ON BEŞİNCİ BÖLÜM

130 122 0
                                    

Selamlarrr 💕
Hepinize iyi okumalar diliyorum bebişlerim. 🍁
Vee bölümü oylamayı unutmayalım. 🌺

🪶🪶🪶

Kuşkular sarmıştı bedenimi, öldürmüştü bu zehir içimi… "

                                                        ༄༄༄

"Mehir, ben geldim. " Serkan'ın telefondaki sesiyle gözlerimi dışardan çektiğimde hızlıca odanın kapısına doğru ilerledim. 

"Tamam, geliyorum bende. " Kapının kulpunu indirdiğim gibi kendimi dışarı attığımda koşar adım dış kapıya gittim. O an babamın seslenmesiyle durup omzunun üstünden geri baktım. 

"Sanada günaydın Mehir, nereye gidiyorsun bakalım sabah sabah? "  Omuzlarımı yere düşürüp babama cevap verdim. 

"Ben şimdi geliyorum baba. " Ona çok bir şey belli etmek istemiyordum ama babam bu söylediğime tabiki inanmamıştı. 

"Nereye dedim Mehir! " Bu seferki sorudan çok uyarı gibiydi. Mecbur söyleyecektim.

Babamın sesine doğru dönüp mutfağa doğru ilerledim. Mutfağın kapısına geldiğimde babam bana merakla gözlerle bakarken dudaklarımı araladım. 

"Serkan geldi baba, onunla konuşacağım biraz. " Babamın çatılı kaşları gevşerken bu sefer gözlerinde merak vardı. 

"Neden? " dedi bu sefer de sesi yumuşak çıkarken. 

"Ben çağırdım çünkü. " Yine neden diye soracaktı biliyordum. Bu yüzden babamın sormasını beklemeden ben söyledim. "Onunla konuşmam lazım da. "

"Tamam kızım, çabuk gel ama Ulaç gelecek birazdan. " Babam anlayışla başını sallarken ben omuzlarım düşük mutfağın kapısından ayrıldım. 

Dış kapıya geldiğimde metal kolu tutup aşağı indirdim. Aralanan kapıdan çıkmaya hazırlanıyordum ki gördüğüm yüzle olduğum yerde kaldım. Ulaç bana şaşkın gözlerle bakarken eli havada kalmıştı. Ne yapacağımı bileyemeyerek kapıyı biraz daha açtığımda gözlerim onda takılı kalmıştı. Aramızdaki sessiz dakikaları gözlerini gözlerimden çekmesiyle kesti. 

"Bir yere gidiyorsun herhalde Mehir? " Gözlerimi ondan çekip öne atıldığımda geri çekildi geçmem için. 

"Evet." dedim sadece ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Ulaç içeriye geçip kapının arkasına geçtiğinde ona bakmadım, benim ardımdan kapıyı kapatırken hızlıca merdivenleri inmeye başladım. 

Tüm merdivenleri indiğinde apartmanın kapısını açıp dışarı çıktım. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde az ileride Serkan'ın gülümseyerek bana baktığını gördüm. Ona doğru koştuğumda kollarını bana açmıştı. Hızımı biraz daha artırdığımda davetkar kollarına attım bedenimi. Serkan beni kollarıyla sararken yüzümü boynuna gömdüm. 

"Güzelim… " Bir şey demedim, bir şey demesine fırsat vermedim. Sadece sarıldım, sadece içimdeki korkuyu attım, sadece özlem giderdim, sadece kokusunu içime çektim… 

"Mehir… " dedi Serkan dakikalar ardımızda kalırken. "Hadi ama güzelim, bak bana. "

Yavaşça başımı boyun girintisinden kaldırıp dolmuş gözlerimle gözlerine baktım. Yüzüme baktığında kaşları çatıldı, bu ağlayan halimi görmeyi beklemiyordu. Haklıydı, bende ağlamayı istemiyordum ama onu görür görmez tutamamıştım içimdeki bu dürtüyü. 

"Ağlama artık, bak ben buradayım. Seni hiç yalnız bırakır mıyım güzelim? " Serkan ne yapsa fayda etmiyordu şu aciz yüreğime. Onu kaybetmenin korkusu her şeyden daha baskındı kalbimde…

Senden Kalanlar Vaveyla (I) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin