keyifli okumalar 😽
Jeongguk...
Lera uzanıp dudaklarını Taehyung'un dudağına bastırdı.
Gözlerimi kırpmamla birlikte ne ara dolduğunu anlamadığım gözlerimden yaşlar düştü. Yanağımdan çeneme, çenemden de boynumu takip etti.
Bana belin incecik demişti ama şu an Lera'yı kucağına almış onun belini tutuyordu. "Neden öyle söyledin?" diye fısıldadım ama o kadar kısıktı ki kendi sesim zar zor duymuştum.
"Hiç söylemeseydin." dedikten sonra karşımdaki görüntüye tahammül edemeyip, arkamı döndüğüm gibi koşar adımlarla ilerlemeye başladım.
Yanağımda yeni bir ıslaklık hissetmemle birlikte sertçe silip, "Aptal! Aptalsın! En ufak hareketinden etkilendin!" diye konuştum kendi kendime. "Tanrım! Dursana, akma!" diye gözyaşlarıma sitem ettim.
İstemsizce akıyordu akmasını istemiyordum çünkü hep aynısı oluyordu. Taehyung'la herhangi bir bağlantımız olmadığı zamanlar birileriyle birlikte olduğunu görmek beni ağlatıyordu. Çünkü onu gerçek anlamda seviyordum ama şu anda kalbimde hissettiğim ağırlık çok fazlaydı.
Çünkü bana umut vermişti. Güzelim demişti, belimden tutmuştu, bana sarılmıştı, yaramı temizlemişti... Hepsi bir günde gerçekleşmişti ama benim için fazla anlamlıydı.
Bar bölümünden geçerken kolumu biri tuttu. "Jeongguk, az önce gitmedin mi?" diyen Yoongi'ydi. Gözlerimi kırpıştırıp ona doğru döndüm. "Taehyung nerde ve ayrıca... Gözlerin kıpkırmızı sorun ne?" dediğinde şu anki görüntüme en zıt şeyi yaptım. Gülümsedim.
Acıyan dudağımı ve kıpkırmızı olduğuna emin olduğum gözlerimle yapabileceğim en içten gülümsemeyi yapıp, "Sorun yok," dedim. "Gözlerim ise... Alkol yüzündendir. İyi geceler."
Tam gideceğim sırada yeniden beni durdurup, "Taehyung nerde? Seni bırakmayacak miydi?" diye sorması üzerine, "Emin ol kapıda beni bekliyordur." deyip hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladım.
Arkamdan, "Dudağın kanıyor!" diye bağırmasını duymazdan gelip ilerledim.
Gerçekten aptaldım! Bir günde her şeyin değişeceğini düşünüp, aptalca hayaller kurmuştum. Gerçekleşmesi şu andan sonra mümkün olmayan hayaller.
En son kime çarptığımı bile bilmiyordum ama sonunda çıkışa ulaşmıştım. Bu mekanda bir saniye bile durmak istemiyordum ama kapının önünde duraksadım. Birkaç dakika önce burada, arabasının içinde beni bekleseydi her şey farklı olabilirdi.
Onun için ne değiştirdi bilmiyorum ama ben şu an ağlamamış, aptal olduğumu anlamamış olurdum.
Gözyaşlarımı silip mekanı gerimde bırakarak ilerlemeye başladım. Nereye gittiğim umrumda değildi sadece buradan uzaklaşmak istiyordum. Eve taksi olmadan dönmem akıl kârı değildi ama yine de yürüyordum.
Birkaç dakikalık yürüyüşümde karşıma çıkan çıkan marketle birlikte duraksadım. Unutmak bana iyi gelir miydi? Sabah kalktığında hatırlayacağımı bilsem de, sadece bu gece unutsam?
Markete girip bir şişe alkolün parasını ödedikten sonra kapağını açtırıp, teşekkür ettim ve marketten çıkıp yeniden yürümeye devam ettim. Elimdeki şişeden aldığım her yudumda yüzüm buruşuyordu ama umursamayıp, acı tadın boğazımı yakmasına izin veriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're just mine | taegguk
FanfictionJeongguk'un instagram hesabının çalınmasıyla birlikte, aynı gece hoşlandığı kişi Taehyung'a onu arzuladığıyla ilgili bir mesaj gider... Jeon Jeongguk, Kim Taehyung'un aslında nasıl biri olduğunu bilmeden onu olduğu gibi kabul eder ama peşinde olan...