhaba herkese. fkslsms😁
Keyifler iyidir umarım. 🍁
Benim de şimdi iyi olduğuna göre iyi okumalar diliyorum bebişkolarım. 👼
Ha bu arada unutmadan söyleyeyim sizleri seviyorum... 🌙🌙🪶🪶🪶
"Sen canımsın çıkaramam, içimdesin yavrucuğum... "
༄༄༄
Ulaç'ın bana olan itirafına sessiz kaldım. Hem ne diyebilirdim ki ona, benim sevgilim vardı. Zaten olmasa bile ben onu sevmiyordum. Sevemezdim de...
Ulaç'ın sözlerinden sonra önüme dönmüş yolu izlemiştim. O da benim sessiz kalışıma başını sallamış, tekrar arabayı çalıştırıp yola koyulmuştu. Geçen sessiz dakikalar sonunda evin önüme geldiğimizde Ulaç arabayı park etti. Ben duran arabayla beraber kendimi hızla aşağı attığımda elimdeki poşeti kalktığım koltuğa koydum. Arka koltuğa yönelip Serkan için aldıklarımı elime alıp kapıyı kapattım. Ulaç'a bakmadan arkamı dönmüştüm ki adımı seslenen sesiyle durdum.
"Mehir... " dediğinde nefesim kesildi sanki. Yine de sakince ona dönüp baktım. "Bunu unuttun. "
Uzattığı poşete kaşlarım çatılı baktım. Evet içindeki çok güzeldi ama onu ondan alamazdım. Bana karşı hisleri olan birine boşa ümit verip onu kandıramazdım.
"O benim değil. " dedim soğuk bir sesle. Ulaç omuzlarını düşürüp hızla yanıma geldi. Boyu uzun olduğundan gözlerine bakmak için başımı yukarı doğru kaldırdım.
"Bu senin. " dedi tüm harflerin üstüne basa basa. Aldırmadım, dik dik bakmaya devam ettim.
"Benim değil! " dedim dişlerimin arasından. Sinirlendiğimi anlamıştı, yine de ısrarlarlıydı da.
"Bu senin. " Biraz önceki cümlesini bir kez daha dediğinde ondan bir adım uzaklaştım.
"Benim değil dedim anlamıyor musun? Onu ben istemedim, sana da al diye bir şey demedim. Ne diye üsteleyip duruyorsun? " Sert çıkışıma afallamıştı. Yine de vazgeçmekten geri kalmıyordu.
"Tamam sen al demedin ama o mağazada bu elbiseye nasıl baktığını gördüm Mehir." Gözlerim büyük bir hayretle açılırken dudaklarım aralandı.
"Nasıl baktım? " Sesim sanki yanlış bir şey yapmış da annesinden korkan küçük bir kız çocuğu gibi çıkmıştı.
"Çok beğendiğini biliyorum bu elbiseyi; sözlerine gerek yoktu zaten anlamak için gözlerin yeterdi. Ve ben de gördüm Mehir, onu istediğini gördüm. Hem sana çok yakışacağını biliyorum. Al bu elbiseyi. " Elini kaldırıp poşeti bir kez daha bana uzattığında ellerimi yanımda yumruk yaptım. Onları zaptedemiyordum yoksa.
"İstem... " diyecekken sözümü kesti.
"İstiyorsun. Ve alacaksın, al hadi inat etme. " Gözlerim gözlerinden ayrılıp bana uzattığı poşete kaydı. Onu istiyor muydum, evet. Ama bı şekilde değil, bana onu onun almasıyla değil.
"Alamam." dedim bu sefer de. Gözlerim tekrar Ulaç'ın gözlerine kaydığında bana şaşkın gözlerle baktığıno gördüm.
"Neden? " Sesinde merak vardı.
"Çünkü, hediyeleri sevmiyorum. " Bulduğum daha doğrusu bulabildiğim en iyi yalan buydu. Ulaç inanır mıydı? Gözleri hiç de inanmışa benzemiyordu.
"Demek o yüzden sana aldığım önceki hediyeyi hiç çıkarmadın. * Ne? Hangi hediyeden bahsediyordu?
"Ne hediyesi? " dedim hatırlamayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalanlar Vaveyla (I)
ChickLitİnsan önce doğar, gözlerini açar hayata, sonra gelişir, hayatı öğrenir bu süreçte, hayat onu yıpratır ve en sonunda da öldürür. Bazı insanlar vardır hak ettiği zaman, hak ettiği yerde; ama bazı insanlar da vardır hak etmediği zaman, hak etmedi yerde...