YİRMİ ALTINCI BÖLÜM

115 109 0
                                    

Selamlarrr...
Bölümleri hızlandırmaya karar verdim bundan sonra. 🐣 Umarım siz de sevinmişsinizdir... Finale az kala bu bölümü de oylayın da kitabımız daha iyi yerlere gelsin, değil mi? Jdkakms 🦋
O zaman iyi okumalar bebeklerimm... ❤️‍🔥

🪶🪶🪶

"Hayatta insanın en çok ihtiyacı olan umuttu, lakin insanın hayatında olmayan tek şey yine umuttu… "

                                                  ༄༄༄

İnsanın kendine ait en güzel kelimesi neydi ki? Güzel, mükemmel, başarılı… Ya da kimin ona güzel sözcükler söylemesini isterdi? Anne, baba, arkadaş, sevgili… 

Peki bana kim söylüyordu tüm bunları? Bir yabancı… Bana hisleri olan ama aynı zamanda da bana yabancı olan adam… Ulaç… 

Bana 'küçüğüm' demişti, diyordu. Neden? Ben ona soramadım hiç kendime sorduğum kadar. Ben onunla tartışmadım hiç, kendimle tartıştığım kadar. Soramadım işte, bilmiyorum cevabını. Öğrenemedim daha, o cesareti toplayamadım ki… 

"Mehir." dedi sıkıntılı bir nefes verirken. Gözlerimi gözlerine diktim. "Artık üzüldüğün yeter, artık mutlu olmanı istiyorum senin. "

"Ulaç." dedim ona istinaden. Hafifçe gülümsedim. "Benim mutluluğum üç beş parça güzel kıyafetten ibaret değil ki. "

"Biliyorum ama… " diyecekken sözünü kestim. 

"Benim canımın canını aldılar. Benim canımı toprağın altına verdiler, benden iyi olmamı bekleme. Çünkü olamam, olamam işte… " Ulaç'ın önünden çekildim. Merdivenlere doğru birkaç adım atmıştım ki sesi durdurdu beni. 

"Tamam, zamana ihtiyacın varsa tüm zamanlar senin olsun. " Yüzümü dönmeden onu dinlemeye devam ettim. "Ama senin için çabalamama da izin ver, lütfen… "

Bir şey demedim. Onu cevapsız bırakarak merdivenleri çıktım ağır ağır. Son basamağı da çıktığımda yanımızdan ayrılan görevli kız elinde siyah kıyafetlerle geldi. 

"Buyrun Mehir Hanım. " Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirerek elindekilere uzandım. 

"Teşekkürler. Deneme kabininiz nerede acaba? " Kız işaret parnağıyla bir yer işaret etti. Ona baktım. 

"Şuradan düz gidip sağa dönün, hemen önünüzde olacak. " Bir şey demeden başımı salladım. Görevlinin yanından ayrılırken hızlı adımlarla kabine doğru yürüdüm. 

Dediği gibi düz ilerleyip sağa döndüğünde tam önümdeydi deneme kabini. Hızla kapıyı açıp içeri girdim. Üstümdeki çamurlu pijamalarımı çıkarıp üstüme temizlerini geçirmeye başladım. Siyah taytı girdiğim an askıya astığım siyah ince tişörtü giydim. Sanırım ikisi de tam bedenime göreydi. 

Aynadan kendimi süzerken arkamı dönüp kabinden çıktım. Sanırım alışkanlık kötü bir şeydi, zira dışarıda beni annemin beklediğini düşünmüştüm. Ama bekleyen annem değildi, Ulaç'tı. 

Ulaç bana büyülenmiş gözlerle bakarken kendimi kötü hissetmiştim. Önümde birleştirdiği ellerimle oynamaya başladığımda gözlerimi kaçırdım. 

"Oldu bunlar, başkasına gerek yok. " dediğimde cevap vermesini beklemeden kabine girip eşyalarımı aldım. 

"Evet, olmuş. Ama sanırım bir şeye daha gerek var. " dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. Ulaç yanımdan ayrılıp ilerlendiğinde onu takip ettim. Az ilerideki askılıklardan aldığı bir kapşonluyu bana doğru tuttuğunda dışarıdaki havaya baktım. Rüzgar esiyordu ve sanırım bunu giymezsem donarak ölecektim. Mecburen uzattığı kapşonluyu elime alıp üstüme geçirdim. 

Senden Kalanlar Vaveyla (I) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin